Batman kent merkezinin gerçek nüfusunun ne kadar olduğunu gerçekten bilmiyorum. Tahminim 400 bin civarıdır.

Bu kadar insan yoğunluğunun olduğu kentimizde toplum sağlığını tehdit eden o kadar çok gelişmeye tanık oluyorum ki, gözümü kapatmam sorumsuzluk olacaktır…

Halk sağlığını ilgilendiren konularda yapıcı eleştirilerden kaçınmamak gerektiğine inananlardanım.

Sorumlu gazetecilik eleştiri yapmayı gerektirir. Eleştiriler ilgililer için yol gösterici olarak değerlendirilmelidir.

Yapılan eleştirilerden dersler çıkarmak ve gündeme taşınan meseleleri önemsemek ilgililerin görevidir. Bu görev hem yasal, hem vicdani bir görevdir.

Şu bir aylık Ramazan günlerinde gerçekten insan yoğunluğuna şaşırdım. Her tarafta insan seli yaşanıyordu…

HUZUR ORTAMINDA ALIŞVERİŞ…

Batman’da huzurun olması gerçekten sevindirici gelişmedir ve bundan duyduğum memnuniyeti tekrar tekrar ifade etmek isterim.

Bir süre önce insanlarımızın huzur içerisinde yaşam sürmelerinden duyduğum sevinci dile getiren bir makale yazmıştım, kısa bir alıntı ile hatırlatmak istiyorum:

‘Söylediğim hep şu olmuştur;

Bu kentin devasa önemli sorunları olabilir…

Yoksullukla boğuşabiliriz…

İşsizlik tavan yapabilir, yapmıştır, açlık sınırında yaşayan kitleler olmuştur.

Bu durum bizi ümitsizliğe sevk etmemeli…

Kentimizin alt yapı, üst yapı sorunları hayatımızı olumsuz yönde etkileyebilir…

Eğitimde,

sağlıkta,

ulaşımda,

iletişimde,

sosyal hayatımızda bazı sorunlar bizleri rahatsız edebilir.

Hiç önemli değil…

Yeter ki huzurumuz olsun, huzurumuz bozulmasın…

Her sorunu aşabiliriz…

Yeter ki huzur ortamı olsun…

Yeter ki halk korkusuzca gece yarılarında cadde ve sokaklarımızda dolaşabilsin…

Gelecek için karamsarlığa, endişeye kapılmasınlar…’

Evet, bu güzelliği ifade ederken huzurlu bir gelecek için hep dua edeceğim.

Huzur ortamı iyi, güzel de, böyle yoğun bir nüfusun sağlığını düşünmek, gerekli tedbirleri almak gerekiyor.

HER TARAFTA DÜZENSİZLİK!..

Ne yazık ki toplum sağlığı tehlikede. Nasıl bulaşıcı hastalıklardan kırılmıyoruz, doğrusu şaşırıyorum!..

Son bir ayda Batman’ın muhtelif yerlerindetanık olduğum manzaralar tüylerimi diken diken etmeye yetti…

Her tarafta düzensizlik dikkat çekici…

Trafikte ciddi keşmekeşliğe defalarca şahit oldum…

Her tarafta kaldırım işgalleri…

Her tarafta çevreye gelişigüzel atılan çöpler…

Her tarafta açıkta asla satılmaması gereken temel gıda maddeleri…

Her tarafta sakatatlar…

Her tarafta tezgahlar, tablalar üzerinde renk değiştirmiş kırmızı etler(!), parçalanmış tavuklar…

Her tarafta sözüm ona tatlılar, baklavalar...

Bütün bu eleştirilerimin muhatabı tabi ki Belediyedir…

Temizlikte, asfaltta, üst yapıda, görsellikte başta olmak üzere birçok konuda önemli bulduğum ve açıkça takdir ettiğim güzel hizmetlerini ifade etmekten çekinmediğim mevcut belediye yönetiminin bu yazımı, eleştirilerimi önemsemesini istiyorum.

Belediye Başkan Vekili (Kayyum) Sayın Ertuğ Şevket Aksoy, basının, köşe yazarlarının kendisini eleştirmesini istiyordu. Kendilerini ziyaret ettiğimde bu konuda net cümleler kurmuş, hatta kendisini eleştiren bir yazıyı da övmüştü.

Doğru yaklaşım zaten böyle olmalı. Eleştirilerden kaçınmadığımı bilirsiniz. Lağım suları vs konularda eleştiri içerikli makalelerime bakabilirsiniz.

Bu yazım ciddi bir eleştiridir. Çünkü toplum sağlığını tehdit eden bir durumdan söz ediyorum…

Yıllardır taa eski yönetimlerden tanık olduğum manzaralara dikkat çekiyorum.

Önceki bütün belediye yönetimlerine de bu konularda sert eleştiriler yöneltiyordum. Belki de dünyanın en geri kalmış ülkelerinde, Ruanda’da, Etopya’da, Somali’de vs tanık olabileceğimiz açıkta satılan temel gıda maddeleri, sakatatlar, etler gerçeğine seyirci kalmadım hiçbir zaman.

Mevcut yönetimin bu konuda ciddi bir çalışma yapmadığını gözlemliyorum. Eski tas, eski hamam anlayışı kabul edilemez.

Belediye zabıtaları ne yapıyor Allahaşkına? Batman’daki bu ilkel manzaraya seyirci kalmaktan öte…

Tabi bu eleştiri yazısı sadece belediyeye yönelik değildir. Sağlık Müdürlüğü, halk sağlığından sorumlu ilgili kurumlar, Tarım müdürlüğü yöneticileri de (trafikteki keşmekeşten Emniyet yetkilileri de) sorumludur. (Gök taksi civarında trafik uzun süre kilitleniyor. Bir gün olsun yolu açmaya çalışan bir trafik görevlisini alanda görmedim.) Gıda denetimlerini kim yapıyor, hangi kurum ve kuruluş açıkta satılan bozuk etleri denetliyor?

Hülasa, özetle bu düzen değişmeli diyorum. Toplum keyfi şekilde hareket edemez, etmemeli, ettirilmemelidir. Kim ne yapıyorsa yanına kar kalmamalıdır…

Alo Tevşo çevresi projesi için girişimlerde bulunan ve kenti bu ilkel manzaralardan kurtaracak projenin ivedilikle hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu konuda belediye yönetimin yanındayım. Sayın Ertuğ Şevket Aksoy’un da bu manzaralardan son derece rahatsızlık duyduğunu biliyorum. Yılların ihmali ve düzensizliği bir çırpıda değişmez. Ancak artık bir yerden başlamalıyız.

Batman ya değişecek, ya değişecek, ya değişecektir. Ya değişeceğiz, ya da bu ilkellik uzun süre devam edecektir…