.
 Internet’te mynet.com sitesinin 23 Ağustos 2010 tarihli bir haberini yazmayı uzun zamandır bekliyordum. O ara yazmayı uygun görmedim. Çünkü o sıralar Pakistan’a yaşanan Sel felaketi sebebiyle Türkiye ve öteki Ülke’lerden yardımlar yapılmakta idi ve benim bu yazım o yardımlara ket vurabilirdi. Ancak yaralar şimdi kısmen sarıldı ve ben sizlerle paylaşmayı uygun görüyorum. Neler yazılıydı bu haberde? Alıntı yaparak aktarıyorum;
Pakistan’da kriket oynamaya giden 15-17 yaşlarındaki iki kardeş, önlerine çıkan elleri sopalı bir grup tarafından soyguncu sanılarak linç edilerek öldürüldü. Öfkeli kalabalık, linç ederek öldürdükleri kardeşlerin cansız bedenlerini dar ağacına astı. Bu sırada çekilen görüntüler ise Pakistanlıları sokağa döktü. Sel nedeniyle 5 binden fazla evin sular altında kaldığı Pencap eyaletinin Sialkot kenti hükümet yetkilisi Mujahid Sherdil, ülkede büyük bir yankı uyandıran olayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Moiz Butt (17) ile Muneeb Buut (15) adlı kardeşlerin, sabah kahvaltısı ve namazın ardından kriket ekipmanlarını alarak maça gitmek üzere yola çıktıkları sırada elleri sopalı bir grup tarafından durdurulduklarını, öfkeli grup tarafından soyguncu sanılan biri ‘hafız’ iki kardeşin, linç edilerek vahşice öldürüldüklerini söyledi.
 Soyguncu sandılar ‘Hafız’ çıktı. Sherdil, biri ‘hafız’ olan iki masum kardeşi linç ederek öldürmekle yetinmeyen kalabalığın, kardeşlerin cansız bedenlerini dar ağacına astıktan sonra ‘tekbir’ getirerek olay yerinden uzaklaştıklarını kaydetti.
Polis linç girişimini izledi. İki kardeşe linç girişimi sırasında olay yerinde çok sayıda polisin bulunduğu, ancak müdahale etmedikleri ifade edildi.Hükümet yetkilisi Sherdil, olayla ilgili olarak 4’ü polis memuru olmak üzere toplam 14 kişinin gözaltına alındığını aktardı. Pakistan İçişleri Bakanı Rehman Malik, feci olayda yaşamını yitiren iki kardeşin ailesini ziyaret etti. Malik, görgü tanıklarına da polise yardımcı olmaları çağrısında bulundu.
 Medyanın tepkisi artıyor. Gençlerin linç edilerek öldürülmesine sert tepki Pakistan medyasından geldi. İngilizce yayımlanan ‘The News Gazetesi, “Biz bu muyuz? Vahşiler” başlığıyla bildirdiği haberinde, okuyucularını sağ duyulu olmaya davet etti
                        ***
Bizler felaketler sebebiyle diğer ülkelere yardımda bulunuyoruz. Bizim başımıza gelen felaketlerde de yardımlar yapılıyor. Bu tür dayanışmalar çok insani, buna bir itirazımız olamaz. Ancak insan hak ve ihlallerinin yaşandığı bölgelere salt patates, makarna ve ilaç göndermek yetmez. İnsan olmanın vermiş olduğu ahlak, erdemlilik gibi manevi değerleri de paylaşabilmemiz lazım. Ben Internet ortamında bu iki kardeşin nasıl öldürüldüklerini, azgın bir topluluk tarafından nasılda infaz edildiklerini gördüm ve korktum. Çünkü bunu yaparken hep bir ağızdan TEKBİR getiriyorlardı. Güzelim İslam adına, büyük Allah’ımız adına iki cana kastediyorlardı. Yobazlık denilince bir resim olarak bu olay yeter sanırım.
Eğer bu iki masum, masum değil de suçlu olsalardı yapılan infazı hoş mu görecektik? İslam bize hırsızlık yapanları öldürmemizi mi emrediyor? Bu nasıl bir sakat anlayıştır?
Bu görüntüleri izleyen Müslüman olmayan toplumlardan bize bakış açıları ile ilgili ne bekleyebiliriz? Söylenecek tek bir kelime bile yok
Ne yazık ki haber bültenlerinde de bu konu da pek bir şey yazılmadı, çizilmedi. Sanki üstü örtülmek istendi. Ama bu tür insanlık dışı olaylar çevremizde, yakın-uzak komşularımızda halen yaşanmakta. Bizler gıda ve ilaç yardımlarının yanında bu insanlara kültürel hoş görümüzü de ihraç edebilmeliyiz. Hele ki İslam adına yapılan ve dini ritüellerin kullanıldığı bu tür insan hak ve ihlallerinin, cinayetlerinin önüne geçebilmek için gerekirse konusunda uzmanlardan oluşan bir ordu ile o ülkelere gitmeli ve gerekli faaliyetleri gerçekleştirebilmeliyiz. Çünkü İslam adına yapılan bu tür cinayetler kanımıza dokunuyor.
Aslında yatıp-kalkıp dua etmeliyiz Türkiye Cumhuriyetinde doğduğumuza. Bizim Ülkemizde de sorunlar yok mu? Var, hem de diz boyu. Ama böylesine bir gözü karalık, böylesi bir vahşet Allah’a şükür ki taraftar bulmuyor.