Sırf biraz dünyalık kazanmak uğruna kamuya, topluma ait malları, değerleri çalıp, çok büyük zararlara neden olanlardan artık gına geldi…

Her gün aramızda dolaşan alçak, aşağılıkların haberlerini okumaktayız. Böyleleri için yıllardır, “Medeniyet Düşmanları” diyorum…

Kimlerden mi söz ediyorum?

Uzaylılardan değil, aramızda dolaşan insan suratlı aşağılık hırsızlardan söz ediyorum…

Yıllardır bu aşağılıkları yazıyor, onlara dikkat çekiyorum. Meslektaşlarıma sitemim var. Hiçbir meslektaşımın bu medeniyet düşmanları ile ilgili makaleleriyle karşılaşmadım.

Bu konuda yorum yapmış meslektaşlarım varsa ve ben yazılarını görmemişsem, kendilerinden özür diliyorum. Eğer bu konuda kalem oynatmamışlarsa, kendilerini duyarlı olmaya davet ediyorum.

Bir yerel gazetemizde aynı günde iki ayrı haber yer aldı. İkisi de hırsızlarla ilgiliydi. Öncelikle onları tebrik ediyorum. İki haberi de bilginize sunmak istiyorum.

Önce, “Hırsızlar elektriksiz bıraktı” başlıklı habere bakalım: “Belde ile birlikte aynı hattan beslenen onlarca köyü karanlıkta bırakan hırsızlar, yüksek gerilim hattına ait galvanizli direğin çapraz payandalarının neredeyse tamamını çaldı. Taşıma direnci zayıflayan direk rüzgarın da etkisi ile devrildi. Bunun üzerine Kayapınar beldesi ve çevresindeki köyler enerjisiz kalırken bu durumdan yaklaşık 5 bin kişi etkilendi. Hemen harekete geçen Dicle Elektrik Dağıtım ekipleri, kısa süre içerisinde beldeye alternatif hatlardan elektrik verdi. Dicle Elektrik Batman İl Müdürü Yusuf Açar, “Çalınan payandaların küçük paralara satıldığını, alanların da bunları bahçe çiti olarak kullandıklarını duyuyoruz. Bu yapılan zaman ve iş gücü kaybına yol açıyor. İnsanlar enerjisiz kalıyor. Sonuçta ciddi bir ekonomik kayıp söz konusu oluyor. Hırsızlar kendi hayatlarını tehlikeye attıkları gibi, bu eylemleri ile herkesi sıkıntıya sokuyorlar. Hiç kimsenin bunu yapmaya hakkı yoktur” dedi.”

Görüldüğü gibi hırsızlar ucuz bir kazanç uğruna alçaklığa imza atmışlar…

“Bu hırsızlara ‘dur’ diyecek yok mu?” başlıklı Sol Sahil Sulama Kanalı ile ilgili ikinci haberi birlikte okuyalım: “Bir süre önce kanal boyunca bakım yapan Sulama Birliği yönetimi, yenilenen ve değiştirilen birçok metal aperatın ikinci kez hırsızlar tarafından çalındığını belirttiler. Sulama Birliği Başkanı Veysi Onur, ‘Batman Sol Sahil Sulama Birliği ana kanalında meydana gelen hırsızlık olaylarında çalınan Çek milleri, yedek kapaklar, rapier saçlar ve kapı üzerlerindeki şanzımanlardan dolayı kurumumuz ciddi zarar ve ziyana uğratılmıştır. Söz konusu malzemelerin çalınmasından ötürü sulama faaliyetinin yapılması konusunda aksaklıklar yaşanmakta; gerek kurumumuz gerekse arazisini sulayan çiftçimiz bu eksikliklerden olumsuz etkilenmektedir. Batman’da hurdacılık işi ile uğraşan insanlarımızın çalıntı olan bu tip malzemelere karşı duyarlı olup almamaları ve güvenlik birimlerine haber vermeleri rica olunur’ dedi.”

Bu kent adına utanç verici bir gelişme değil mi? Elektrik direklerinin düşmesine neden olacak somun ve civataları, sulama kanalı aparatlarını çalacak kadar aşağılık insanlar aramızda dolaşıyor.

Bu hırsızlara gerçekten kim ‘dur’ diyecek? Neden bu hırsızlar ortaya çıkarılıp, teşhir edilmiyorlar?

Bu aşağılıklar çaldıkları bazı nesneleri arazileri için ‘çit’ olarak kullanıyormuş. Bunların tespit edilmesi o kadar zor mu?

Batman ve çevre il ile ilçelerin enerji nakil yüksek gerilim hatları direklerinin statik demir parçaları ile somun ve cıvatalarını çalan kaç hırsız şimdiye kadar yakalandı?

HIRSIZLAR BOŞ DURMUYORLARSA…

Daha geçenlerde değerlendirmiştim, tekrarında yarar var: ‘Batman-Kurtalan enerji nakil hatlarındaki koca bir direğin, statik demir parçalarının çalınması yüzünden devrilmesi ve çok sayıda yerleşim yerinin elektriksiz kalması gerçekten de utanılacak bir gelişme olduğu gibi, üzerinde önemle de durulması gereken bir durumdur… Uzaylılar gidip dev elektrik direklerinin somun, cıvata ve statik demir parçalarını çalmıyorlar. Aramızda azılı hırsızlar var, hesap sorulmalıdır…’

Geçtiğimiz günlerde Batman Üniversitesi yolunun aydınlatılması gerektiği konusunda bir yorum yaptım. Öğrencilerin güvenliği adına önemli bir soruna dikkat çektim. Gerçekten de direkleri dikilmiş, lambaları takılmış ve enerji verilmiş üniversite yolunun karanlık halini kabul edilemez buluyorum…

O yazımın ardından Dicle EDAŞ yetkililerinden birisiyle görüşmüştüm. Azılı hırsızların üniversite yolunu aydınlatan hattın kablolarını çaldıklarından söz ediyordu…

Demek ki azılı hırsızlar boş durmuyorlar…

İyi de hırsızlara teslim mi olacağız?

Bu medeniyet düşmanları boş durmuyor ve kamuya ait malları çalarak can, mal ve ırz güvenliği için tehdit oluşturuyorlarsa, bunların ivedilikle takibi yapılmalı ve yakalanmalıdırlar…

Üniversite yolunun güvenliği için mobese sistemi veya başka yöntemlerle izleme sağlanabilir.

Bugüne kadar yüksek gerilim hatları direklerinin statik demir parçaları ile somun ve cıvatalarını çalanların yakalanıp yargıya teslim edildiklerine dair bir haber okuduğumu hatırlamıyorum. Bu konuda jandarma karakolları, köy muhtarları, imam ve öğretmenlere görev düşüyor. Önce herkesin bu konuda bilgilendirilmesi, köylerde gerekli uyarıların yapılması gerektiğine inanıyorum. Sonra cezai yaptırımlar…

Buradan sormak istiyorum; TEİAŞ Bölge Müdürlüğü adına bugüne kadar tek bir köyde halkı bilgilendirme ve uyarı amaçlı toplantılar, seminerler düzenlemiş, tek bir broşür dağıtmışlar mı?

Madem yıllık bir milyon TL zarar söz konusu, bu konuda çalışmalar yapmaları, halkı etkin şekilde uyarmaları ve bilgilendirmeleri gerekmez miydi? Bu konuda hangi çalışmayı yapmışlar, tarafıma bilgi göndersinler, köşemde yer vereyim…

Hiç duymadım. Böyle bir çalışma yapmış iseler, medya ayağını eksik bırakmış demektirler. Önerilerimin dikkate alınmasını diliyorum.’

Yukarıda sorularımın da olduğu yazıma bir cevap verilmedi. Tekrar soruyor ve cevap bekliyorum.