Türkiyenin en temel sorunlarından biri olan Kürt Sorununda çözüm çalışmaları için yollar denenirken birileri öyle anlaşılıyor ki bilinçli bir şekilde ortalığı karıştırmak için tutunak açıklama veya görüşme notları adı altında bilgi sızdırma yoluyla kamuoyuna harekete geçirmeye, tarafları zor durumda bırakmaya çalışıyor.
Bu konuyu değerlendirirken yapılan işin niyet bölümünü iyi değerlendirmek gerekmektedir.Böylesi devasa bir sorun hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiği konusunda hiç kimsenin ihtirazı olamaz, olmaz. Çünkü insanlar bilgilendirilmeden kapalı kapılar arkasında neler yapıldığını, neler konuşulduğunu, nelerin verilip nelerin alındığı konusunda  görüşlerine başvurulmadan yapılan işlem sağlıklı ve vicdani bir işlem olmaz. Bu gerçekleştirilerken elbette kast ettiğimiz her atılan adımın, yapılan her görüşmenin, söylenen her sözün, yapılan her tartışma ve kararlaşmanın anında yanısıtılması  değil. Yapılması düşünülen ve üzerinde kararlaşma veya tartışmaların sürdüğü ana meselelerin bilinmesi bile yeterli olur. Tabi bu bilgilerin üzerinde konuşulur hale geldikten sonra tartışılmaya açılması gerekiyor. Diğer bir iş ise yapılan görüşmeler ve sağlanan ilerlemeler konusunda Parlamentonun bilgilendirilmesidir. Parlamento ve muhalefet partilerinin bilgilendirilmesi en azından kafa karışıklıklarını en az seviyeye indirgemek açısından oldukça önemlidir.
Ancak görülmektedir ki süreçle ilgil bilgilendirmeler belirlenen bir takvim çerçevesinde halkla paylaşma yerine bilgi sızdırılması yoluyla gerçekleştirilmek istenmekte ve henüz konuşma ve tartışma düzeyinde olan konular üzerinden sorunun çözümü tıkanmak istenmektedir.
Bu anlayışın yanlış olduğunu belirtmek gerekiyor.Bu yöntemin sağlıklı bir yöntem olmadığı ve sağlıklı sonuçlar çıkarmadğı Oslo görüşme notlarının basına sızdırılması ile net olarak görülmüştür. Bu tür tavırlar başta görüşmeleri yürütmekte olanlar olmak üzere taraflar üzerinde baskı  ve gövensizlik yaratmaktadır.Daha Oslo görüşme notlarının açıklanması konusundaki tereddüt ortadan kalkmamışken İmralı görüşme notlarının basında yer alması ve konunun tepkilere neden olması işin sağlıklı yürütülmesi konusunda ve bilgi paylaşımının yöntemi konusunda soru işaretleri yaratmaya başlamıştır. BDP yönetimi bilgilerin kendileri tarafından sızdırılmadığını ve konuyu araştırdıklarını belirtmektedir. Bu araştırmanın sağlıklı olarak yürütülmesi gerektiği açıktır. Öte yandan bilginin sızdırılması konusunda tek kaynağın BDP olamayacağını da bilmek gerekiyor. Bu nedenle Devlek kanadının da kendi kontrolünü yapmasında fayda var. Sonuç olarak bilginin taraflardan biri tarafından sızdırıldığı  veya erişilmeye müsait bırakıldığı açık. Bilginin kendisi değil ama sunuluş şekli ve zamanlaması sorun yarattığı için biraz daha dikkat etmek gerekiyor. Çünkü zaten başka gazeteler ve yazarlar zaman zaman kimsenin bilmediği konularda açık açık yazılar yazıyor ve görüşmelerin içeri konusunda bilgiler veriyorlar. Konu bilinen bir konu olduği için de zaten yapılan talepler ve sunulan önerilerin detayları hariç tamamı biliniyor.
Baransu, Tayiz, Emre gibi yazarların yazdıkları bilgilerin kaynaklarının da açıklanmadığı biliniyor bunlara Durukan’ın eklenmiş olması bir farklılık yaratmamalı veya yaratmıyor. Haberciler elbette elde ettikleri bilgileri yayınlamak için ellerinden geleni yapacaklar. Bu haberler eğer tarafları rahatsız edici oluyorsa ki oluyor o zaman dikkat edilmesinde fayda bulunmaktadır. Çünkü açık bir şekilde söylemlerini dile getirmeyen kesimlerin bu tutanak savaşları yoluyla birşeyler yapmaya çalıştıkları açık bir şekilde görülüyor. Buna müsait ortamları yaratmamak gerektiği düşüncesindeyiz. Mesela Kurtuluş Tayiz konu ile ilgili bir yazısında konuşma notlarının ana maddelerini şöyle sıralamaktadır;” » Demokratik Ulus İlkesi: Dil, etnisite, sınıf ve devlete dayanmayan, çok dilli, çok etnisiteli, sınıf ayrımına ve devlet ayrıcalığına yer vermeyen, özgür ve eşit bireylere dayanan demokratik toplumun ulus hâlini ifade eder. » Ortak Vatan (Demokratik Vatan) İlkesi: Hiçbir kişinin diğerini, hiçbir topluluğun diğer topluluğu ötekileştirmediği, eşit ve özgürce paylaşılan anavatanların toplamını ifade eder. » Demokratik Cumhuriyet İlkesi: Devletin demokratik topluma ve bireye açık olmasını ifade eder. » Demokratik Anayasa İlkesi: Demokratik vatandaşı ve toplulukları ulus-devlete karşı korumayı esas alan toplumsal konsensüsle oluşan anayasadır. » Demokratik Çözüm İlkesi: Daha çok devlet olmayı hedeflemeyen, devletin uzantısı da olmayan sivil toplumun demokratikleşmesini esas alan çözüm modelidir. » Bireysel ve Kolektif Hakların Ayrılmazlığı İlkesi: Nasıl ki bireylerden oluşan toplum yine de bireylerin toplamından farklı bir şeyse, aralarında farklılık olsa da, bireysel ve kolektif haklar da aynı toplumun iki farklı yüzünü ifade eder. » İdeolojik Bağımsızlık ve Özgürlük İlkesi: Demokratik ulus çözümü kapitalist modernitenin pozitivist ideolojik hegemonyasını ve bireycilik olarak yeniden inşa edilmiş liberalist köleliğini aşmadan gerçekleştirilemez. » Tarihsellik ve Şimdilik İlkesi: Toplumsal gerçeklikler tarihsel gerçekliklerdir. Tarih ve şimdinin doğru kavranışı demokratik ulus çözümü için gerekli bir koşuldur. » Ahlâk ve Vicdan İlkesi: Hiçbir toplumsal sorun ahlâk ve vicdana başvurulmadan sağlıklı bir çözüme vardırılamaz. » Demokrasilerin Öz Savunması İlkesi: Öz savunmazsız varlık olmadığı gibi, doğanın en gelişmiş varlığı olan demokratik toplumlar da öz savunmasız gerçekleşemez, varlığını sürdüremez... Abdullah Öcalan’ın güncellenmiş yeni demokratik çözüm planında sadece bu son “öz savunma ilkesi” yer almıyor. İşte bugün barışın kapılarını bu maddenin metinden çıkarılmasının araladığı söyleniyor.”  Tartışmaları tutunaklar yerine bu şekilde yürütmek daha sağlıklı olmaz mı?