Batman Çayındaki felaket, Batman Çağdaş’ın manşetlerinde…

Gazetemiz kırsalda yaşanan toprak erozyonunu batman kamuoyunun gündemine taşıyarak, önemli bir habercilik başarısına imza atarken, aynı zamanda vahim bir durum için de ilgilileri uyarmaktadır…

Heyhat, günlerdir yapılan uyarılara, gözlerimizin önünde akıp giden toprağa rağmen, ilgililerin bir önlem almadıklarını görüyoruz…

Efendiler, yitip giden, Dicle’ye akan topraktır, başka bir şey değil…

Toprağı ithal edemezsiniz…

Yitip giden en önemli değerimizdir…

Ülkemizde toprakla en ilgili olan şahsiyet, hiç şüphesiz TEMA Vakfı Başkanı Prof. Dr. Sayın Hayrettin Karaca’dır. Eleştirebileceğim bazı yönleri olmasına karşın bu ülkede toprak için en büyük mücadeleyi veren şahsiyettir.

Prof. Dr. Karaca’nın şu sözlerini hatırlayalım; “Her şey ithal edebilirsin ama toprağı ithal edemezsin. Bugün tarım alanları verim gücünü kaybetmeye devam ediyor. Aşırı sulama, aşırı gübreleme, aşırı ilaçlamayla ben geleceğimi öldürüyorum. Kendi, kendimin katiliyim ben. Toprak olmazsa hiçbir şey olmaz. Toprak yoksa hayat yok. Toplumsal barış topraktan gelecektir.”

Yıllar önce Batman’da TEMA Vakfı yönetiminde bir gönüllü olarak çalışmış, Sayın Karaca’yı kentimizde ağırlamıştık. Dijital fotoğraf makinesi kullanmayan Sayın Karaca, etkinliklerimizi görüntülememi istemişti.

Bugünkü parayla yaklaşık 500 TL harcama yaparak fotoğraflarını tab etmiş, ancak ücretimi alamamıştım. Sayın Karaca, o ödemeyi yapmadan gitmişti. Helali hoş olsun diyorum.

Evet, TEMA Vakfı’nın önemli bir sloganı; “Toplumsal Barış, Topraktan Gelir” şeklindedir. Ne yazık ki göz göre göre topraklarımız elimizden gidiyor. İşte gazetemizin ilgili haberi: “Son yağışlarla birlikte su seviyesinin yükseldiği Batman barajında kapaklar açılınca, Batman çayı kıyısında mısır ağırlıklı yüzlerce dönüm ekili alanlarda ciddi hasar oluştu. DSİ Diyarbakır Bölge Müdürlüğü yetkilileri, bu yıl yöredeki barajlarda su seviyesinin beklenilenin üzerine çıktığını söylediler. Baraj kapaklarının açılmasıyla birlikte Batman çayı kıyısındaki ekili alanlarda zarar gördü. Mısır, sebze ve meyve fideleri ile buğday ekili alanların tamamen su altında kaldığını ifade eden Şerbetli köyü sakinleri; ‘2-3 yıl önce de benzeri bir sel taşkınlığı yaşanmıştı. Dönümlerce alanda su pompalarımız ve dinamoları, su götürmüştü. DSİ’ye dava açtık ama maalesef Mahkeme’den henüz bir sonuç alamadık’ dediler.

Batman-Kozluk Karayolunun güvenliği için Batman çayı kenarına yapılan 2 metre kalınlığındaki istinat duvarları da baraj kapaklarının açılmasıyla yıkıldı. 200 Metrelik alanda 3 metre yükseklik ve 2 metre kalınlığındaki beton duvarların karton gibi ikiye bölündüğüne işaret eden Şerbetli köy sakinleri, şöyle devam ettiler; ‘Her bahar mevsiminde aynı manzaralarla karşılaşıyoruz. Batman çayı kıyısında su taşkınlıkları yaşanınca ekili alanlarımızı su götürüyor. Sadece ekili alanlar değil, Batman-Kozluk karayolu da Batman barajı sularından etkileniyor. DSİ’nin Batman çayı kıyısında köklü çözüm bulmasını bekliyoruz. Bu yıl yağışlar beklenilenin üzerinde gerçekleşince hem çay yatağı taştı hem de açılan Batman barajı kapakları çevreye zarar verdi.”

http://www.batmancagdas.com/gundem/baraj-sulari-misir-tarlalarini-goturdu-h50550.html

5 YIL ÖNCE UYARMIŞTIK…

Haber, çarpıcı fotolarla süslenmiş. Şerbetköy ve Çarıklı (Reşike) köylerinin en verimli arazileri Batman çayına akıp gidiyor…

Yaklaşık beş yıl önce yüzlerce dönüm arazileri yine Batman çayının kurbanı olmuştu. O zamanlar birkaç kez alana gidip felaketi görüntülemiş ve Batman kamuoyunun gündemine taşımıştım. Israrlı uyarılarımıza rağmen önlem alınmayınca, Batman Çevre Gönüllüleri Derneği üyeleri olarak 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Gününde Şerbetköy’de eylem yapmıştık. O gün okuduğum yazı basın açıklamasından bazı paragrafları önemine binaen hatırlatmak isterim: “Batman Çayının yön değiştirmesi nedeniyle Çarıklı ve Şerbetköy’deki birinci sınıf tarım arazilerini kaybetmeye başladığımız konusunda yaklaşık iki ay önce ilgilileri uyarmıştık. Ancak kamuoyuna sunduğumuz fotoğraflı belgelere rağmen her yıl kaliteli domates, biber, patlıcan vs. sebzelerin yetiştiği onlarca dönüm arazi Dicle’ye kurban edilmiştir. Hala bir tedbirin alınmadığını gözlemliyoruz. Toprak kaybından sorumlu olan kurumları şikayet etmek için buraya geldik.

Geçtiğimiz günlerde bir gazetemiz, Batman Çayı’nın çamur gibi aktığını belgelemişti. Bunun nedeni hatalı sulama ve bilinçsiz su tüketimidir. Toplumun çevre konusuna yeterince duyarlılık göstermemesi nedeniyle aşırı ve bilinçsiz su tüketimi olmakta, hatalı sulama ve yanlış tarım uygulamaları nedeniyle de su kaynaklarımızı hızla tüketmekteyiz. Hatalı sulamadan kaynaklı olarak toprak erozyonu yaşandığı gibi, Dicle Nehri de kirlenmektedir. Çiftçilerimizin eğitimi için yetkilileri göreve çağırıyoruz.

Bu anlamlı günde dünyanın acı gerçeğine de bir kere daha dikkat çekmeyi görev biliyoruz; Çarpık kentleşme, toprakların, kaynakların aşırı ve amaç dışı kullanımı, ormansızlaşma, ormanların hoyratça talan edilmesi, dünyada yaşanan savaşlar vb. gibi çeşitli faktörler yüzünden dünyamız hızla çölleşmektedir. Bilim adamları, dünya yüzeyinde her yıl 6 milyon hektar alanın çölleştiğini, bundan kaynaklı olarak bir milyardan fazla insanın açlık sınırında yaşadığını ve günlük temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığını ifade etmektedirler. Bazı ülkelerde yaşanan kıtlık ve açlığı izliyor olmamıza rağmen çölleşmeyle mücadele hususunda gereken duyarlılığı göstermediğimize inanıyoruz. Birinci sınıf tarım arazilerimize sahip çıkalım, hiçbir yerde amacı dışında kullanılmasına izin vermeyelim. Batman kamuoyunu bu konularda duyarlı olmaya, kurum ve kuruluşları görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Toprak, toplumsal barışın sigortasıdır.”

http://www.diyarbakirsoz.com/yasam/cevreciler-tepki-eyleminde-68519

Bu açıklamamızın üzerinden yaklaşık beş yıl geçti. DSİ, tam da beş yıl önce eylem yaptığımız 2012 yılında dev bir Batman Çayı Islahı Projesi ile karşımıza çıktı. Bildiğim kadarıyla Batman çayının kontrollü akması için trilyonlar harcandı. Bu proje hakkında geçtiğimiz günlerde burada değerlendirme yapmıştım. Yazımıza cevap bile verilmedi. Konu önemli, inşallah Pazartesi günü de bu mesele ile ilgili değerlendirmem olacaktır.

Devam edecek