Bugün yirmi dört Haziran seçimleri ile ilgili bir yazı yazmayı düşünmüştüm. Ancak ulusal basına-yaygın medyaya yansıyan ve Batman’ı da hayli alakadar (ilgilendirdiğine)ettiğine inandığım bir (haber)olumsuz gelişme nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve genel seçimlerle ilgili son yazımı inşallah yarın yazacağım.

Bu köşede toplum sağlığıyla ilgili çok yazı okumuşsunuzdur. Hayatın her alanında toplum sağlığıyla oynayan içimizdeki/aramızdaki ‘aşağılık mahluklarla’ mücadele edilmesi gerektiğine inanan biriyim…

**

Ne yazık ki bu mahluklar boş durmuyor!..

Fırsat buldukça toplum sağlığıyla, halk sağlığıyla oynamaktan çekinmiyorlar…

Çünkü bunlar dünyaya tapan maddeperest insanlardır…

Yeter ki dünyalık toplasınlar, maddiyat kazansınlar…

Toplum sağlığı böyle alçakları hiç ilgilendirmiyor…

Fırsatçılık, sahtecilik, dolandırıcılık, bu aşağılıkların en aşağılıklısı tiplerin uğraş alanlarıdır…

Peygamberimize ait olduğuna inandığım, “Bizi aldatan bizden değildir” veciz sözünü bilirsiniz. Bizi aldatanlar tam da bu sözün muhatabıdırlar…

**

Evet, yaygın medyaya yansıyan bir haberden söz ettim, sadede geleyim.

Değerli Okurlar, Mersin’de gerçekleştirilen bir operasyon bana şu satırları yazdırtıyor…

Geçtiğimiz gün Mersin’de emniyet güçleri, bir kaçak çay imalathanesine baskın düzenliyor. Bu operasyonda tonlarca kanserojen katkı maddeleri ele geçiriliyor…

Bu gelişme biz Batmanlıları çok ilgilendiriyor diye düşünüyorum.

Neden mi?

Çünkü Batman’da kaçak çay yoğun şekilde satılıyor ve tüketiliyor…

**

KANSEROJEN KATKI MADDELERİNE DİKKAT…

Toplum sağlığını ilgilendiren bu önemli haber Anadolu Ajansıyla(AA) basına servis edilmişti. O haberi bilgilerinize sunmak istiyorum: “Mersin’de operasyon… Binlerce kilo sahte çay ele geçirildi!

Gıdada sahtecilik bitmek bilmiyor... Bal, et, baharat, yağ gibi onlarca gıdada yapılan sahtecilikten sonra şimdi de Türkiye'de çokça tüketilen çayın sahtesini satıyorlar. Mersin'de bulunan bir depoya yapılan operasyonda, 13 bin 840 kilogram sahte çay ile piyasaya sunulmak amacıyla kimyasal işlemlerden geçirilmek için bekletilen 31 bin 450 kilogram atık çay ele geçirildi. Olayla ilgili olarak halkın sağlığı ile oynayan iki kişi gözaltına alındı.

Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesindeki (MTSOB) bir depoya düzenlenen operasyonda, 13 bin 840 kilogram sahte çay ile kimyasal işlemlerden geçirilmek için bekletilen 31 bin 450 kilogram atık çay ele geçirildi. Alınan bilgiye göre, MTSOB içerisindeki bir depoda sahte çay üretilerek piyasaya sunulduğunu belirleyen İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri çalışma başlattı. Bölgede yaklaşık 1 hafta boyunca teknik ve fiziki takip yapan ekipler, depoya operasyon düzenledi. Operasyonda 2 kişi gözaltına alınırken, yapılan aramalarda satışa hazır hale getirilmiş 13 bin 840 kilogram sahte çay ile piyasaya sunulmak amacıyla kimyasal işlemlerden geçirilmek için bekletilen 31 bin 450 kilogram atık çay, 2 bin 25 kilogram sodyum bikarbonat, bin 700 kilogram amonyum bikarbonat ve 100 kilogram şeker ele geçirildi. Yapılan incelemede, deponun içerisinin çay üretim imkanı sağlayacak şekilde dizayn edildiği, posa olarak alınan atık çayların ıslatma, kavurma, ayıklama ve kimyasal işlemlerden geçirildikten sonra paketlendiği belirlendi. Şüphelilerin hazır hale getirdikleri çayları, halk arasında ‘kaçak çay’ olarak tabir edilen ürünlerden olduğunu belirterek satışını yaptığı ileri sürüldü. Bu arada, operasyon kapsamında depo sahibinin de arandığı öğrenildi.” https://www.sozcu.com.tr/2018/saglik/mersinde-operasyon-binlerce-kilo-sahte-cay-ele-gecirildi-2476128/

**

Bu haberi okurken dehşete kapıldım. Bazı insanlar kanser gibi ciddi şekilde insan hayatı ile ilgili hastalıkları tetikleyen katkı maddelerini nasıl gıdalara katabiliyorlar, düşünmek bile istemiyorum.

Böyle bir operasyon gerçekleştirdikleri için Mersin’deki emniyet güçlerini tebrik etmek gerekir. Ancak bilelim ki bu alçaklar hiçbir zaman boş durmuyorlar.

Haberde geçen, ‘Yapılan incelemede, deponun içerisinin çay üretim imkanı sağlayacak şekilde dizayn edildiği’ ifadesi, bunların çok rahat şekilde hareket ettiklerinin göstergesidir…

Allah bilir o tesiste kaç kişi çalışıyordu. Deponun veya tesisin sahibinin yakalanamaması, sadece iki kişinin gözaltına alınması, onların önceden operasyon ihbarını aldıklarını düşündürüyor.

Öyle ya o devasa tesiste sadece iki kişi mi çalışıyordu?

Buna inanmak mümkün değil…

Mersin’deki haber herkesi düşündürmeli. Herkes sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir. Çünkü ülkemizin her kentinde toplum sağlığıyla oynayan nice üretim merkezleri vardır.

Benzer yerlerde uzaylılar çalışmıyor…

“Maaşımı, çalışmamın karşılığı ücretimi alıyorum” diyen niceleri, toplum sağlığıyla oynayan alçaklarla haşrolacaklardır. Onlar da o günahın ortağıdırlar…

Çocuklarımızın, gençlerimizin nerelerde çalıştıklarını bilmeliyiz. Çevremizde halk sağlığıyla oynayan bütün denetimsiz merkezlere seyirci kalmamalıyız.

En önemli görev ise devlet adına hareket eden, bunun için maaş alanlara düşmektedir. Güvenlik, Belediye Zabıtası, Gıda ve Tarım yetkilileri sürekli denetimlerle bütün kirli merkezlerin korkulu rüyası olmalıdırlar…

Toplum sağlığıyla oynayan alçaklara son sözüm şudur; bilesiniz ki maddiyat kazanma uğruna yaptığınız alçaklığın faturasını er veya geç bir şekilde sizler de ödeyeceksiniz…