Malum geçen hafta boyunca cumartesi günü düzenlenecek olan söyleşi ve imza etkinliğimizle ilgilendik. Kitapların basım merkezinden kente getirilişinden tutun, davetiyelerin hazırlanması, afişlerin hazırlanması, yer tahsisinin sağlanması, katılımcıların belirlenmesi, davetlilerin davet edilmesi gibi işler bizleri neredeyse kitap yazama işi kadar yordu.
Cumartesi gününü ise katılımcı arkadaşlarımızla heyecanla bekledik. Yaptığımız çalışmaların sonucunu alıp alamayacağımız konusundaki tereddütlerimize cevap bulacak anı beklemeye başladık.
Öyle ya sahnede kurulu olan o masanın başında oturmak için her birimiz yıllarımızı vermiştik. Kolay kolay cesaret edilemeyecek işlere kalkışmıştık. Masada oturan üç yazar da anadilleri olan Kürtçe dilinde kitap yazma cesaretine yönelmişti. Üstelik yazılan kitapların sayısı da bir ile sınırlı kalmamıştı.
M.Şafi Ekinci moderatörlüğünde çıktığımız söyleşi programında aslında dört yazar bulunmaktaydık. Ancak Sayın Abdullah Kaya işlerinden dolayı programa yetişmeyince etkinliği üç yazarla sürdürmek durumunda kaldık.
Etkinlik programına Muhsin Özdemir arkadaşımız “Se Tilîlî” kitabıyla katıldı.  Yaşamının kısa bir özetini paylaştı. Ununu eleyip eleği duvara asmanın rahatlığı ve keyfi ile söyleyeceklerini sıraladı ve emeğini okurlara sundu. Arîn Zîn arkadaşımız bu alanda en fazla kitaba sahip olan arkadaştı. Üstelik başka bir rekora da imza attı. Aynı anda 8 kitap çıkararak fazla beklemek gibi bir tahammülünün bulunmadığını sözde ve harekette ispatlamış oldu. İlk romanını 2007 yılında çıkarmış olan Zîn bu yıl ise; Aş (Roman), Çemê xerzan (roman), Jana evîndarek  xemgîn (Roman), Mêrê bi Sed Mêran (Roman), Dilê Çiya (Helbest), Mizgîna Min (Helbest), Xana Xeman (Çîrok) ve Çiyayê Sosinan (Çîrok) adlı kitaplarını okurları ile buluşturmuş oldu. Okuma yazmayı kendi kendine öğrenmiş olan bir insanın anadilinde bu kadar eser vermiş olması küçümsenecek bir iş olmadığını herkesin takdir etmesi gerekir diye düşünüyoruz. Bu takdir de arkadaşımızı sahnedeki yerine taşımış oldu.
Batmanda bu yıl kitap çıkaran başka arkadaşlarımız da oldu. Eserleri elimize ulaştığında onların çalışmalarını da sizlerle paylaşacağız. Bunlardan biri de Roşeng Rojbir arkadaşımızdır. Belki yayınlarından çıkarmış olduğu “Gêjebêj” adlı şiir kitabı ile okurlarının karşısına çıktı. Haberimiz olmayan başka arkadaşlarında kitapları çıkmış olabilir. Bunlar gerçekten sevindirici olaylar. Kentimiz artık edebiyat alanında da sesini çıkarıyor. Hak ettiği yere ulaşmaya çalışıyor. Sevindirici olan bir boyut ise Kürtçe çıkan kitapların sayısındaki artıştır. Bu durum hem dili zenginleştiriyor hem de Kürtçe kitap isteyen okurların taleplerini karşılamaya yarıyor. Öyle ya yıllarca yok denilen bir dilde Batman gibi bir ilde bile altı ayda bu kadar Kürtçe kitap çıkıyorsa iyi bir gelişme var demektir.
Bu belirlemelerden sonra gelelim etkinliğimize ve teşekkür meselesine. Etkinliğimizi Yılmaz Güney Sinema Salonunda gerçekleştirdik. Okurların karşısına ilk kez çıkan yazarlar olarak böylesi bir mekânı seçmenin risklerini tahmin etmiyor değildik elbet.  250 kişilik bir salonu bir cumartesi akşamı haziran ayının 16’sında imza etkinliği için düşünmek cesaret gerektiriyordu. Ancak her zaman olduğu gibi bu sefer de halkımız, dostlarımız, arkadaşlarımız onlara güvenmekle ne kadar haklı bir yolda olduğumuzu bize gösterdiler. Evet, salonu tıklım tıklım dolduramadık ama salon yarısından fazla seçkin ve temsilliyet düzeyi yüksek bir okur kitlesi tarafından dolduruldu. Konuşmalar sabırla dinlenildi. Sorular soruldu ve başarılı bir etkinlik başarılı bir şekilde tamamlandı. Bizde diğer yazar arkadaşlarımızın adına katılımcı dostlarımıza bize verdikleri destekten dolayı minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Onlara güvenmiştik ve bizi yalnız bırakmadılar. Doğru yolda olduğumuz sürece desteğin devam edeceğine de inanıyoruz. Bu sahiplenme bize yeni eserler verme cesareti de vermiş oldu. Başta Kürtçe eserler olmak üzere önümüzdeki dönemde de yazmaya devam edeceğimizi belirtmek istiyoruz. Ve kocaman bir teşekkür sunuyoruz.