Olmazların olmaz olduğu ülkemizde birçok ilki yaşamaya devam ediyoruz. Bu ilkler gerçekleştirilirken gerekçeler artık kilişe hale gelmiş bulunmakta. Suçlamaların gerekçeleri belidir.
-Ülkenin bölünmez bütünlüğü
-Devletin ve Milletin bölünmez bütünlüğü
-Türk silahlı kuvvetlerini alenen küçük düşürme veya suçlama
-Atatürk ilke ve devrimlerine karşı hareketlerde bulunma
-İrticai faaliyetlerde bulunma
-Türk milliyetçiliği dışında milliyetçilik yaparak ulusu bölmeye çalışma
-Hükümet aleyhinde çalışarak hükümeti düşürmeye çalışma
Tabi doğal olarak bu işlere karışanların layık oldukları sıfatları da tahmin edersiniz. Yerine ve konumuna göre bu suçlara bulaşanlar veya bulaştıkları düşünülenler bu sıfatlarda nasiplerine düşeni alırlar.
Kürtçü
Şeriatçı
Bölücü
Vatan haini
İrticacı
Darbeci
Çete lideri
Örgüt lideri
Ve Terörist!
Tabi bu konularla ilgili olarak tutuklanmış veya bu sıfatlarla sıfatlandırılmışsanız -ki genelde bu sıfatlar gözaltına alınma süreçleri ile birlikte kamuoyuna sunulur ve yargılama sonucu ne olursa olsun tanımlanma durumu topluma empoze edilmiş olur- yargılanma süreçleri de farklı olmak durumunda.
Bu kapsamdaki bir suçlama ile karşı karşıya kalanların iddianameleri özel yetkili savcılar tarafından hazırlanır ve Özel yetkili mahkemeler tarafından yargılanırlar. Eğer yargılama süreçleri şayet tamamlanabilinirse suçlu olup olmadıkları bilahare tespit edilmiş olur.
Her ne kadar yasalarımız; “kanun önünde suçluğu kesinleşinceye kadar herkes masumdur” diyorsa da tutuklu kalınan süre içinde yurttaş suçlu muamelesi ile cezasını çekmektedir.
Türkiye cumhuriyeti tarihine baktığımızda solcuların ve Kürt siyasal hareketlerine katılanların veya katıldıkları düşünülenlerin karşılaştıkları suçlama sıfatı “Terörist olmak” tı. Herkesin terörist olarak tanımlanmasının doğru olmadığı defalarca dile getirilmiş olsa bile kimseye dert anlatılamadı. Oysa uluslar arası mevzuata göre kimlerin terörist sayılacağı açıktır. Aleyhinizde olan veya sizin gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan ederseniz gün gelir hesap döner ve kullandığınız sıfatlarla karşı karşıya kalırsınız.
Örnek mi?
Buyurun size Türkiye Cumhuriyetinin 26. Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ.
Emekli Genelkurmay başkanı terör örgütü liderliği yaptığı gerekçesi ile yani “Terörist “ olduğu iddiası ile tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu ülkenin Genelkurmay başkanlığını yapan kişi de terör örgütü elebaşı olarak cezaevinde!
Nereden!
Nereye?
Bu ülkede artık yasal tanımlamaların nasıl yapılması gerektiği konusunda dileriz yetkili merciler daha aklıselim düşünür ve tanımlamalar yaparlar.