30 Mart Mahalli idareler seçiminin üzerinden 2 ay geçtikten sonra ülke genelinde 14 yerleşim yerinde seçimler yenilendi. İtirazlar sonucu yenilenen bu seçimler ülkenin geri kalan bölümündeki seçimlerin sonuçları bilindiği halde yapıldı ve vatandaşın geçen süre içerisindeki algısının değişip değişmediği de ortaya çıkmış oldu.
Evet, 30 Marttan farklı bir durum vardı. Yani iktidar hem ülke genelinde kazanmış olmanın rahatlığı ile hem de elinde bulunan bütün imkânları kazanmak için kullanmasıyla avantajlıydı. Ancak bir kez daha gördük ki vatandaş kararlı davrandıktan sonra ne yaparsanız yapın sonuçlar pek değişmiyor.
BÖLGE TEK RENK
30 Mart yerel seçimlerinde ortaya çıkan tablo bölgemizin tek renge bürünmüş olmasıydı. Iğdır’dan başlayıp Hakkari’ye kadar gelen bölge illerinde kazanan parti BDP oldu. Ağrıdaki itirazdan dolayı Ağrı beyaza boyanmış olsa da yapılan 1 Haziran seçimleri ile harita eski haline dönmüş oldu. Kürtler çoğunlukta oldukları yaşam bölgelerinde tek bir çatı altında irade beyanında bulunmuş oldular. Artık tartışmasız bir şekilde siyasal muhatap sandık sonuçlarıyla da teyit edildiği gibi Barış ve Demokrasi Partisi veya yeni adıyla Halkların Demokrasi Partisi olmuştur. Hem ülke içinde hem ülke dışında bu sonuçlara rağmen bu partinin Kürt sorununda muhatap ve taraf olarak görülmemesi imkânsız.
Evet, bölgede farklı partiler de var ve seçime girerek güçlerini görme olanağına kavuştular. Yasal zeminde mücadele ettiklerinde vatandaşlardan almış oldukları destek sandık sonuçlarında ortaya çıkmış oldu. Ağrı seçimlerinde boy gösteren Hüda Par ve Hak Par gibi partilerin almış oldukları oy şu an itibariyle aldıkları desteğin de göstergesi. Bu partilerin biraz daha kendilerini halka anlatmaları gerektiği açık.
KÜRTLER SORUNLARINA TARAF OLANLARI OY VERİYOR
Bölgemizde yapılan seçimlerde kullanılan oyların yaklaşık olarak % 90’ı AKP ve BDP’ye giderken geri kalan oran kalan bütün partiler arasında dağılmaktadır. Gerçi bu oran %10’u bile bulmuyor ancak sonuçlar buna rağmen ortada. Kürt yurttaşlar veya bölgede yaşayan vatandaşlar Kürt sorununda çözüm iradesi ortaya koyan siyasal partilere oy veriyor. Bu partiler de ülke genelinde iktidarda olan AKP ve Yerelde iktidarda olan BDP.
Her ne kadar bu iki siyasal parti Kürt sonunun çözümünde kendi tezlerini vatandaşa kabul ettirme konusunda yarış halinde olsalar da ortaya çıkan irade ikisinin de dışlanmadığı ancak yerelin partisinin daha güçlü desteklendiği yönünde.
O halde bu iki siyasal partiden beklenen başlamış olan çözüm sürecinden daha hızlı adımların atılmasıdır. Son günlerde yer yer ortaya çıkan gerginliklerin işin doğası gereği normal karşılanması gerektiğini belirtmek gerekiyor. Yeni karakolların yapılması savaş ve çatışma olarak algılandığı için  -süreçte ilerleme kaydedilirken- böylesi adımların atılmasının endişe yarattığını hatırlatmak gerekiyor. Ancak bu adımlara karşı çıkılırken vatandaşın seyahat özgürlüğünü kısıtlayacak kadar gerginleşen eylemlerin de yarar ve zararının tartılması gerektiği açık.
TEK YOL ÇÖZÜM
Kürt sorunun çözümü noktasında gerek legal alanda gerek illegal alanda muhataplık sorunu aşılmış durumda. Kürtler de, Türkiye halklarının tamamı da, devlet mekanizması da muhataplık sorunu yaşamıyor artık. Bir yıldan beri süren ateşkes ve çatışmasızlık ortamı da bu konuda silahlı güçlerin ortaya koymuş olduğu kararlı ve çözümden yana tavrı gösteriyor.
Bu durum herkesin çözüm istediğini gösteriyor. Silahlı güçler de silahsız güçler de çözümden yana direniyor. O halde siyasal güçlerin çözüm konusunda artık hızlı adımlar atması lazım. Bu kadar açık desteğe rağmen hala çözüm gelmeyecekse o zaman derin derin düşünmek gerekiyor.