Dünden devam

İki günlük yazımda ifade ettiğim gibi, yıllar önce taziye yemeklerine karşı toplumu duyarlılığa davet ediyor, bilinçlendirmeye çalışıyordum. Özellikle varlıklı, güçlü aileleri yemekler konusunda kötü örnek olmamaya davet ediyordum.

"Taziye yemekleri kaldırılsın" diye kampanya yürütmemiştim. Çünkü özel olarak pratik bulmuş, herkes tarafından tam uygulanan bir 'Taziye Yemeği' durumu söz konusu değildir...

Nice yoksul aile tanıyorum ki onlar 'Yemek Fabrikalarına' siparişler vermiyorlar, veremiyorlar...

Öyle bütün taziyelerde genel olarak yemek masaları donatılarak herkes buyur da edilmiyor, edemiyorlar. Çünkü öyle imkanları yok...

Nice taziyeler biliyorum ki, sadece taziye boyunca orada hazır bulunan yakınlarına, aile fertlerine ve çok uzaklardan gelenlere, o da genel olarak gizlice yemek verilen bölüme çağırarak yemek veriyorlar. Şüphesiz herkes gibi o yoksullar da taziyelerine gelen herkese yemek vermek istiyorlardır. Ancak ayaklarını yorganlarına göre uzatmak zorundadırlar...

O nedenle diyorum ki, 'taziye yemekleri' konulu yazı yazmış olsam ve hepimiz bu konuda bir şeyler söylesek de, durum böyledir...

**

**

Yemek temel bir ihtiyaçtır. Taziyeleri olanların da öğle ve akşam yemeklerini yemeleri gerekiyor.

Gerçekçi olalım; günümüz dünyasında üç gün boyunca sabahtan akşama ve geç vakitlere kadar çok sayıda aile bireyi ve birinci derece yakınları eğer taziyeleri kabul etmek zorunda iseler ve bunun için taziye evlerinde kalıyorlarsa, onların yemek ihtiyaçları da olacak, ya kazanlar kurulup yemek yapılacak, ya da yemek fabrikalarından istenerek bu ihtiyaç giderilecektir.

Bunun başka yolu yoktur...

Geçmiş yıllarda olduğu gibi, bugün için de şunu söylüyorum; genel kabul görmüş İslam inancına göre üç gün boyunca komşuların acılı ailenin yemek ihtiyacını karşılaması müstehaptır, sevaptır, uygun olanıdır.

Ne yazık ki dini muhafazakarlıktan dem vuran toplumumuzda bu güzel uygulama pratik bulma-mış-tır...

Eskiden, çok yıllar önce köylerde veya şehirlerde günlerce süren taziyelerde yine komşular değil, yaslı, acılı aileler yukarıda ifade ettiğim gibi yemek veriyordu.

Ancak o zamanlar bir dayanışma söz konusuydu...

**

**

DAYANIŞMA, BİLİNÇLENME ŞART...

Çocukluğumu hatırlıyorum; hiçbir taziyeye boş gidilmezdi.

Genel olarak herkes taziyesi yapılan aileye, bir torba çay şekeri(eskiden toz değil, 50 kiloluk torbalarda çay kesme şekerleri), 18 kiloluk dönemin markalı katı yemeklik yağ tenekelerini götürürdü...

Durumu iyi olanlar taziye yemeklerine destek için koyun, keçi, inek vs küçük ve büyükbaş hayvan götürürlerdi...

Son yıllarda bu adet, gelenek, bu dayanışma kalktı. Bazı köylerde hala devam etse bile, yöremizde genel olarak artık kimse bu dayanışma yöntemine başvurmuyor...

O nedenle yoksul taziye sahipleri büyük sıkıntı yaşıyorlar...

Varlıklı, çok zengin olanlar için zaten ne dün, ne de bugün için bir sıkıntıdan söz edilemez. Yüzlerce değil, binlerce kişiye yemek verseler bile, sermayeleri açısından ufacık bir sıkıntı yaşamayacak binlerce zenginimizin olduğunu biliyorum...

**

**

Derdimiz, tasamız genel olarak durumu iyi olmayan yığınlarımız, yoksul kitlelerimiz içindir. Bir feodal gurur da vardır. Durumu iyi olmayan nice aileler, mahalle/çevre baskısı nedeniyle, faizli kredi çekerek, borçlanarak yemek vermektedirler.

Dediğim gibi yemek, temel bir ihtiyaçtır. Başka kentlerden akrabalar, aile fertleri üç gün boyunca taziye yerinde kalmak zorundadır. Bunların aç kalması, ya da gidip dışarıda yemek yemeleri mümkün değildir.

Sosyal medyadaki paylaşımımdaki görüşlerimi koruyorum, mecburiyetten. İstediğimiz kadar taziye yemekleri kaldırılsın diyelim, aile fertleri kendilerine için yemek yapmak veya yemek fabrikalarından sipariş vermek zorundadırlar. Yemek fabrikalarından hazır yemeklerin sipariş edilmesi(üç gün boyunca iki ögün) bir cihetten iyi bir gelişmedir. Taziyeleri olan ailelerin kadınları günlerce yemek işkencesi yaşıyordu. Bunun tanığıyım. Annelerin yaşadıkları eziyet çekilir gibi değildi. O annelerin ne günahı var? Bir aşçı tutulması veya hazır yemek uygulaması makul sınırda tutulursa, ailenin yemekle uğraşmaması açısından bir kolaylıktır. Keşke komşular taziye yemeklerini verse. Şu aşamada bunu imkansız görüyorum. Doğru olan toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi, yemek saatlerinde taziye evlerinin ziyaret edilmemesi ve ailelerin dayanışmasıdır. Dayanışma ve bilinçlenme şarttır. Taziye yemeklerine katılmama konusunda bir bilinç geliştirilmelidir. Üçüncü gün mevlit yemeği geleneği kaldırılmalıdır. zaten mevlit diye bir şey yoktur dinimizde. Bu gerçeği herkesle tartışabilirim. 'Ölülerimizin hayrı içindir, lütfen yemeğimize gelin' diye zenginlerimiz çağrı yapmasınlar ve bu geleneği sürdürmesinler.

Taziyelerden çok sonra ne zaman kime yemek veriyorlarsa versinler, ama taziye günlerinde verecekleri hayır yemekleri ile sadece yoksulları sıkıntıya sokmuş oluyorlar. Bu yemekleri vermekten vazgeçmeleri ayıp değildir, eksiklik değildir...

Yakın akrabalar arasındaki bir dayanışma ile makul olan taziye yemek ve masrafları paylaştırılabilir ki bu güzel bir dayanışmadır. Taziye yemeklerini emirle kimse kaldıramayacağına göre bu kampanyalar tutmaz. Onun yerine dayanışma, yardımlaşma olmalı. Üç gün geçici süredir. Her şey için masraf yapan, israfta sınır tanımayanların yemek için de bir miktar biriktirmesini de öneriyorum. Sonuç ve özet olarak herkese, tüm katılımcılara taziye yemeği uygulaması doğru değildir. Ölçüyü kaçırmayalım, duyarlı olalım, taziye yemeklerine katılmayalım. Bu bilinci geliştirelim. Yoksa, 'taziye yemekleri kaldırılsın' diyerek sonuç alamayız vesselam.