İki yıldan beri sürmekte olan Suriye iç savaşında yüz binden fazla insanın yaşamını yitirdiği açıklanmaktadır. Bu sayının net olarak belirtilmesi elbette mümkün değil ancak kayıpların yüz binlerle ifade edilmeye başlanması yaşanan trajedinin büyüklüğünü de ortaya koymaktadır.
Suriye’deki durum sadece ölümlerden ibaret değil. Açıklanan rakamlara bakılırsa bir milyondan fazla Suriyeli savaş koşulları nedeniyle göç etmek zorunda kalmış veya bırakılmıştır.  Suriye’ye komşu olana ülkelere sığınan bu sığınmacıların bir çok sorun yaşadığı muhakkak ancak çok önemli bir sorun var ki o da eğitim ve öğretim meselesidir.
Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin sayısı son açıklanan rakamlara göre 300 bini bulmuş. Bu sayı hükümetin dış müdahale için belirlemiş olduğu sayının tam olarak üç katı demek. Başbakan ve dışişleri bakanlığı göçmen sayısının yüz binlere ulaşması durumunda BM ve diğer organizasyonlar düzeyinde müdahale meselesini masaya yatıracaklarını belirtmişlerdi ama gelinen aşamada işin hala sürüncemede olduğu görülüyor.
Ülkemize sığınan sığınmacıların çocuklarının eğitimi için bir takım çalışmaların yapıldığı duyumlarını almaktayız. Kamplarda sürdürülen eğitimler ağır aksak yürütülmekte ise de kamp dışında kalan binlerce çocuk eğitim ve öğrenim sıkıntısı yaşamaktadır. Gelen duyumlara bakılırsa ülkenin batı yakasında hazırlanan özel sınıflarda Arapça eğitim konusunda bir takım olanaklar yaratılmaya başlanmış ama bu çalışmaların yeterli olduğunu söylemek güç.
Doğu yakasında ise bu çocukların eğitimi meselesi hala büyük bir sorun olarak karşımızda duruyor. O halde eğitim ve öğretim sezonunun başlayacağı önümüzdeki ayda ülkemize ve ilimize sığınan Suriyeli çocuklarının eğitim meselesini de masaya yatırmamız gerekmektedir. Geçenlerde bu konu ile ilgili taleplerini bildiren bir aile ile tanışma fırsatı bulduk. Çocuklarının eğitimini istiyorlar. Bunun için belirlenecek bir merkezde çocuklarının eğitimi için katılım sağlayacaklarını bu konuda yetkililerden yardım talep ettiklerini belirttiler.
Ancak verilecek eğitim konusunda bir çalışmanın yapılması gerektiği de açık. Konuştuğumuz aile Latin alfabesi ile eğitim verilebileceğini bildirmekteydi. Genelde oturdukları bölge Petrolkent civarında olduğu için burada bulunan toplum merkezinde veya Mehmet Sincar Halkevinde oluşturulacak sınıflarda eğitim vermek mümkün. Bunun sağlanması için de Valilik ve Belediye Başkanlığının ortaklaşarak bir eğitim modeli belirlemesi gerekiyor. İster Latin alfabesi ile ister Arap alfabesi ile olsun sonuçta bu çocukların eğitilmesi gerekmektedir.
Bu konuda beklentiyi karşılayacak olan merciler ise valilik ve Belediye Başkanlığı.
Sanırım valiliğin elinde ilimize gelen Suriyeli vatandaşların sayıları ile oturdukları mahalleler ile ilgili bilgiler mevcut. İlimizde eğitim ve öğrenim yaşında olan kaç çocuğun bulunduğu ve bunlar için nasıl bir eğitim modelinin yararlı olacağı aileleri ile yapılacak olan görüşmelerden sonra belirlenebilir. Bu şekilde bir çalışmaya diğer sivil toplum kuruluşların desteği de istenebilir. Öğretmen konusu ise eğer resmi olarak karşılanamıyorsa belirlenecek gönüllü kişiler tarafından da sağlanma imkanı değerlendirilmelidir.
Örneğin ilimize gelen kürt kökenli Suriyeli sığınmacıların çocukları için ihtiyaç duyulacak öğretmenler için Kürdi Der ve diğer kuruluşlardan yardım ve destek istenebilir. Kurulacak atölye düzeyindeki sınıflarda bu çocukların eğitimleri sağlanabilir. En azından ülkelerine geri döndüklerinde kendilerinden kaynaklanmayan olumsuzluklar nedeniyle yaşamlarının geri kalan bölümü için geç kalmış olmazlar.
Bu durumun hassas ve en çok tartışılan konulardan birisi olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Bu konu valilik ve Belediyenin katkısı ile çözülmez ise sorunu sivil inisiyatif ile çözmek gerekecektir ki sanırız bu da çok doğru bir tavır olmayacaktır. Bu nedenle sayın valimiz Yılmaz Arslan ve Belediye Başkan vekilimiz Serhat Temel konu ile ilgili bir değerlendirme yaparlarsa sağlıklı bir sonuca ulaşmak da mümkün olacaktır.