Yaşadığınız coğrafyada beklentilerin altında bir düzeyde ve mutlu olmayan bir yaşam sürdürmek durumundaysanız sorununuz var demektir. Bunu aşmanın yolu da kuşkusuz sorularınızı belirlemeniz ve çözüm yoluna koyarak çözmenizdir. Eğer sorunlarınız toplumun genelini etkilemeye başlamış ve ortak bir kararlaşma ile çözümü dayatma noktasına kadar varmış ise o zaman da uzlaşı ve güven meselesini hal etmeniz gerekir. Çünkü topluma güçlü bir güven duygusu ve uzlaşma sinyali vermezseniz ortaya attığınız çözüm modeli ne kadar güçlü olursa olsun başarılı olamayacaktır.
Biz Türkiye’nin sahip olduğu coğrafyasının stratejik önemini de toplumun sosyo-politik yapısını da yakından izliyor ve biliyoruz. Ancak bunları bilmemiz sorunları çözmeye yetmiyor. Sorunların çözülmesi için doğru tespitler ve doğru çözüm adımları gerekiyor. En başta da güven bunalımının aşılması gerekiyor.
Hiç kimsenin veya hiçbir hükümetin elinde sihirli değnek yok. Sorunların çözümü için çok çalışmak, doğru ve sürdürülebilir adımların atılması gerekiyor. Bunu kim yapacak elbette başta hükümet ardından da diğer kurum ve kuruluşlar. Kurumlar arası veya görüşler arası çatışmanın bulunduğu ortamlarda çözümleri gerçekleştirmenin zorluğu da ortada.
Bu durumda bize lazım olan üç temel kriter konusunda anlaşmamız lazım.
1-     Sorunların tespiti
2-     Güven
3-     Uzlaşı
Türkiye’nin sorunlarının ne olduğu genelde herkesçe bilinmesine rağmen sık aralıklarla kamuoyu algısının değişip değişmediği noktasından hareketle anketler düzenlenmektedir. Buradan çıkan sonuçlar bölgesel farklılıklar göstermekle birlikte aslında ülke sorunlarının ne olduğu konusunda tespitleri ortaya çıkarmaktadır.
 Son olarak gezici araştırma şirketinin yapmış olduğu ankette de ortaya konulduğu gibi ülkemizin ilk üç problemi
1-     İşsizlik
2-     Kürt sorunu
3-     Eğitim
Olarak sıralanmaktadır. Kürt sorunu ve işsizlik meselesi aynı zamanda birbirlerini etkileyen sorunlar olduğu için de iç içe geçmiş ve bölgelere göre öncelikleri değişmektedir. Ankette ortaya çıkan BDP seçmeninin birinci sorunu işsizlik olarak belirtmesi ile MHP seçmeninin birinci sorun olarak Kürt meselesini görmesi aynı zamanda siyasal bakış profili açısından da bir ilginçlik sergilemektedir.
Ankette Türkiye’de yaşayan yurttaşların güven duydukları konu da sorulmuş. Sonuç aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi sıralanmış. Birçok mensubu içerde bulunan Silahlı kuvvetler hala birinci sırada bulunurken yargının hükümetten sonra 6. Sırada bulunması aslında içinde bulunduğumuz durumun resmidir.
Kurum                            Güveniyorum            Güvenmiyorum
TSK                                        71,9                             28,1
Cumhurbaşkanlığı                   62,3                            37,7
TBMM                                    61,3                            38,7
Emniyet Teşkilatı                   58,9                             41,1
Hükümet                                 58,6                             41,4
Yargı                                       57,3                            42,7
Medya                                     48,9                            51,1
Muhalefet Partileri                  47,6                            52,4
 
Bu tablo karşısında düşünmek gerekiyor. Sorunların tespiti noktasında sorun görünmezken bu sorunların aşılması konusunda çalışma yapacak olan kurumlara duyulan güvenin eksikliği uzlaşı ve çözümü geciktiriyor. Türkiye’nin sorunları hükümete, yargıya, TBMM’ye,Muhalefet partilerine duyulan güvenin ilk sıralara yükselmesi durumunda daha hızlı çözülebilir kanısındayız. Bu güven tablosu değişmedikçe sorun çözmek zor.