Uzun süredir gündemde olan Cerablus, IŞİD’in elinden kurtarıldı. Amerika ve Rusya’nın onayını alan Türkiye, IŞİD’e karşı harekete geçti ve bu barbar örgüt 12 saatte Cerablus’u terk etmek zorunda kaldı…

IŞİD’in Cerablus’u iki yılı aşkın süredir işgal etmesi ve buradan Kobane’ye saldırılar düzenlemesi büyük gerilim sebebiydi. Kobane’nin kurtarılmasından sonraki günlerde intikam amacıyla harekete geçen IŞİD’in Cerablus’tan sızma yaptığını hatırlayalım. Bir Sahur vaktinde 250’den fazla Kobaneli Müslüman Kürdü/sivili hunharca katletmişti…

YPG-PYD ne zaman Cerablus’u almak için harekete geçse, karşısında Türkiye’yi buluyordu. Cerablus’u Kırmızı Çizgileri olarak ilan eden ülkemiz yöneticileri, IŞİD’in Karkamış’a roket ve havan atışlarını engelleyemiyordu…

Membiç-Münbiç’in IŞİD’in işgalinden kurtarılması ardından gözler Cerablus’a çevrilmişti. YPG yerine Cerablus’ta Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)güçlerini görmek isteyen Türkiye, Suriye’ye tanklar göndererek Cerablus’u yarım günde aldı. Şu yazıyı kaleme aldığım sırada ÖSO güçlerinin Cerablus’a hakim oldukları açıklanmıştı…

BEYAZ SARAY AÇIKLAMASI…

Gelişmelere baktığımızda bu operasyona ülkemizin zorlandığını görüyoruz. Bence bil umum Kürd çevreleri, bütün hükümet muhalifleri Türkiye’ye tepki göstereceklerine, varsa bir itirazları Amerika’ya yapsınlar. Çünkü bu operasyon ardından Beyaz Saray çarpıcı bir açıklama ile duruma açıklık getirmiş ve planlamanın arkasında olduğunu açıklamıştır…

http://www.hurriyet.com.tr/beyaz-saraydan-turkiyeye-ovgu-40207406

Cerablus’a yönelik sınır ötesi operasyonun uzun süredir planlandığı Beyaz Saray Basın Sözcüsü tarafından açıklandı. Dün basında yer alan Beyaz Saray açıklaması haberine bakalım: “ABD'nin sınırın bu bölgesinin kapatılması amacıyla kararlı adım atması için Türkiye'yi bir süredir teşvik ettiğini" belirten Josh Earnest, geçen sonbaharda ABD Başkanı Barack Obama ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında Antalya'daki G20 toplantısı sırasında yapılan görüşmede de bu konunun gündeme geldiğini hatırlattı. Earnest, şunları söyledi:

‘Türkiye'nin bu adımları atmış olması önemli bir ilerleme göstergesi. Antalya'daki o toplantıda da Obama, bu çabalar için Türkiye ABD'nin desteğini isterse bunun verileceği konusunda Erdoğan'a teminat verdi, çünkü stratejik öncelikler sınırın bu bölümünün kapanmasıyla doğrudan ilgiliydi. IŞİD ikmal hattı buradan geçiyordu ve buranın kapanması gerekiyordu. NATO müttefikimiz Türkiye IŞİD karşıtı çabalara değerli katkılar sundu. Bu da (operasyon) son örneği.”

Görüldüğü gibi ülkemizin Suriye’ye girmesi için Amerika’nın teşviki vardır. Bu harekat IŞİD karşıtı askeri koalisyonun bir hamlesidir de…

Hem Türkiye, hem YPG, hem ÖSO ile dost ve mütefik olan Amerika’nın hesaplarına bakmak gerekir. Amerika hangi hesaplar peşindedir ki farklı yaklaşımları olanları Rojava bölgesinde kutuplaştırıyor, bunu görmek gerekir…

Türkiye’nin müdahalesini bir işgal olarak değerlendirmek yanlıştır. Çünkü dediğim gibi bu bir koalisyon harekatıdır. Hem Cerablus ÖSO denetimine bırakılmıştır.

Özgür Suriye Ordusu hakkında olumlu düşüncelere sahip değilim. Ancak unutulmamalıdır ki Kobane’nin kurtarılması sırasında ÖSO ile YPG dayanışma göstermişlerdi. Hatta bir ittifak kurulmuştu.

ÖSO hakkında biraz bilgiyi kendi sitelerinden sunayım: “Özgür Suriye Ordusu herhangi bir çıkar veya maddi kazanç için Esad rejimine başkaldırmış veya bu rejime karşı savaşmış milis veya diğer herhangi bir silahlı kuvvet değildir, bu şekildeki yapıların bir parçası olmamıştır. Biz sadece Suriye halkına karşı ettiği yemini çiğneyerek Suriye'ye ve halkına kötülük yapmaya başlayan, halkını öldüren düzenli Suriye Silahlı Kuvvetler'in yapılanlara karşı sessiz kalamayan üyeleriyiz. Bu yüzden Suriye Özgür Ordusu olarak bizler Suriye ve Suriye halkını savunmak için yemin ettiğimiz sorumluluğun arkasındayız. Gizli veya siyasi hiçbir gündemimiz olmadığını, hiçbir etnik, sekter veya dinsel güç gruplarının hiçbirinin etkisi, kontrolü, denetimi veya temsilciliği altında bulunmadığımızı ilan ederiz. Biz sadece düzenli Suriye Silahlı Kuvvetleri'nden ayrılmış olan askerler ve subaylarız, bir araya gelme amacımız ise akan masum kanının durdurulması için Esad rejiminin tiranlığından Suriye ve Suriyelilerin korunup kurtarılmasıdır.”

https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96zg%C3%BCr_Suriye_Ordusu

Evet, Cerablus ve IŞİD’i daha çok tartışacağız. IŞİD, açıkça Türkiye’yi düşman ilan etmiştir. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Suriye politikasındaki olumlu çıkışlarını destekleyen, yanlış gördüğüm noktaları ise eleştiren biriyim. Cerablus’un alınması için tankları Suriye’ye sokan Sayın Cumhurbaşkanı, bu kez katıldığım çarpıcı tespitlerde bulundu, IŞİD’i çok şiddetli eleştirdi. Bu açıklama artık IŞİD ile açık düşman olduğumuzun göstergesi olduğundan birkaç satırını buraya alıyorum: “Gaziantep’te 53 vatandaşımızı öldürdüler. Nerden gelirse gelsin, bunun faili kim olursa olsun bunlar lanetlidir. Bunun bedelini çok ağır ödeyecekler. 12 yaşında, 13-14 yaşında çocukları terörist olarak yetiştiriyorlar. O canım çocukları canlı bomba olarak yetiştiriyorlar, bunlar lanetlidir, Rabbim bunların belasını verecektir. Alına Kelime-i Tevhid bandı asmakla Müslüman olunmaz, sancakta Kelime-i Tevhid olmakla Müslüman olunmaz. Allah lafzının istismar edilmesi ile Müslüman olunmaz, bunların İslam ile alakası yoktur. Bunlar tam aksine İslam’ın başına bela olmuşlardır bu yüzyılda. Bunların pisliklerini biz temizlemeye çalışıyoruz. İslam bir barış dinidir, bir barış dilidir. Kökeni, manası itibariyle barış olan, sevgi olan bir dine bu kadar çocuğun öldürülmesine, bu kadar kadının öldürülmesine fırsat verenler iflah eder mi? 53 vatandaşımız orada öldürüldü, bunun bedelini ağır ödeyecekler”

Evet, bu açıklama bir gerçeğin ifadesidir. Suriye’nin bir satranç tahtası gibi olduğuna dair çok emmareler vardır. Bir yorumla Suriye ve Cerablus’u izah edemedim. Bu konuda söyleyeceklerim bitmediğinden inşallah yarın da bu mevzudaki görüşlerimi arz edeceğim.