AKP’nin iktidara gelmesinden sonraki süreçte başlayan ve kamuoyunda olumlu izlenim bırakan polis teşkilatındaki yumuşama ve iyi ilişkiler geliştirme çabalarının son zamanlarda belirginleşen bir şekilde değişime uğraması kaygı yaratmaya başladı.
Türkiye’de sorunlar arttıkça doğal olarak insanlarda gerilmelerin yaşandığını kabul etmek gerekiyor. Hem bireyler hem de sistemin kolluk güçleri bu gerginlikten nasibini almaktadırlar. Ancak devlet gücünü kullanan kesimlerin yani kolluk güçlerinin kullandıkları gücün kamu gücü olduğu ve bu gücün bireysel gerginlikler veya anlayışlar doğrultusunda kullanılmaması gerektiği de açıktır.
Kolluk güçlerinin görevi vatandaşı hizaya getirmek değil suç işleyen veya işlemi ihtimali bulunanları gözetime almak ve yargı önüne çıkarmaktır. Eğer kolluk güçleri adaleti kendi anlayışları veya güçlerine göre sağlamaya çalışırlarsa yanlış yaparlar. Bu tür konuların yasalarla belirlendiğini elbette biliyoruz. Ancak sorun yasalardan ziyade uygulamada. AKP iktidara geldikten sonra önceki dönemde yaşanan olumsuzluklardan dolayı vatandaş ile Emniyet güçleri arasında selam verme konusunda bile sorunlar bulunmaktaydı. Ancak işkenceye sıfır tolerans ve yeni atanan akademik eğitimli polis amirlerinin görevlerini diyalog ve iyi niyetle yapmaları ile başlayan ve süreci olumluya eviren bir süreç yaşandı. Karakola gittiğinde dayak yemekten başka bir şey düşünmeyen vatandaş kendisini karşılayan polislerin çay kahve ikramı ile karşılaşınca önce şaşırdı ardından da sevinmeye ve güvenmeye başladı. Bu durum kısa sürede ilişkilerin normalleşmesine ve Emniyet kapısının korkulan kapı olmasından çıkmasına neden oldu. Vatandaş artık korkmadan sorunlarını kolluk güçlerine taşımaya başladı.
Polislerin hangi şartlar altında çalıştıklarını da biliyoruz. Günde en az 12 saat görevde kalmak, bir sorun olduğunda görevi bırakmamak, ekonomik sıkıntılar, vatandaşlarla yüz yüze kalmak, emir komuta zincirindeki sıkıntılar vb. birçok meseleleri var. Bütün bunlarla birlikte canını dişine takıp görev yapmak da işin cabacı. Ancak bütün bunlar görev ifa ederken yasal sınırların dışına çıkmayı veya imajı zedeleyecek davranışlar içine girmeyi gerektirmiyor sanırız.
Toplumsal olaylardaki münferit olan veya olmayan davranışları farklı bir şekilde değerlendiriyoruz. Son günlerde ise hem ülke genelinde hem ilimiz dâhilinde polis isminin karıştığı olaylarda artış gözlemlendiği ve konunun kamuoyunda gereğinden fazla bir şekilde değerlendirildiğin Emniyet Müdürümüz Hasan Ali Okan’a hatırlatmak gerekiyor. Polisin karıştığı sokak tartışmaları, polisin karıştığı trafik kazası, Polisin polisin karıştığı meselelerde açık taraf tutup evrakları da o şekilde düzenlediği yönündeki iddiaların ardı arkası kesilmiyor.
Bu meselenin üstünü örtüp geçmek en kolayı ancak olayı görmezlikten gelirsek korkarız ki gerginlik ve zıtlaşmalar gizliden gizliye gelişir ve sonuçta istenmeyen merhalelere varır. İyisi mi daha konunun başındayken işi ele almak ve aksaklığın tespitini yaparak yanlışın önüne geçmektir.
Devletin görevi olabildiğince başkalarını özgürlüğüne müdahale edilmeden yurttaşının özgürce ve rahatça yaşamasını sağlamaktır. Bunu güven içinde gerçekleştirmek için de kolluk güçlerine ihtiyaç var. Kolluk güçleri görevlerini zorluklar içinde yürütürken yasalardaki avantajları kendi kişisel davranış ve duygularına alet etmekten uzak durmalıdırlar. Kendisine verilen her cevabı “Direnme” mantığı ile algılama ve sayma sonucun daha sert ve olumsuz sonuçlara varmasına neden olmaktadır.
Dememiz odur ki isimlendirmeden ve sınırlandırmadan belirtmeliyiz ki kolluk güçleri son zamanlarda oldukça agresif davranışlarla anılmaktadırlar. Bunun nedenini bilmiyoruz. Toplumsal gerginlik veya kişisel sorunlara bağlı olabileceğini değerlendiriyoruz. Bu konuyu Emniyet Teşkilatının yöneticilerinin bilgilerine de sunuyoruz. Belki bir etkinlikle, eğitim semineri ile veya teşkilatın kendine has yöntemleri ile bir değerlendirme yapılır ve bu tür sorunların yaşanmasının önüne geçilir diye umuyoruz. Bize gelen iddiaları suçlamaya dönüştürmeden sorunun hassasiyetin bildirmenin daha yararlı olduğunu düşündüğümüzden yetkililerin bu konuya duyarlılık göstereceğini diliyoruz. Aynı hassasiyeti vatandaştan da beklediğimizi belirtmek istiyoruz.