Çözüm süreci sayesinde insanların öldürülmesine ara verilince etrafına bakan insanlar ve yöneticiler aslında insanlıkla birlikte doğaya da ne kadar kötü davranıldığını görme fırsatı buldular. “Her şey vatan için” denilerek vatanda;
Ne insan,
Ne ağaç,
Ne su,
Ne yaban hayvanı,
Ne de doğa dengesi bırakıldı.
Vatan adına vatan yakıldı ama kimse fark etmek bile istemedi. Aradan çıkan cılız sesler ise silah sesleri arasında kaybolup gitti…
Ancak varılan anlaşmalar sonucunda silahlar susunca doğaya da doğanın dengesine de ne zararlar verildiğini herkes görmüş oldu.
Yaşamsız bırakılmış topraklar,
Çırılçıplak bırakılmış dağlar,
Barınaksız bırakılmış hayvanlar,
Nesli tükenen doğal yaşam…
Kendi ellerimizle vatan adına vatanı talan ettiğimizi ne yazık ki yeni yeni görmeye başladık.
Hiç yoktan bu da iyidir deyip zararın neresinden dönersen kardır mantığına bakacağız artık.
Malum bu hafta Newroz haftası. Hafta boyunca özellikle bölgemizde kutlamalar gerçekleştirilecek. Newrozun olmazsa olmazlarından birisi de ateşidir.
Dağların başında,
Tepelerde,
Ovalarda newroz ateşi yakılacak.
Dehaqların kaybettiği isyanların ve adaletin kazandığını duyuran ateştir bu. Newroz ateşinin anlamını tam olarak araştırmamış olanlar bu ateş yakılmasa olmaz mı diyebilirler. Ama olmaz. Newroz ateşsiz olmaz!
Newroz ateşsiz olmaz ama acaba nasıl bir ateş yakılması gerekiyor sorusunu da artık kendimize sormanın vakti geldi galiba.
Özgürlük,
Adalet,
Hak ve hakikat göstergesi olan Newroz ateşinin rengi değişmeli artık.
Newroz ateşi lastik dumanı arasında kaybolmamalı, caddeleri,sokakları, taşları karartmamalı. Aydınlık adına aydınlatan ateşlerden faydalanılmalı.
Bu konuda Çevrecilerden ve duyarlı vatandaşlardan uyarılar var
Parti yöneticilerinden ilin yöneticilerinden uyarılar var
Derlerki newrozda lastik yerine odun yakalım. Ateş hem anlamını bulsun hem de çevreyi kirletmeden, insanları zehirlemeden, dumana boğmadan bir etkinlik yapmış olalım.
İlin valisi de, HDP il başkanı da, Çevre gönüllüleri derneği de aynı duyarlılığı gösteriyor ve newrozda lastik yerine odun yakılmasını istiyor.
Bu ortaklaşılan bir istek ve yerine getirilmesi gerekiyor. Temel sorun sokak aralarında, caddelerde yakılan lastikler elbet. Gençlerin bu konuda uyarılması sayesinde lastik yakılmasının önüne kısmi olarak geçilebileceğine inanıyoruz.
Çünkü lastik yakma hem etrafı kirletiyor hem de Belediye temizlik ekiplerini bir sürü iş çıkarıyor. Ancak bu önlemi almak sadece söz ile olmaz.
Yetkili ve etkili yöneticilerimiz eğer her mahallenin uygun yerlerinde yakılmak için newroz ateşi için odunları sağlarlarsa belki gençlerimiz de lastik yerine bu alanlardaki odunları yakmayı tercih eder ve kutlamalarını bu ateş etrafında gerçekleştirirler.
“Newroz isyandır” anlayışında olanlar da olabilir ama bu anlayış ve algının mantıksal çerçevede kullanılmasında da büyük faydalar var.
Eğer bir ilin yöneticisi, bir partinin başkanı, duyarlı çevreci kuruluşlar, aydınlar, yazarlar bir konuda hem fikir olmuş ve aynı şeyi öneriyorlarsa biraz da durup dinlemek gerekiyor diyoruz.
Kuralsızlık kural haline getirilmemelidir.
Yanlışta ısrar edilmemelidir.
Eğer sevincimizi temsil eden kutlamalarımız başkalarını rahatsız ediyor ve zarar veriyorsa bu yanlıştan dönülmelidir.
Bu nedenle de newroz kutlamaları sırasında lastik yerine odun yakılmalıdır. Dileriz valilik ve Belediye newroz kutlamalarının yapıldığı merkezlere talep ediliyorsa yeterli miktarda odun sağlarlar ve vatandaşlarımız da buralarda insanlara ve çevreye zarar verilmeden yakılan ateşin etrafında halaylarını çekerek kutlamalarını gerçekleştirirler.
Bu duygularla herkesin newrozunu kutluyoruz. Kirletmeden ve kirlenmeden bir newroz ateşi isteğimizi tekrarlıyoruz.