Geçtiğimiz günlerde Esentepe ile ilgili yazı yazmış, duyarlılık çağrısında bulunmuştum.
Sonra Esentepe'ye gidip yerinde gözlem yapmıştım.
Oradaki tablo beni ziyadesiyle üzmüştü.
Batman çevre gönüllüleri derneği adına yapılan açıklama ve görüntüler yerel basında yer aldı.
Esentepenin tahsis edildiği kurum olan Müftülük susmayı yeğledi...
Valilikten beklentim, Müftülüğü uyarmasıydı, onu da duymadık...
Amacım üzüm yemek olduğundan müftülüğü aradım. Müftü yerine Müftü Yardımcısı ile görüştüm. Çok saygılı bir şekilde Esentepe için bilgi verdim. Bayan Müftü Yardımcısına hürmetlerimi sundum, telefon bıraktım. Kaç gündür dönüş olmadı...
VEBAL ALTINDASINIZ...
Esentepe suskunluğu kabul edilemez...
O ağaçlar, orman sahipsiz değildir, sahiplenmeyi görev biliyorum...
Eski yazımdan bir derlemeyi tekrar tepki olsun diye arz edeceğim. Bu yazım Pazartesi günü yayımlanınca, ertesi gün olumlu bir gelişme yaşanmazsa önce Cumhurbaşkanı STK sorumlusu Başdanışmanına, sonra gerekirse Sayın Cumhurbaşkanına durumu ulaştıracağım inşallah...
Hava sıcaklıkları kentimiz ve yöremizde tavan yapıyor.
Halkımız bir mesire alanı, dinlenebilecekleri piknik yeri arıyor.

Kentimizin göbeğindeki Esentepe, halkımızın uğrak yeri idi.

Şimdi sahipsiz...

Esentepe kaderine terk edilmiş durumda...

**

**

Hiç kimse bu satırların acizane yazarını Cami, ibadet karşıtı olarak gösteremez...

Dini değerleri doğru temelde savunan biriyim.

28 Şubat sürecinde bile egemenlere karşı dik duruşumu gösterdim.

Esentepe'deki havuz ve düğün salonu yerinde cami yapılmasına itiraz etmedim.

Ne yazık ki Esentepe'yi, 'çukurtepe'ye çevirdiler...

Esentepe sadece cami alanından müteşekkil bir tepe değil ki.

Müftülüğe tahsis edilmiş Esentepe elden gidiyor...

Geçen yıl Esentepe'nin mesire alanı için Müftülüğümüze çağrıda bulundum. Hiçbir duyarlılık gösterilmedi...

Bir süre önce bana ulaşan bir genç, Esentepe'deki ağaçların kurumaya başladığını belirterek, çevre adına duyarlı olmamızı talep ediyordu.

Esentepe hakkında yazdığım sayısız yazıları hatırlatıp, sorunu Batman Kent Konseyi'ne taşıdığımı söylemiştim. Ancak cevabım yetersizdi, itiraf edeyim.

Esentepe'yi ihmal etmişim.

O güzelim tepenin içler acısı hali devam ettiğinden, önceki değerlendirmemden bazı satırları da kullanarak yine Müftülük başta olmak üzere il yöneticilerini duyarlı olmaya davet etmek istiyorum.

'Maalesef bu kentin göbeğindeki en önemli mesire alanı olan Esentepe, göz göre göre elimizden gidiyor. Esentepe’deki ağaçlar susuzluk ve bakımsızlıktan kuruyor…

Bir yeşil alan, bir mesire yeri ancak bu kadar sahipsiz olabilir.

Esentepe için 90’lı yılların başından itibaren makaleler yazmış, alakadar olmuş, temizlik kampanyalarına öncülük etmiş biri olarak, bu kahredici gelişmeye seyirci kalamam, kalmayacağım…

**

**

Neden kalmayacağım?

Çünkü Esentepe ile ilgili ve alakalı biriyim de ondan. O alanın korunması için sayısız kez yazı yazmış, Esentepe’de defalarca temizlik kampanyaları düzenlemiş birisiyim.

Batman kent merkezine yakın, yoksul insanlarımızın ulaşabileceği tek mesire yerinin neresi olduğunu sorsalar, çoğumuz hemen ‘Esentepe’ diye cevap verecektir.

İki binli yılların başında kentin tek yeşil noktası Esentepe olarak görülüyordu.

Ancak bu yeşil alanın etrafı tamamen açık olduğundan, hayvanlarca istila ediliyordu. Dönemin Belediye Başkanı Sayın Ataullah Hamidi’ye hitaben bir yazı yazmış, Esentepe’nin ihata duvarıyla çevrilmesini istemiştim. Henüz küçük sayılabilecek ağaçlardan oluşan söz konusu yeşil alanın ancak ihata duvarı ile hayvanlardan korunabileceğine dikkat çekmiştim.

O dönemlerde sürekli göç yaşayan Batman’ın Belediye Başkanlığı makamında oturan Ataullah Hamidi, ihata duvarı için imkanlarının olmadığını söyleyecekti. Gazetemizi arayan dönemin Valisi Zeki Şanal, yazımdan etkilendiğini, çevreci yaklaşımımı beğendiğini belirtecek ve Esentepe’yi tel örgü ile çevirebileceği sözünü verecekti. Aradan kısa bir zaman geçmeden sözünü tutan Vali Şanal( ve Belediye başkanlarının bekçi-özel güvenlik elemanı görevlendirmesi) sayesinde Esentepe’deki yeşil alan korunmuş ve günümüze gelmiştir.

**

**

Evet, bugün Esentepe’nin sahipsizliğini eleştireceğim.

Bu yorumum kesinlikle yapılan cami ile ilgili değildir…

Esentepe’deki cami ile ilgili tüm yazılarım ve sosyal medya paylaşımlarımın arkasındayım. Allah şahidim olsun ki bu değerlendirme ile amacımın kesinlikle üzüm yemek-ağaçların korunması ve sulanmasını sağlamaktır- olduğunu özellikle ifade ediyorum.

Evet, Esentepe hiç bu kadar sahipsiz olmamıştır. Hiçbir yerde tek bir çöp kutusu, tek bir kamelya, tek bir oturma bankı göremedim…

Gelecekte güzel olacakmış. İyi güzel de o ağaçlar kuruduktan sonra mı?

Bir cami yapılıyor tamam da, Müftülüğe tahsisli koca alan böyle bakımsız ve sahipsiz bırakılır mı hiç?

Orası halkın dinlenme yeri…

Oturma Bankları, yürüyüş yolları, güzel bir proje için sabredebiliriz. Ancak o ağaçların bakımı, sulanması, çevre temizliği şarttır.

Sayın Müftümüzü başta olmak üzere kurumsal olarak duyarlı olmaya davet ediyorum. Vaat edilen güzel projeniz öncesinde acilen, emrinizde sayısız cami imamı, cemaat, öğrenciler var. Gönüllü olarak kampanyalarla o alanı yaşanabilir hale getirebilirsiniz. Ağaçların acilen sulanmaya ihtiyaçları var. İslami duyarlılık ve hassasiyet bekliyorum. Saygılarımla.