Dünden devam
Batman’ın Gercüş ilçesine bağlı Arıca köyündeki 100 yıldır harabe halinde bulunan Mor Aho (Aziz Aho) Manastırı, geçtiğimiz hafta restore edilerek ibadete açılmıştı. İl yöneticilerinin katıldığı törenle 100 yıl sonra manastır açılışı ile ilgili gazetemiz haberini dün değerlendirmiş ve gelişmeyi farklı inançlara saygı açısından, gelecek adına bir milat olarak değerlendirmiştim.
http://www.batmancagdas.com/…/100-yil-sonra-ayine-acildi-h5…
Dünkü yorumuma olumlu tepkiler geldi. Yüzyıllarca bölgemizdeki birçok yerleşim yerinde cami ve kiliselerin yan yana olduğu, herkesin birbirlerinin inançlarına saygı gösterdikleri gerçeğini biliyorum.
Ancak son yüzyılda şer güçlerin fitneleri sonucu asla tasvip edemeyeceğimiz olumsuz gelişmeler yaşanmış, din adına hareket eden ve aslında tam cahil olan niceleri bölgemizdeki Süryani ve Ermenilere ait kilise ve manastırlara zarar vermiştir.
Mezopotamya, medeniyetlerin beşiği olarak biliniyor. Pek çok uygarlığın gelip geçtiği ve kültürlerinin miras olarak kaldığı bu coğrafya, tarih boyunca pek çok savaşa da sahne olmuştur…
Dicle ve Fırat gibi önemli nehirler, tarih boyunca cazibe merkezi olduğundan, işgallerin ardı arkası kesilmemiştir. Diyarbakır, Midyat ve Hasankeyf gibi çok zengin kültürel mirasa sahip yerleşim yerleri Mezopotamya’nın medarı iftiharlarıdır. Mezopotamya’nın en önemli tarihi kentlerinden birisi olan Mardin’in tanıtımı şu ifadelerle yapılmaktadır; “Kültürlerin buluştuğu, taşların konuştuğu hoşgörü şehri.”
Farklı dinlerin mabetlerinin yan yana olduğu ve herkesin birbirine karşı saygı gösterdiği bu kent, bu açıdan her türlü övgüyü hak etmektedir.
Midyat için de aynı düşüncelerim vardır. Birkaç yıl önce Batmanlı Çevreciler ve Batman Fotoğraf Grubu üyeleri ile Midyat ve Mardin’e gezi düzenlemiştik. Midyat yakınlarındaki Deyrulumur (Mor Gabriel) ve Mardin’deki Duyrulzaferan Manastırlarını gezmiş ve görüntülemiştik.
Yine antik Dara Kenti’ne hayran kalmıştım…
Hem Mardin, hem de Midyat’taki tarihi Kasımiye ve Zinciriye Medreseleri ile Süryanilere ait kiliselerin, manastırların yan yana durmasından hayli etkilenmiştim.
Bir yanda çan, öte yanda ezan seslerinin karıştığı bu kentlerin hoşgörünün merkezi oldukları açıktı…
Müslümanlar, Süryaniler, Ermeniler, Ezidiler…
Farklı din ve inanç mensupları Mezopotamya havzasında, asırlarca bir arada barış içerisinde yaşamışlardır. Ancak son yüzyılda yaşanan bazı olumsuz gelişmeleri de göz ardı edemeyiz…
Maalesef asırlarca Mezopotamya toprakları üzerinde kardeşçe yaşamış halkları ve farklı din mensuplarını birbirine kırdırtmak isteyenler yüzünden büyük acılar yaşanmıştır.
HİCAP DUYUYORUM!..
Zulme maruz kalan Süryaniler, Ezidiler ve Ermeniler gerçeğine vurgu yapmadan geçmeyeceğim. Bu din mensuplarına zulmedenlerin İslam adına bir dayanak ileri süremeyeceklerine inanıyorum. Zaten dünkü yazımda somut örnekler sunmuştum.
İslam, kime karşı olursa olsun zulmü haram-yasak kılmıştır. İslam’ın evrensel bakış açısını; ‘Kim olursa olsun mazlumdan yana, kim olursa olsun zalime karşı’ şeklindeki ifadelerle özetleyebilirim. Dolayısıyla İslam adına hareket eden zavallılar eliyle yapılan zulümle aslında İslam’a karşı suç işlenmiştir.
Daha önce bölgede nüfusları hayli fazla olan söz konusu din mensuplarının bugün çok küçük bir azınlık olarak kalması, yapılan haksızlıkların bariz kanıtı olsa gerek.
Öte yandan Morkiryakus’tan, Comk ve Mereto Manastırlarına kadar, yöredeki bütün kiliselerin ahıra çevrilmiş olmasından hicap duyduğumu ifade etmek isterim…
İslam, savaş halinde bile Allah adının zikredildiği Kilise ve Havralara zarar verilmesini haram saymışken, içimizdeki cahillerin bu mabetleri ahıra çevirmesi kadar acı bir durum olamaz diyorum…
Şu gerçeğe de dikkat çekeyim: Bu yörede geçmişte farklı din mensupları nasıl bir arada kardeşçe yaşamışsa, bugün de Beşiri köylerinde, Mardin’de, Midyat’ta hala farklı din mensuplarının güzel komşuluk ilişkileri içerisinde yaşamlarını sürdürdüğünü biliyorum. Ancak büyük fotoğrafın da böyle olmasını istiyorum!..
Evet, Mor Aho Manastır açılışına devlet erkanının katılması ve Vali Ahmet Deniz’in önemli bir mesaj vermesi olumlu gelişme olmuştur.
Sayın Valimizin, kentimiz sınırları dahilindeki Ezidi, Süryani ve Ermenilere ait mabetler için de ilgilileri harekete geçirmesini bekliyorum. Batman İl Kültür Müdürümüz Sayın İhsan Arslanlı, bilgili ve kültürlü bir idareci. Ayrıca kentimizdeki inanç dokusunu iyi biliyor.
Hangi kilise ve manastırın harabe halinde olduğunu da iyi biliyor.
Kaldı ki yöremizdeki tarihi manastır ve kiliselerin tarihi değerler, kültür mirasları olduğu gerçeğini de unutmamak gerekir. Batman Gercüş Arıca köyündeki Mor Aho (Aziz Aho) manastırının açılışına konuşan Rahip Sayın Daniel Savcı: “En son 1870 yılında yerleşim olmuştu. Bazı tadilatlar yapılmıştı. Bugüne kadar Aziz Hamo manastırı yıkık dökük ve harabe durumdaydı. Son yıllarda bu köyden olan Süryaniler bu manastırın hizmete girmesini istedi. 6. Asrın başlarında inşa edilmiş bir manastır. Maalesef geçmişe yönelik çok kalıntı kalmamış ama en azında burada ayin yapılan bir bölüm olduğu gibi kalmıştı. Manastırının ayakta kalan duvarları 6. Asra aittir” demiş. 6. asra ait bir mabet, tarihi açıdan önemli bir değerdir. Ancak bu satırların yazarı olarak tarihi değerden çok, farklı inançlara saygı açısından daha çok meseleye yaklaşıyorum.
Kor Aho Manastır açılışı ile topluma anlamlı bir mesaj verildi. Dileğim ve temennim halkımızın bu konuda duyarlı olmasıdır.