Yine kahredici bir haber yerel basınımızda yer aldı. Batmanlı mevsimlik işçileri taşıyan bir minibüs, Gümüşhane’de kaza yapınca 24 kişi yaralandı…

Şu açık gerçeği biliyorum; çoğumuzun haberle ilgisi, alakası yaralıların kim olduklarını sormaktan çok öteye gitmemiştir…

‘Acaba tanıdık var mı?’ diye merak edip yaralıların ad ve soyadlarını sorduktan sonra eğer tanıdık çıkmamışsa, ‘İyi ki akrabalarımız değiller’ diyerek söz konusu trafik kazası ile ilgimizi kesmişiz…

Yerel basınımızda yer alan haberi okumakta yarar görüyorum. Önce haberi birlikte okuyalım, sonra söyleyeceklerim olacaktır:

“Alınan bilgiye göre, Batmanlı mevsimlik işçileri taşıyan Veysi Durmaz (46) yönetimindeki 72 KD 488 plakalı yolcu minibüsü, Gümüşhane’nin Torul İlçesi çıkışında, karşı yönden gelen Rukiye Özcan (29) yönetimindeki 16 DA 636 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 24 kişi yaralanırken, otomobilde 2 bulunan kişi de kazayı hafif sıyrıklarla atlattı. Yaralılardan 10’u Torul Devlet Hastanesi'nde yapılan ilk müdahalelerinin ardından Gümüşhane Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Yaralıların isimleri şöyle: Zehra Taşan (19), Dilan Aydın (17), Evinder Yavuz (12), Zeynep Önal (15), Muhammet Taşan (15), Büşra Taşan (20), Yaşar Taşan (43), Yiğit Hüseyin Taşan (5), Serkan Polat (15), Gülcan Polat (16), Sultan Aslan (15), Pınar Taşan (17), Rukiye Polat (16), Fatma Polat (18), Sevgi Aydın (12), Rojda Taşan (10), Havle Önal (26), Emine Taşan (42), Zehra Ekmen (14), Yusuf Çetin (22), Yakup İpek (17), Ümit Polat (17), Osman Polat (17), Mustafa Öztürk (56)”

ONLAR İŞÇİ DEĞİL, ÇOCUKLARDIR…

Bu haberi okuyup, ‘Vah vah yazık oldu’ diyerek geçiştireceklerden değilim. Çünkü bizleri derin düşüncelere gark edecek kadar dehşet verici bir haberdir bu…

Dikkat ettiniz mi yaralılar bir minibüsle taşınan Batmanlı mevsimlik emekçilerdir. Karadeniz’e fındık toplamaya giden emekçilerin bu şekilde taşınmaları Başbakanlığın 2010/16 nolu genelgesine aykırıdır. Bir minibüse tıka basa emekçi doldurup uzun yolculuğa çıkmak böylesi kazalara davetiyedir…

Yine dikkat ettiniz mi; yaralıların çoğu çocuk…

Çoğu yaralının 10, 12, 14, 15, 16, 17 ve 18 yaşlarında çocuklar olduğunu net şekilde görüyoruz. Yetişkin iki üç kişi dışındaki herkes çocuk…

Büyük ihtimalle çoğu öğrenci…

Zorlu hayat mücadelesinde ailelerinin ekmek arayışına destek için çalışmak zorunda olan çocuklar…

Bu acı gerçeğe kaç kez dikkat çektiğimi artık ben de unuttum. Bu emekçilerimiz, çocuklarımız Karadeniz’in muhteşem doğasını görmek için turistik geziye gitmiyorlar…

Karadeniz’in ücra dağlarında, vadilerinde, derme çatma barınaklarda, Soğukta, yağmurda, çamurda, siste düşük ücretle, sosyal güvencesiz olarak çalışmak zorunda olan insanlarımızdır…

Her soruna duyarlı olduğum gibi, mevsimlik emekçiler sorununa da duyarlı biriyim. Yıllar önce de bu konuda alanda çalışmalar yapmış, önemli bir raporun hazırlanmasında emeğim olmuştu.

Raporu TBMM’ye ve ilgili bakanlıklara taşıyan dönemin Batman Milletvekili Sayın Mehmet Emin Ekmen’in meclis konuşmasını da paylaşmak isterdim. Sayın Ekmen’in girişimleriyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Sağlık, Milli Eğitim Bakanlıkları birer genelge yayımladılar. 2010/16 nolu Başbakanlık genelgesi ile mevsimlik işçiler için çok ciddi çözüm önerileri içeriyordu.

ÇALIŞMA BAKANININ 7 YIL ÖNCEKİ TESPİTLERİ…

Bakınız 2010 yılında dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, mevsimlik tarım işçileri konusunda göç veren ve göç alan illerin vali ve belediye başkanlarının katıldığı toplantıda, eylem planını açıklarken durumu nasıl özetlemiş: “Dinçer, işçilerin yoğunlukla ulaşım, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik, sosyal çevre ile ilişkiler, iş ve sosyal güvenlik konularında sorunlar yaşadığını ifade etti. Bakanlık olarak, diğer bakanlık, kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin katılımı ile bir eylem planı hazırlattıklarını
bildiren Bakan Dinçer, mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı sorunlardan bazılarını şöyle sıraladı: -İşçiler uygun olmayan araçlarla ailenin tamamı ile kullandıkları
tüm eşya, araç ve gereçlerle yolculuk yapmakta.(2010 yılı tespiti, dikkat 7 yıl sonra aynı yerdeyiz.)
-Yaklaşık 300 bin kişi göç etmekte ancak 60 bininin barınma imkanı işverenlerce sağlanmakta. İşçiler 6-8 metrekare büyüklüğünde 4-12 kişinin yaşadığı derme çatma çadırlarda elektrik, su, tuvalet ve banyo gibi imkanlardan mahrum, her türlü bulaşıcı hastalığa açık sağlıksız mekanlarda barınmakta.
-Çocukların çoğunluğu ailenin göç ve çalışma zamanına bağlı olarak 3-6 ay eğitimden yoksun kalmakta. Okula devam edenler, yılda 3-4 kez okul değiştirmekte.
-Barınma yerleri ve çevrelerinde tuvalet, banyo, çamaşır ve bulaşık yıkama yerleri bulunmamakta, çöplerin düzenli toplanmaması sivrisinek ve diğer haşerelere karşı düzenli ilaçlama yapılamaması temizlik ve sağlık açısından ciddi tehlikeler oluşturmakta.
-İş kazası ve tarımsal ilaç zehirlenmeleri sıkça görülmekte.
-Sağlık kurumlarına erişim yetersiz kalmakta. Gebe ve bebek takipleri
ile de aşı uygulamaları aksamakta.
-Kimi ihtiyaçların ormandan ve çevreden temini huzursuzluğa ve yasal
sorunlara neden olmakta.
-İşveren-aracı-işçiler arasında ücret ve alacak verecek anlaşmazlıklarından kaynaklanan kavgalar olmakta.
-Siyasi istismar ve provokasyon çabaları görülmekte.
-Kültür, eğitim, dil, etnik kimlik farklılıkları, gidilen yörelerde (öteki) olarak algılanmalarına ve uyum sorunlarına sebep olmakta.
Gezici mevsimlik tarım işçiliği uygulamasının, benimsedikleri ve onay
verdikleri bir çalışma yöntemi olmadığını vurgulayan Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Dinçer, şöyle konuştu:
'İçinde bulunduğumuz bu yüzyılda koşullarını ne kadar düzeltirseniz düzeltin mevsimlik tarım işçileri gerçeği sorun üreten ve çalışma hayatımızın kalitesini düşüren bir uygulamadır. Bu tür uygulamaları ve çalışma yöntemlerini orta ve uzun vadede tümüyle ortadan kaldırmaya
yönelik çalışmalarımız da devam etmektedir. Ancak gezici mevsimlik tarım işçileri de ülkemizin bir gerçeğidir, ne kadar görmezden gelinirse gelinsin uzun yıllardır fiili bir durum olarak çalışma hayatının içinde yer almaktadır. Alacağımız tedbirlerle mevsimlik tarım işçilerinin insan onuruna yakışmayan yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirmeyi amaçlıyoruz. Ancak bu tedbirler, bir anlamda uygulanmakta olan gezici mevsimlik tarım işçileri ile ilgili genel anlayışı da ortadan kaldıracaktır.''

Sayın Dinçer, 7 yıl önce bu çok çarpıcı tespitleriyle soruna dikkat çekmişti. Uzun bir konuşma metni olsa bile bilginize sunmak istedim.

Aradan 7 yıl geçmiş, hala emekçiler tıka basa araçlara dolduruluyorlar. Geçen yıldı sanırım, Antalya’da bir otobüste 56 Batmanlı mevsimlik emekçi yaralanmıştı. Başbakanlık Genelgesi’nin üzerinde durmak istiyorum. Zira mevsimlik işçi alan ve veren illerde alınması gereken çok önemli tedbirler genelge içeriğindedir. İnşallah yarın bu konuda somut bilgilerle yine emekçilerimiz gerçeğine dikkat çekeceğim.

Devamı yarın