Dünden devam

Etkili yağışlar nedeniyle bölgemizde ve özellikle yöremizdeki kırsal alanlarda ciddi heyelanlar, toprak kaymaları, taş/kaya düşmeleri yaşanabileceği konusunda günler öncesinden uyarılarda bulunmuştum.

En yakınımızdaki Memur-Sen TOKİ alanında yaşanan heyelanı görüntüleyip, kayıt altına almış ve kamuoyu ile paylaşmış, ilgilileri uyarmıştım.

Gerçekten basit bir sorundan söz etmiyorum.

Gerçekten amacım bir korku yaratmak, halkı endişeye sevk etmek değildir.

Olası bir tehlikeye dikkat çekiyor, ilgilileri göreve çağırıyorum.

Kamuoyuna sunduğum fotoğraf tehlikenin boyutlarını gözler önüne sermiştir...

Memur-Sen toplu konutlarının girişinde, sol cephede koca bir tepe aşağıya kaymıştır. Minibüs durağı risk altındadır...

**

**

Bahsettiğim gerçekler gözler önündedir. Esas tehlike ise gözle görülmeyendir...

Neden mi söz ediyorum?

Bu konuda uzman olan bazı bilim insanlarını dinledim. Görüşlerini sorduğum bazı bilim insanları, Jeologlar (Jeoloji mühendisleri), Memur-Sen toplu konut alanı zemini ile ilgili önemli bilgiler verdiler.

Memur-Sen konutlarının bulunduğu alanın özellikle heyelanlı bölgesindeki zemin toprağının 'Kil' (çamur) gibi olduğunu öğrendim...

Killi toprak ile ilgili bilgiye googleden bakalım: "Başlıca toprak tiplerinden birisi olan killi toprak, yapısında fazla miktarda kil maddesi içermesinden dolayı bu adı almıştır. İçeriğinde fazla oranda kil bulunması, su ile temas ettiğinde neredeyse bir oyuncak hamuru kıvamını almasına neden olmaktadır. Bu nedenle bir toprak tipinin killi toprak olduğunu anlamanın en basit yöntemlerinden birisi de herhangi bir sıvı ile etkileşime geçtiğinde aldığı kıvamı gözlemlemek ve yapısını incelemektir."

Memur-Sen toplu konut alanındaki tepenin son yağışlar sırasında yerinden kaymasının bir nedeni, işte bu killi topraktır.

Konutların hemen aşağısından, dibinden dere geçtiği ve eğilimi nedeniyle çok riskli bir durumun olduğu bilgisinden yola çıkarak uyarmak istiyorum.

Bilim insanları bu tehlikeye dikkat çekiyorlarsa, sorumlu bir gazeteci olarak ilgilileri önlemler/tedbirler almaya davet etmekten daha doğal bir şey olabilir mi?

Bir gün şayet o tepenin alt bölümü olduğu gibi kayarsa, bunun vebali gereken tedbirleri almayanların boynunda olacaktır...

TOKİ sakinlerini paniğe sevk etmemek için makul uyarı yaparak, şunları kaydetmiştim: 'TOKİ'nin Anaokulu ve bazı konutlarının risk altında olduğunu gözlemledik. Cami ve bazı binalar ne kadar risk altında, bunun ilgililerce tespit edilmesini öneriyoruz.'

Çok sayıda vatandaş heyelanlı alanla ilgili olarak bize sorular soruyor. Duyarsız mı kalayım?

İlgililerin alanda inceleme yaparak, kamuoyuna bir açıklama yapmaları gerekmez mi?

Bilim insanlarını alana gönderir, incelemeler yaparsınız. Ondan sonra tehlike varsa, gereken tedbirlerin alınacağı yolunda kamuoyuna güvence verirsiniz...

Şayet tehlike/risk yoksa, bilimsel kanıtlarla bu kanaate varırsanız, kamuoyuna tehlikenin olmadığı konusunda bir açıklama yaparsınız...

Hangi kurumun sorumluluk alanına girer, tam bilemem. Belediye, Tarım veya Şehircilik İl Müdürlüğü, veyahut hepsi. Herkes görevini yapsın. Çünkü vatandaşlar endişeli...

Suskunlukla meseleyi geçiştiremezsiniz...

**

**

KIRSALDAKİ TEHLİKE BÜYÜYOR...

Sık sık özellikle Sason ve Kozluk kırsalından heyelan, toprak kaymaları ve taş/kaya düşme haberleri yerel basına konu olmaktadır.

Bu tehlikeye günler öncesinden dikkat çektiğimde bazıları bunu basit bir değerlendirme olarak yorumlamıştı. Zaman beni haklı çıkardı, keşke çıkarmasaydı...

Yarınlarda çığ haberlerini de duyabiliriz. Gazetemizdeki şu habere bakalım:

"Batman’ın Sason, Kozluk ve Beşiri ilçeleri ile Yücebağ kırsalında peş peşe meydana gelen heyelanlar vatandaşları ürkütüyor. Özel İdare Genel Sekreteri Abdulkadir Özer, 80 iş makinesinin kırsal alanda görevlendirdiklerini ifade etti. Kozluk ilçesine bağlı Yazılı, Yenidoğan, Akçalı, Pınarhisar, Akçakışla ve Damalı köyleri ile Beşiri ilçesinin Tepecik köy yolunda heyelanlı bölgede ekiplerinin aralıksız çalıştığını belirten Özer: 'Hasankeyf hariç dört ilçemizde de heyelanın olduğu bölgelerde çalışıyoruz. Yücebağ beldesinin grup köy yolundaki heyelanlı bölgede de ekiplerimiz aralıksız çalışıyor. Ulaşımın aksamaması için tüm iş makinelerimizi kırsalda görevlendirdik' diye konuştu."

http://www.batmancagdas.com/gundem/kirsalda-toprak-kaymalari-h62993.html

Görüldüğü gibi tehlike devam ediyor, çünkü yağışlar sürüyor. Daha etkin bir mücadele şart.

Sason ve Kozluk ilçelerimizi Sason-Kelhasan-Sinemerg ile Kozluk Gümüşörgü üzerinden birbirine bağlayan kestirme karayolunda 7 Nisan günü heyelan yaşandı. 80 aracın alanda olduğu belirtilirken, hala o yoldaki heyelana müdahale edilmedi. İki ilçe Kaymakamına bilgi ulaşmamışsa bile, İl Özel İdare yöneticileri bilgilendirildi. Neden bir aracı hala o alana göndermediler? O yolun 6 metre olarak hizmete açılması benim önerimle olmuş, Sayın Mehmet Şimşek, o yolu hizmete açarak iki ilçenin arasının 35 KM kısaldığı müjdesini vermişti. Yıllardır her taraf asfaltlandı, 4,5 KM'lik o yol asfaltlanmadı da. Şimdi bir kepçe ile heyelana hala müdahale edilmiyor. Buna seyirci kalamam...

Sonuç olarak etkili yağmurlar rahmettir, bize düşen gereken tedbirleri almak, can ve mal emniyetini sağlamak, halka hizmet vermektir. Herkesi sorumluluk bilinciyle görevlerini yapmaya davet ediyorum.