AKP ye yönelik olduğu söylenen irtica ile mücadele eylem planı konusundaki tartışmalar gündemi meşgul edince temel sorunlarımızdan biri olan Kürt sorununu çözüm metodu konusundaki tartışmalar ikinci planda kaldı.

Ortaya çıkan belgenin bir kâğıt parçası mı yoksa uygulamayı bekleyen bir plan mı olduğu tartışması öyle anlaşılıyor ki epey uzun sürecek ancak şunu da belirtmek gerekir ki askeri konular dışında kalan işlerle ilgili sivil yargının yetkilerinin artırılmış olması başlı başına olumlu bir gelişmedir.

Kürt sorununu çözümü yolundaki çalışmalar konusunda da taraflardan farklı tepkiler ve görüşler gelmeye devam etmektedir. Hükümet kanadından gelen sinyallere göre bir takım açılımlar yapılarak sorunun zaman içerisinde çözüme kavuşturulması için bir perspektif belirlenmeye çalışılıyor. Bunun hem AKP cephesinden gelen sinyallerden hem de bölgede değişik çalışmalar yürütün hükümete yakın çevrelerden anlamak mümkün.

Kuzey ırakta yapılacak seçimler münasebeti ile oradaki liderlerle görüşmek için giden Hak-PAR Genel başkanının basına yansıyan açıklamalarından da anlaşıldığı kadar plan Kuzey ırak Kürt yönetimi tarafından daha net bir şekilde aktarılmaktadır.Merkezi Erbil de bulunan “Kürdistan Haber Ajansına” konuşan Bozyel, ABD, Türkiye ve Irak’ın üzerinde çalıştıkları çözüm paketinde şöyle tanımlamaktadır;

Öcalan’ın serbest bırakılma süresi 4–5 yıl olarak öngörülüyor

Siyasi Partiler yasasında değişiklik

Anadilde eğitim hakkı

Üniversitelerde Kürdoloji bölümlerinin açılması

Eski yerleşim yerlerinin isimlerinin iadesi

Kürtçe isimlerin önündeki tüm engeller kalkacak

Özel Televizyon ve Radyo kanalları açılabilecek

Ancak hangi adımın ilk önce kim tarafından atılacağı belli değil!

Kuzey ırak cephesinde bunlar konuşulurken Türkiye’de de değişik temaslar yapılmaktadır. Bölgenin Belediye Başkanlarından oluşan bir heyet çözüme yönelik bir dosya ile Sayın Cumhurbaşkanı ile görmek istiyor randevu konusunda ortaya çıkan durum kaygı vericidir.

Çözüme giden yol konusunda herkesin bir şeyler yapması gerektiği net olarak görünüyor.

Öte yandan 15 Temmuzda sona erecek olan bir çatışmasızlık kararı var. Bu kararın uzatılıp uzatılmayacağı merak konusu. Çünkü son günlerde yapılan açıklamalara bakılırsa KCK kendilerine yönelik bir imha konseptinin geliştirilmekte olduğu inancında. Bunun somut göstergesi olarak da Artarak devam eden askeri operasyonlar gösterilmektedir. Bu operasyonların devam etmesi durumunda ise kararlarını gözden geçirme durumu söz konusu.

Daha evvelde bu konudaki görüşümüzü belirtmiştik. Bize göre Çatışmasızlık kararı uzatılmalıdır. Sivil ve demokratik unsurlar da çabalarını artırmalıdırlar.

Barış çabalarının ve umutlarının bu kadar yüksek bir beklenti haline geldiği bir dönemde askeri operasyonların sınır ötesini düşündürecek boyutlara kadar tırmandırılması da düşündürücü bir adım olarak göründüğünü belirtmek gerekmektedir.

Kürt sorunun çözümü konusunda yöntem belirlenirken birilerinin birilerini beklemeye gerek yok sanırım. Adım atmak kadar bazı alanlarda adım atmamak daha hayırlı olacaktır. Mesela askeri çatışmalar konusunda adım atmamak en fayda verici unsur olacaktır. Operasyonları yoğunlaştırmak sevkıyatları artırmak sorunun çözümüne katkı sunmuyor ortamı germeye yarıyor. Yıllardır operasyon yapılıyor. Sonuç pek olumlu olmamıştır.

Sonuç olara inkâr ve imha politikasının da ayrılıp gitme mantığının da gelip dayandığı sınır ortadadır.

Çözüm yöntemi konusunda yeni bir tarzın ele alınması zorunluluktur. Ve bu tarz insanlarımızın ölümünü engelleyen bir tarz olmalıdır. Yazın bu sıcağında hayatın güzelliklerini paylaşmak varken ………