Son bir hafta içerisinde Kürdistan federe yönetimi (Irak Kürt bölgesel yönetimi)alanındaki gelişmeleri ve açıklamaları ibretle izlemeye devam ediyoruz. Yıllardır toplanması beklenen Kürt konferansı üzerinde uzlaşma çalışmalarının hızla ilerlediği ve beklentilerin artık frenlenemediği bir dönemde Şengal bölgesinin yönetim statüsü veya genel olarak yönetim şekli ve modeli konusunda ortaya çıkan fikir ayrılıklarından dolayı yapılan açıklamalar oldukça sert ve anlaşılır olmaktan uzak.
Öncelikle bu tür sözlerin ve tartışmaların Kürtlerin haklarının korunmasına, Kürt mücadelesine ve Kürdistan ve halklarının çıkarına olmadığını belirtmek gerekiyor.
Bu belirlemeyi yaptıktan sonra gelelim bu tartışmaya taraf olan siyasal parti temsilcilerinin yaptıklarına. Birincisi unutulmaması gerekiyor ki Kürt siyasal partilerinin kuruluş amaçları bazı kişilerin, ailelerin, aşiretlerin, siyasal yapıların, siyasal görüş gruplarının, dini çevrelerin korunması ve yüceltilmesi değil bir bütün olarak Kürt halkının çıkarlarının korunmasıdır. Bu nedenledir ki mezheplerin, aşiretlerin, siyasal görüşlerin partisi değil Kürtlerin partisi olarak kabul edilmektedirler.
İkincisi kendisini Kürt hareketi veya Kürdistani bir parti olarak algılayan hiçbir siyasal yapılanma Kürtlerin ayrışması, ayrıştırılması ve çatışması üzerinden bir siyasi hedefe varma çabası içerisine girmemelidir. Çünkü böylesi bir yaklaşım dar bir gruba veya çevreye ilk etapta karlı gibi görünse de sonuçta kaybetmeye mahkûmdur. Üstelik bir sürü değeri de kendisiyle birlikte heba ederek.
Üçüncüsü Parçalanmış Kürt toprakları üzerinde her bir tarafın kendine öznel yapısı ve mücadele tarihi bulunmaktadır. Bunu dikkate almayan yok sayan eksikliklerini düzeltilemez yanlış olarak kabul edip üzerine yürüyen her anlayış Kürtlerin mücadelesine ve kazanımlarına karşı mücadele eder hale gelir. Bun açıkça dereyi görmeden paçayı sıvamak derler.
Dördüncüsü Kürdistan ve Kürtlerin içerisinde bulunduğu savaş durumunu göz ardı ederek bu tür tartışmalarla Kürtleri gündemleştirmek siyasal liderlere ve liderlik anlayışına uymayan, öncü rolü ile bağdaşmayan bir tutum ve davranıştır.
FARKLILIKLARIMIZLA BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ
Bu güne kadar sürdürülen mücadele farlılıkların haklarının korunması, birlikte yaşanılması ve farklılıkların korunmasına yöneliktir. Takdir edilmelidir ki farklı olmak ve korunmak için illa da azınlık olmak gerekmiyor. Bazen çoğunluğun da bir farklılık olduğunu kabul edip ona göre yaklaşmak gerekmektedir. Farklıdır diye olumsuz anlamda saldırı başlar, eleştiri başlarsa herkesin diğeri için farklılık arz ettiği gerçeğini içinden çıkılamaz bir gerçeklik olarak yaşamaya devam edip olumsuz etkilenmeye başlayacağız ki bu kendi kendimizle çelişmek anlamına gelir.
Evet, farklı etnik gruplar ve dini yapılar bizim gerçeğimiz. Bunları korumak ve birlikte yaşamı inşa etmek için elimizden gelini yapmak zorundayız. Ancak etnik yapıları ve farklı dini grupları koruyalım derken var olan diğer etnik yapı ve düşünceleri yok sayıp onların yapılarını bozmaya yönelmek veya işleyişlerine zarar vermek de doğru bir yaklaşım olmaz. Bunun yöntemi her ne pahasına olursa olsun ikna etmek ve uzlaşma olmalıdır.
Hatırlatılması gereken bir başka gerçek daha var. Rojava,Başur,Bakur ve Rojhelat gerçeklikleri bir arada düşünüldüğünde Kürt güçlerinin birbirine karşı duruşlarının ne kadar hatalı olacağını okumak gerekiyor. Üstelik yaşanılan savaş durumuna rağmen her siyasal düşünce ve görüşün kendi düşüncesine göre bir yapılanmaya gidebileceği, model deneyebileceği bir alana sahip olduğunu da bütün Kürtler görmektedir. Yani bir alan hakimiyeti çatışmasının anlamsızlığı da ortadadır. Zaten hangi yönetim modelinin daha uygun olduğunu görmek için anlayışların pratiklerini ortaya koymaları gerekiyor. Bu pratik ortaya konulurken de çatışma didişme olmamasına dikkat edilmelidir.
Öznel şartlardan kaynaklı olarak her ne kadar isimler değişik olsa da sonuçta herkesin ortaya koyduğu merkezi yapıya bağlı içerde özgür olan veya özerk olan bir yapıdır. Buna ne ad verirseniz verin talebiniz budur. Bu talepler her ne kadar geçmişte ortaya konulan fikirlerden ayrı olsa da öznel gerçekliklerden dolayı kabul edilebilir bir gerçeklik olarak kabul görüyor.
ÇATIŞAMAZSINIZ, ÇARPIŞAMAZSINIZ
Kürtlerin hak ve hukukunun korunması konusunda mücadele vermiş ve belli kazanımlar elde etmiş olan Kürt yapılanmaları bir iç çatışmaya sebep vererek ortamı ve kazanımları ortadan kaldıracak hareketler içerisine giremezler. Ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ne kadar sevilirlerse sevilsinler, Arkalarında dünyanın hangi gücü olursa olsun hiçbir Kürt temsilliyeti diğer Kürt temsilliyetine karşı yıkıcı bir konumu hedefleyemez. Böyle bir hedefleme kendisini temsil etme noktasında zafiyete uğratır. Kimsenin kimseye hadi sen git demek hakkı da yok. Çünkü Kürtler “Gavanê Giresîra” hikayesindeki durumu çoktan aştılar. Her aykırı davranana “hadi sen git lazım değilsin” derseniz elde kimse kalmaz. Bu nedenle herkesin görevi toparlayıcı olmaktan geçer. Liderlere gelince eğer liderlik o kadar kolay olsaydı özellikle Kürtlere liderlik yapmak o kadar kolay olsaydı sizce Ehmedi Xanî şu dizeleri yazar mıydı?


Qet mumkin e ev ji çerxê lewleb
Tali‘ bibitin ji bo me kewkeb

Mümkün değil mi ki, çarkı-felek de
Bahtın yıldızını göstere gökte.

Bextê me ji bo me ra bibit yar
Carek bibitin ji xwabê hişyar

Bahtımız bizlere gönüldeş olsun
Bir kere uykudan kalkıp uyansın.

Rabit ji me jî cihanpenahek
Peyda bibitin me padişahek

………………………………………..
Ger dê hebûya me serfirazek
Sahibkeremek suxennewazek

Olsaydı muvaffak bir efendimiz;
Keremli, sırt tutan, yüreği temiz.

Neqdê me dibû bi şikke meskûk
Ned’ma wehe bêrewac û meşkûk

Sikke basılırdı nakit’imizden
Revaçsız olmazdı sürümümüz de.