Dünden devam

Ülke genelindeki 38 ilde bulunan TED Kolejlerinin 29 Mart 2019 günü eş zamanlı olarak, ‘Küresel Isınma ve İklim Değişikliği’ konulu etkinlikler düzenlemesi çevre konusunda önemli bir olumlu adımdı. Dünkü yazımda TED Koleji Batman Müdürü Sayın Hasan Erdal’ın bilgilendirmesi sonucu konu ile ilgili bir değerlendirme yapmış, yıllardır mücadelesini verdiğim bir alan olduğu için duyduğum memnuniyeti dile getirmiştim. Çevre bilinçlenmesine katkı sunmak amacıyla bugünkü yazımın konusu da Küresel Isınma olacaktır.

Dünyamızı ve geleceğimizi tehdit eden küresel ısınma ile ilgili olarak bilim adamlarının çarpıcı tespitleri vardır. Özellikle son 100 yılda sanayi devriminin tamamlanması, fosil yakıtlarının artması ve atmosfere salınan karbondioksit başta olmak üzere diğer sera gazların artışı nedeniyle sıcaklıkların artmasının buzulların erimesini de beraberinde getirdiğine dikkat çekerken, şu değerlendirmeyi yapıyorlar: “Günümüzde dünya nüfusunun hızla artması, ulaşım sistemlerinin modernleşmesi ve endüstrileşmenin gün geçtikçe ilerlemesine bağlı olarak giderek artan tüketicilik ve küresel dünya ekonomisinin varlığı sera gazlarının atmosferde birikmesi ve küresel ısınma ile sonuçlanmaktadır. Dünyayı tehdit eden etkenler şöyle özetlenebilir: Hava, toprak, su kaynaklarının kirlenmesi, küresel ısınma sonucu meydana gelen iklim değişikliği, temiz su kaynaklarının giderek azalması, erozyon, toprağın bozulması, biyolojik çeşitliliğin tehdit altında olması ve dolayısıyla doğal kaynakların yok olmaya başlaması, plansız sanayileşme, sağlıksız kentleşme, nükleer denemeler, bölgesel savaşlar, verimi artırmak amacıyla kullanılan tarım ilaçları, yapay gübreler ve kimyasal maddelerin kullanımının giderek yaygınlaşması, gerekli çevresel önlemler alınmadan, arıtma tesisleri kurulmadan, geri dönüşüm alanları hazırlanmadan üretime geçen sanayi tesisleri veya sanayi bölgelerinin, ormanların tahribinin, yangınların, arazilerin yanlış kullanımının, erozyonun, aşırı otlatma sonucu doğal bitki örtüsünün tahribinin, maden, kireç, taş ve kum ocaklarının faaliyetleri…”

**

**

Evet, çok önemli bir sorundan söz ediyorum. Aslanda sadece TED kolejleri değil, ülke genelindeki bütün eğitim yuvalarında eş zamanlı olarak Küresel Isınma için farkındalık adına etkinliklerin düzenlenmesinde fayda vardır.

Dünyayı tehdit eden bu mesele hakkında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in bir açıklamasına ulaştım. BM Genel Sekreteri, 2020'ye kadar gerekli adımların atılmaması durumunda iklim değişikliğinin geri dönülemez noktayı aşabileceği uyarısında bulunurken, şu uyarıyı yapmış: "Resifler(Denizlerde balıkların aralarında yaşadığı, yuvalarını kurduğu yaşam alanları) ölüyor, okyanuslar daha asidik hale geliyor ve azalan kaynaklar nedeniyle çatışmalar büyüyor. Atmosferdeki karbondioksit oranı son 3 milyon yılın en üst seviyesine ulaşmış durumda. 2015'te dünya liderleri Paris'te iklim değişikliğini önleme konusunda bazı sözler verse de bu sözler yerine getirilmemiştir. Bu karamsar tabloya rağmen insanlığın önünde iklim değişikliyle mücadele için hâlâ imkan bulunuyor. Zarar gören ormanları ağaçlandırmak için harcanan her 1 doların karşılığı 30 dolar olarak dönüyor, bu alanda harcanan para ekonomiye katkı sağlıyor ve yoksulluğu azaltıyor."

Değerli Okurlarım, buzulların erimesi, iklim değişikliklerinin yaşanması meselesi çok ilgimizi çekmeyebilir. Bu konuda bilgi sahibi olmadığımızdan tehlikenin farkında değiliz.

Bilim insanlarının çok çarpıcı tespitleri var, şu satırları birlikte okuyalım: “Buzulların Hacminde Azalma 20. yy' da Afrika'daki Klimanjero dağı buzul kütlesinin yaklaşık ¾ ünü kaybetmiştir. Kafkaslardaki buzulların kütlesi yarıya inmiştir. Çin-Rus sınırında Tiyen-Şan dağlarındaki buzul1ar son 40 yılda %20 küçülmüştür. Yeni Zelanda' daki buzullar 20 yılda kütlelerinin 1/4 ünü yitirmişlerdir. İspanyada 1980'de 27 olan buzul sayısı bugün 13 e düşmüştür. Peru'da Ant dağlarında Kori kalis buzulu 1963–1978 yıllarında yılda 4m. kadar geri çekilirken 1995 te bu geri çekilme hızı 30 m'ye ulaşmıştır.”

DALAİ LAMA’NIN UYARISI…

Tibet’in hem dini hem de politik lideri Budizm’in en renkli siması, Hollywood yıldızlarının gözdesi, uzun yıllar Kuzey Hindistan’da sürgünde yaşayan Dalai Lama’ya kulak verelim: “Çevrenin ve doğal hayatın tahribi tamamen tabiattaki canlı türlerini hesaba katmayan ve onlara karşı saygı duymayan cahilliğin ve aç gözlülüğün ve saygısızlığın bir sonucudur. Eğer yaşadığımız dünyada barışı realize edemezsek ve çevreyi tahrip edişimiz bugünkü hızı ile devam ederse, çocuklarımıza ve gelecek nesillere ölü bir dünya bırakacağımızdan şüphe yoktur. Bugün uluslar arası topluluk bir çok krizle yüz yüzedir. Büyük insan topluluklarının açlık ve sefaletle yüz yüze kalması ve yeryüzündeki canlı türlerinin yok olması, bilim ve teknolojideki gelişmeleri gölgelemese bile, onlar kadar bir gerçektir. Uzayın fethine paralel olarak insanın cahilliğinin ve güdük anlayışının bir sonucu olarak göller, nehirler, denizler ve okyanuslar kirlenmektedir. Gelecek nesillerin hayvanların gerçek habitatları ile ilgili bir şey bilmeme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Muhtemelen gelecek nesiller bugün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını bildiğimiz ormanlar ve bazı hayvan türleri hakkında hiçbir şey bilmeyecekler. Bizler bu büyük tehlikenin farkında olan bir nesiliz. Bundan dolayı bir şeyler yapmak için çok geç olmadan harekete geçme somut adımlar atma durumundayız.”

**

**

Görüldüğü gibi tehdit çok büyük ve yakın. Batman TED Koleji öğrencilerinin küresel ısınma ve buna bağlı iklim değişikliği konularında bilinçlenmesi olumlu bir gelişmedir.

Eğitim yuvaları üzerinden topluma çeve mesajlarının verilmesi büyük önem arz ediyor.

Eğitim yuvalarındaki kimi çevre ve doğa ile ilgili etkinlikler bazılarımızca çok önemsenmeyebilir.

Halbuki toplumumuzun değişimine en önemli katkıdır.

Toplumsal değişim kolay değildir biliyorum. Öğrencilerin bilinçlenmesi, toplumun da bilinçlenmesi ve aydınlanması sonucunu doğurur.

Bilinçli bir toplum ülkeleri idare edenleri etkiler. Ülke yöneticileri de mecburen toplumlarının isteklerini dikkate alan politikalara yönelirler.

Eğer dünyada çevre ve ekoloji konusunda bir bilinçlenme yaşanmasaydı, dünya ülkeleri 1992 yılında Brezilya’nın Rio kentinde ‘Yeryüzü Zirvesi’ toplantısı yapmayacak, Küresel Isınma üzerinde durmayacak, atmosfere salınan gazların azaltılması için bazı tedbirler alma cihetine gitmeyeceklerdi…

İddia ediyorum eğer çevrecilerin oluşturduğu kamuoyu baskısından olmasaydı, ülkemiz Kyoto Protokolü’nü imzalamayacaktı.

Biz görevimizi yapacağız. Daha yaşanılabilir bir Dünya için mücadelye edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle TED Kolejlerine yaptıkları katkılar için teşekkür ediyor, eş zamanlı olarak tüm okullarında bu etkinliği düzenleme düşüncesini ilk dile getiren ve harekete geçeni de özellikle kutluyorum. Sağlıkla kalınız.