Kredi Yurtlar Kurumu ülkemizde yüksek öğrenimde okuyan öğrencilerin burs, kredi ve barınma gibi ihtiyaçlarını gidermek için çabalayan yegane kurumumuz.  Kurum; halen 81 il, 145 ilçede ve 2 yurtdışında bulunan toplam 376 yurtta 314.274 yatak kapasitesi ile hizmet vermektedir. Bu hizmetleri verirken de elindeki olanakları iyi niyetle kullandığından şüphemiz yok.
Ancak son dönemlerde gerek uygulamalarda gerekse mevzuatta yapılan değişiklikler sıkıntı yaratıyor. Devlet kurumu olduğu için güven kaynağı olan yurtlarda kalmak için çabalayan öğrenciler yer bulmakta sıkıntı yaşadıkları gibi bu mevzuat değişikliklerinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle de mağdur duruma düşüyorlar.
Buna karşılık bazı yerleşim yerlerinde sıkıntı öyle büyük bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır ki yurt yöneticileri bile sorunu nasıl aşacaklarını bilmiyorlar. Bir yandan kamuoyu ve ebeveynlerin istekleri ve baskıları, bir yandan yer sıkıntısı diğer yandan öğrencilerin başlarını koyacak bir barınma yeri bulamamaları aileler kadar yurt yöneticilerini de zor durumda bırakıyor.
Özellikle az nüfuslu illerde bu sıkıntı daha büyük ve daha çarpıcı şekilde göze çarpmaktadır. Örneğin Tunceli ve Bingöl gibi illerde üniversitelerimizin yurt kapasitelerinin çok çok üzerinde öğrenci almaları öğrencilerin barınma sorunu yaşamalarına neden olmakta ve bu öğrencilerin bir bölümü okullarını bırakma zorunda kalmaktadırlar. Çünkü bu illerde hem yurtlarda yen bulunmuyor hem de kalacak ev yok. Olan ev ve yurtlar ise fırsattan istifade astronomik rakamlar talep ediyorlar. Bir ev kirasının 600 TL olduğunu düşünürsek bir öğrenci için durum anlaşılır sanırız. Öte yandan açılan özel öğrenci yurtlarında öğrenci başına istenen ücret aylık 400 TL. Buna kahvaltı ve akşam yemeği dahil deniliyor ama bu durumda da yaşanan sıkıntılar tahmin edilir durumda. Nispeten daha az kira isteyen yerler de var ama buralar da açıkça söylemek gerekirse cemaat evi diye tanımlanan yerler ve veliler çok mecbur kalmadıkça buralara çocuklarını göndermek istemiyorlar.
Bütün bu sıkıntılar yurt yöneticilerin başında patlıyor ve onlar da hem yer hem de mevzuat hazretleri ile karşı karşıya. Bu sıkıntılara bir de son dönemde mevzuat değişikliği eklendi. Eskiden kredi yurtlar kurumunun bir yurdunda barınmakta olan bir öğrenci başka bir üniversiteye geçtiğinde nakil yapabiliyordu. Ancak YURTKUR yönetimi bu yılın haziran ayında yaptığı bir yönetmelik değişikliği ile bu hakkın uygulanmasında bir değişiklik yaptı. Yeni değişikliğe göre öğrencilerin başvuruda bulunması lazım. Başvuru tarihi ise 11 Ağustosta bitmiş. Öğrenciler tatilde bulunduklarından bu durumdan haberdar değil hatta bazı yurt yöneticilerinin de bu son değişiklik konusundaki bilgileri kayıt tarihlerinden sonraya denk geliyor. Yeni durumlarına göre yeni okullarına kayıt yapan öğrenciler yurt kaydı için gittiklerinde ise bu yeni değişiklik nedeniyle red cevabı ile karşılaştılar. Başvuru sadece KYK’nin internet sitesi üzerinde yapıldığından ve kayıt başvurusu kapandığından yüzlerce öğrenci yurt kur barınanı yani öğrencisi olduğu halde yeni okulunun bulunduğu ildeki yurda kayıt yapamadığı gibi bir de dışarıda kaldı. Şimdi Yurt Kur yönetiminden beklenin bu öğrencilerin durumlarına bir çare bulunması çünkü yurt yönetimleri mektup ve dilekçe ile yapılan başvuruları da kabul edememektedirler. Bingöl gibi küçük yerleşim yerlerinde yüzlerce kız öğrenci dışarıda barınacak yer arıyor. Yurt Kur Diyarbakır Bölge Müdürü Metin Yılmaz ve yönetiminin aralıksız çabaları ve yeni yurt binası kiralama çalışmaları da henüz sonuç vermiş değil. Bu nedenle sıkıntı hat safhada. Sorun iki boyutlu
1-     Öğrenciler barınacak yer bulamıyor (Özellikle kız öğrenciler için durum daha acil)
2-     Yönetmelik değişikliğinden kaynaklı nakil yapamayan öğrenciler dışarıda kaldı
YURT KUR yönetiminden talebimiz hem veli olarak hem de duyarlı bir yurttaş olarak (bu öğrencilerin aileleri adına) bu sorunlara acil çözüm bulunmasıdır.  En azından okul değişikliği yapanlar için yeni bir müracaat yöntemi, imkânı veya yolu açılmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanının da çocuklarınızı devlet yurtlarına gönderin talebi doğrultusunda çözüm beklemek en doğal durum olmalı.