İlimiz kozluk ilçesi Taşlı köyündeki son olay da göstermiştir ki Köy koruculuk sisteminin yeniden gözden geçirilmesi bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır. Hiçbir gerekçe, hiç kimsenin devletin eline verdiği silaha güvenerek; kimsenin namusuna, çocuğuna karısına kızına tecavüz etme hakkını doğuramaz.
Birileri yine haksız olarak köy koruculuk sistemine yöneldiğimizi düşünebilir. Artık kimsenin ne düşündüğünün de önemi yok. Hemen yanı başımızda kozluk ilçemizin Taşlı köyünde 23 yaşındaki korucu ailenin oğlu K.E elindeki silaha güvenerek kovaladığı 9 yaşındaki çocuğu (S.E ) bahçede yakalayıp tecavüz ediyor.
Çocuk ve arkadaşlarını tek suçu gölette serinlemek istemeleri ve o an korucunun keyfine meze olacak birilerini aramasından kaynaklanmaktadır. O kimsenin kim ve ne olduğunu önemi yoktur. Kız, erkek, kadın, çocuk fark etmez yeter ki birilerini yakalasın ve atlasın! Emin olduğu güç her neyse kendisine öyle bir güç verdirmiş ki gözü insanlık adına hiçbir şey görmüyor.
Çocuklar kaçıyor kendisi kovalıyor ta ki içlerinden birini yakalayana kadar ve sonra küçücük çocuğun bedeninde amacına ulaşıyor. İnsanlığın utançtan başına eğdiği durumdan köy koruculuğu böbürlenerek çıkıyor. Bu yetmezmiş gibi bir de çocuk ve ailesi şikâyetçi olmaları durumunda öldürülme tehdidi ile tehdit ediliyor.
Alınan doktor raporu ile suçu sabitleşiyor ve savcılık tecavüzcüyü içeri attırıyor. Ailesinden diğer birkaç ferdin ise silahına el koyuyor. Şimdi alınan bu karara itirazımız yok ama bundan sonra duruma el konulmuş bir kenara oturalım mı diyeceğiz yoksa bu çocuk tecavüzcülerine hayır mı diyeceğiz. Bu konularda yargının nasıl işlediğini merak eden varsa yine ilimiz kozluk ilçesinde korucuların yaptıkları diğer tecavüz davalarına bir göz atsınlar.
Bu güne kadar geçen sürede toplamda otuz beş ilde sürdürülen koruculuk sistemi kapsamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde PKK’ ye karşı verilen mücadelede yer alan 70 bin geçici köy korucusundan 3 bin 787'sinin, yasadışı olaylara karıştıkları gerekçesiyle yargılandıkları ve silahlarının ellerinden alındığı belirlenmiştir. Bu sayının giderek arttığını belirtelim. İşlenen suç dökümüne bakıldığında ise ne arasanız bulursunuz.
Örneklerle ilimizdeki koruculuk olaylarına şöyle bir göz atalım;
Batman’ın Kozluk ilçesi Tosunpınar köyünde ( Aynras) bir tecavüz olayı ve ardından cinayet işlenir. 2 Aralık 1990 tarihli Yeni Ülke gazetesinin haberinde yer verilen iddiaya göre Selim P. adlı vatandaşın ll yaşındaki kızı Ş.P. koyunlarını otlatmaya giderken tecavüze uğrar ve öldürülür. Kızın babası olayın faili olarak koruculuk yapan Hilmi ve Hayrettin’in kardeşleri olan Aydın ve Emin Ö…..n’ı gösterir. Selim P. söz konusu korucu ailenin daha evvel ailesine saldırarak karısını ve büyük kızını silahla yaradıklarını bir süre gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldıkların da belirtir. Kasım 1990’ da meydana gelen bu olayda Aydın ve emin Ö……n’ın ismini verdiği için Baba selim p.   destekleneceğine altı gün boyunca “İddiasını geri alması” için işkenceden geçirilir.
Aralık 1994 tarihinde 17 yaşındaki R.D. adlı genç kız Kozluk Güllüce köyünde korucuların tecavüzüne uğrar. R.D. bu saldırı sonucunda hamile kalır ve çocuğunu dünyaya getirir. Daha sonra çocuğu Sosyal Hizmetler yurduna verir. Buna rağmen korucular onu ve ailesini rahat bırakmazlar. Nevzat Altuner, Ekrem Altuner ve Ceyhan Altuner hakkında açılan dava Batman Ağır Ceza Mahkemesinde görülür. Bu korucuların R.D. ye “ nereye gidersen git bize bir şey olmaz” demeleri de korucuların desteklerini nereden aldıklarının adresini merak ettiriyor!
Örnekleri artırmak mümkün ama burada duralım ve Bilge köyündeki koruculuk vahşetini de göz önüne alarak durumu vicdanlarımıza soralım. Bu sistemin neresi yararlı? Ufak tefek hata olarak sunulan olaylar ufak tefek çocuklara tecavüz oluyor maalesef?