Büyük şehirlerde, örneğin İstanbul, Ankara ve İzmir gibi kentlerde zaman zaman komşuların birbirlerinden habersiz olduklarına dair çok vahim haberler okuyorduk.

Bir apartmanda yalnız yaşarken ölen bazı kişilerin cenazelerinin kokmaya başlaması ardından veya aylar sonra bulunduğu yolundaki haberlere kahroluyordum…

“Böyle vahim durum olabilir mi?” diye tepki gösterdiğim çok haberler olmuştur.

Batı illerinde komşuların birbirlerinden habersiz oldukları konusunda eleştiri yazısı yazdığımı da hatırlıyorum.

90’lı yıllarda Batman’dan İstanbul’a zorunlu olarak göç eden nice Batmanlının, İstanbul’daki apartman yaşamına tepki göstererek kente geri dönüş yaptıklarını da biliyorum.

Batman’dan İstanbul’a, o dönemde yaşanan faili meçhul cinayetlerin korkusundan giden Bir aile, apartmana yerleşmişti. Komşularının çocukları ölünce gece eşiyle birlikte taziyeye gidecekti.

Taziye için kapıyı çaldığında tepkiyle karşılanmıştı.

“Niçin geldiniz?” sorusuna, “Çocuğunuzun ölümü nedeniyle acınızı paylaşmaya geldik. Bizde taziyelere gidilir” diyecekti.

Çocuğu ölen baba, “Çocuğum öldü gitti, geri mi getireceksiniz? Bizde öyle bir adet yok” diye konuşunca, Batmanlı yaşlı amca eşine, “Hemen yarın Batman’a dönüyoruz. Vallahi orada öldürülsem de burada kalmayacağım” diyecek ve Batman’a taşınacaklardı.

ÇÜRÜMÜŞ CESET DÜŞÜNDÜRMELİ…

Önceki gün basına düşen; “Batman’da bir evde çürümüş ceset bulundu” şeklindeki haber, beni hayli sarstı ve düşündürdü…

Doğrusunu ifade etmem gerekirse, üzüldüm ve kahroldum…

Hepimizi düşündürmesi gereken ve ulusal basına düşen haberi bilgilerinize sunuyorum: “Batman’da, 3 aydan beri boş olduğu belirtilen bir evde, yabancı uyruklu olduğu tahmin edilen bir erkeğe ait ceset bulundu.

Cumhuriyet Mahallesi 1504 Sokak'ta 3 aydan beri boş olan evi, kiraya vermek isteyen ev sahibi, içeri girdiğinde dayanılmaz bir kokuyla karşılaştı. Ev sahibi, evin banyo bölümünü kontrol ettiğinde battaniyelere sarılı cesedi fark edip, polise bildirdi. Gelen ekipler, en son Afganistan uyruklu 4 kişinin kiraladığı evde bulunan cesedin, 50 yaşlarında bir erkeğe ait olduğunu saptadı.

Mahalle sakinlerinden Melek Kutlu, cesedin bulunduğu evde daha önce Afganistan uyruklu 4 kişinin kaldığını belirterek, ‘Biri otelde çalışıyordu. Bir kişi ise pazarcılık yapıyordu. 2-3 ay önce ellerinde bavullarla akraba ziyaretine gideceklerini söyleyerek evden ayrıldılar. Uzun süredir görünmüyorlardı. Ev, boş olduğu için bir akrabamıza tutmayı düşündük. Evi görmek için içeriye girdik. Banyo bölümünün kapısının kilitli olduğunu gördük. Evsahibi kapıyı açınca dayanılmaz bir koku ile karşılaştık. Birkaç battaniyenin içine sarılmış bir ceset gördük’ diye konuştu. Yabancı uyruklu bir kişiye ait olduğu tahmin edilen ceset, kimliğinin tespiti ve ölüm nedeninin belirlenmesi için Batman Bölge Devlet Hastanesi'nin morguna kaldırıldı.”

https://www.sondakika.com/haber/haber-batman-da-bos-evde-ceset-bulundu-10426672/

Bu haber Batman’ın da komşuluk ilişkilerinde büyük bir yozlaşmaya gidildiğinin kanıtıdır…

O sokaktaki komşular hiç mi mülteci komşularını merak etmezler?

Aylarca o evden girip çıkanlar olmamışsa, insan bir merak edip komşusunun durumunu sormaz mı?

Maalesef komşular birbirlerinden habersiz.

Ve maalesef Batman’da da yıllar geçtikçe komşuluk ilişkilerimizin daha da kötüye gittiğini gözlemliyorum…

Dinimizin komşu hakları ile ilgili emir, yasak ve tavsiyelerine hızla sırt çeviren bir toplum olmaya gidiyoruz…

Kur’ani Kerim’de komşu hukuku ile ilgili çarpıcı bir ayet var: “Allah'a kulluk ediniz. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayınız. Ana-babaya akrabalara, yetimlere, yoksullara, yakın komşulara, uzak komşulara, yakın arkadaşlara, yarı yolda kalanlara, elinizin altındakilere iyilik ediniz. Allah kendini beğenmiş kibirlileri kesinlikle sevmez.” (Nisa Suresi 36. ayet.)

Bu konuda oldukça fazla hadis var. Birkaç örnek sunmak istiyorum;

“Rasûlullah Efendimiz: ‘Cebrail komşuyu bana o denli tavsiye etti ki, komşuyu komşuya mirasçı ilân edeceğini sandım.”

"Vallahi mü`min olamaz! (üç defa) Kim, ey Allah`ın Rasûlü? Şerrinden komşusu emin olmayan kişi."

"Kapısı en yakın olan komşu iyilikte bulunmaya, diğerlerinden daha lâyıktır."

“Komşusu açken tok yatan kimse mü’min değildir.”

Değerli Okurlar, dinimizin komşu hukuku ile ilgili bakış açısı böyle ise, şu halde mevcut durumumuzun hiç de iyi olmadığını bilmeliyiz. Komşuluk ilişkilerimizi mutlaka gözden geçirmeliyiz.

30-40 yıl önce Batman’da ikamet ettiğimiz mahallede, tüm yönlere doğru 40 evi komşu biliyorduk. Ancak 5 sokak ileridekileri de komşularımız olarak sayıyorduk.

Şu anda bile 5 sokak ilerideki aileleri ismen hatırlıyorum.

Eskiden evler birbirlerine akşam yemekleri götürürdü. Durumu iyi olsun, kötü olsun bu gelenek vardı.

Özellikle Cuma akşamları komşulara ‘Şiva miriya’ (Ölenlerin hayrına akşam yemeği’ adı altında bir tabak yemek gönderilirdi. Özellikle yoksul ailelere mutlaka değişik evlerden birkaç tabak yemek giderdi.

Bu bir sosyal dayanışma örneğiydi. Ne yazık ki tarihe karıştı…

Şimdi komşularımız aç ve açıkta kalsalar bile, genel olarak gözetmiyoruz. Özellikle varlıklı insanlarımızın oturduğu apartmanlı yaşam alanlarında komşuluk hukuku yok olmuştur. Bayramlarda kimse kimsenin kapısını çalmamaktadır.

Bunun tabii sonuçları karşımıza çıkacaktır. Çürümüş ceset haberi, nereye sürüklendiğimizin göstergesidir…

Hepimiz bu durumdan sorumluyuz. Vallahi komşularımızı kimliklerine bakmaksızın gözetmediğimizde, bundan hesaba çekileceğiz. Duyarlı olunması dileğimle.