Kentli veya şehirli olmak aynı zamanda farklı bir kültür yapısına ve anlayışa sahip olmayı gerektirir. Çünkü şehir veya kent yaşamını köy veya kır yaşamından ayıran birçok yaşam kuralı ile yaşamak zorunluluğu var.
Kentlilikte değişen sadece yaşam kuralları değil yaşama yön veren nesnelerde ve yapılanmalarda da farklılıklar oluşmak zorunda. Yani mekânsal farklılıklar da kentin özelliklerini yansıtır.
Sadece bunların sağlanması durumunda da iyi bir kent ve kentli olamazsınız. Bu yaşam tarzının gerektirdiği kurallara da uymanız gerekir. Kenti temiz tutmak, su ve kanalizasyon, iletişim, ulaşım gibi sorunların çözümü ve işlerliğinin sağlanması gibi.
Ve hepsinden önemlisi kent yaşamının belirlediği yaşam tarzı ve konumlanma biçimini korumak ve saygı duymak gerekiyor.
Bunlara uyum oranınız aynı zamanda yaşamış olduğunuz kentin imajını da ortaya çıkarır.
İmar açısından ilerlemiş bir kent
Altyapısı sağlanmış bir kent
Turizmi gelişmiş bir kent
Temiz bir kent
Huzurlu bir kent
Sanayi ve ekonomisi gelişmiş bir kent
Spor tesisleri veya altyapısı açısından gelişmiş bir kent
Fuar ve kongre merkezi bir kent
Festivaller kenti
Gibi değişik imaj ve tanımlamalarla bilinen kentlerin olması gibi.
Bir kente hizmet etmek demek o kentin imaj değişikliğinden ve gelişmesinden katkı sahibi olmak demektir. Yapılan işlerin düzgün ve ihtiyacı uzun süreli karşılayacak planlı bir çalışma sonucunda yapılması demektir. Günü kurtarmak her yöneticinin yapabileceği bir iştir ancak kenti kurtarmak ve kentliyi korumak bir yöneticinin başarı hanesini geliştiren temel unsurdur.
İlimiz iyi planlandığında ve yaşama geçirildiğinde gelişme potansiyeli olan bir şehirdir. Petrol gibi yüzyılın cevheri sayılan bir zenginliğe sahibiz ve bundan istenen faydayı sağlayamıyoruz. Evet, yeni bir şehiriz ve bölgedeki olaylar nedeniyle orantısız bir yığılmaya uğramış bir yapımız var ancak bu durumun değişmeyeceği ve değiştirilemeyeceği anlamına gelmiyor. Mevcut yönetici potansiyeli kullanıldığında bu sorunların aşılma imkanının bulunduğunu da biliyoruz. O zaman bu kent hak ettiği yerde değilse yöneticilerin politikacıların ve kent yönlendiricilerinin kendilerini sorgulamaları gerekir.
Kendi imajımıza verdiğimiz önem kadar bu kentin imajına da değer vermeye başladığımızda sorunun büyük bölümünü hal etmiş olacağız.
Bunun için de koordinasyon içerisinde çalışmak gerekiyor. Bakanlık ayrı taraftan, Valilik ayrı taraftan, Belediye ayrı taraftan çalıştığı sürece ne planlı bir çalışma ne de başarılı bir imaj sahibi olabiliriz. Kent için hep birlikte hareket etmeli, kentin imajı ve gelişimi söz konusu olduğunda politik kaygıları bir kenara bırakabilmeliyiz. Kenti siyasi hesapların kurbanı etmemeliyiz.
Bunları neden yazdığımıza gelince. Biliyorsunuz bu aralar seçim havasına gireceğiz. Bu nedenle bu havada olanların kent hakkındaki planları da önemli olacak. Çünkü biz politik kaygı taşımayan kent yaşayanlarının sıkıntıları mevcut. Bir organizasyon yapmak için insanları kente davet edemiyoruz çünkü kalacakları bir doğru dürüst otel bile yok. Tekirdağ’da bile bir beş yıldızlı otel varken benim 400 bin nüfuslu kentimde 60 kişiyi bir arada bulunduracak bir tesisim yoksa sanırım iyi bir imaj yaratma konusunda sıkıntı var denilebilir. Anlaması gerekenlerin anlamış olmaları dileğiyle…