Yakın zamanda Amerika`nın destekleyip, Irak`ın Güney Kürdistan`da Kürtleri katlettiğinin bir benzerini günümüzde Türkiye`de de görüyoruz. Bilindiği gibi 1979 Şah devriminden sonra ABD ile İran araları açılmış, İran İslam Cumhuriyeti kurulmuştu. Ve hemen akabinde 1 yıl sonra İran`ın iç kargaşasından faydalanıp ABD`nin desteğini alan Irak, İran`a savaş açmıştı. Şah devrimine kadar İran ile müttefik olan ve Saddam`ı “Bağdat kasabı” olarak lanse eden Beyaz Saray, devrimden hemen sonra Irak`a göz kırpıp, Saddam rejimini teröre destek verenler listesinden çıkarmış ve Irak`a milyarlarca dolar borç vererek Irak`ın askeri ihtiyaçlarını gidermede yardımcı olmuş, istihbaratta Irak`a gereken desteği vermiş ve ABD yapımı helikopterlere uygun teçhizat eklemek suretiyle bu helikopterlerin İran müttefiki olan Kürtlerin köyleri üzerine gaz püskürtmüştür. Özellikle 16 Mart 1988`de Halepçe`ye yapılan kimyasal saldırıda beş bin sivil hayatını kaybetmiş ve dünya bunun karşısında sessiz kalmıştır. Oysa BM`nin Cenevre sözleşmesine göre kimyasal silah kullanmak bir savaş suçuydu. Dünyanın bu katliam karşısında sessiz kaldığını gören Saddam, bundan daha da cesaret alarak Kürtleri Kürdistan`dan tamamen süpürme operasyonu başlattı ve Enfal operasyonu kapsamında resmi bilgilere göre yüz bin Kürdü katletti. 1991 Körfez savaşına kadar Kürtleri canlarından ve yurtlarından etme operasyonu yapan Irak, bu tarihten sonra karşısında ABD`yi gördü; çünkü Irak, ABD`nin isteğini yerine getirmiş ve Saddam rejimi artık ABD`e için bir ihtiyaç değil, bir mide bulandırıcı rolüne bürünmüştü ve nitekim ABD’nin kendisi, mide bulandıran bu rejimi 2003 yıllında yıktı. Ortadoğu`da ABD`nin ihtiyaçlarına artık cevap veremeyen Irak`ın yerine yeni bir müttefik ihtiyacı doğdu ve bu müttefik ülke hiç şüphesiz Türkiye oldu. Günümüzde Türkiye, gerek askeri, gerek lojistik ihtiyaçları olsun çoğunu müttefiği ABD`den karşılamaktadır. Türkiye, bugün Irak`taki gibi savaş suçu sayılan kimyasal silah kullanmakta, sözüm ona yanlışlıkla(!) sivil insanları katletmekte; Hak ve Özgürlüklerin Savunucusu ABD (!)  ise mütteffiği olan Türkiye`ye ses çıkarmamaktadır. Tarih tekerrürden ibarettir; dün Irak, dış güçlerin de pohpohlayıcı etkisiyle on binlerce Mazlum Kürdü katletti; ama sonunda böbürlenen Saddam rejimi hak ve adaletin karşısında yerle yeksan oldu. Bugün, Türkiye de Irak’ın bir benzeri gibi pohpohlanmış ve böbürlendikçe böbürleniyor, Türkiye’nin bu böbürlenmiş tavrıyla “Roboski Katliamı” karşısında bırakın üzülmeyi bunu meşrulaştırmak için her türlü akıl almaz yola başvuruyor. Umarım başbakan Erdoğan, gaflet uykusundan bir an önce uyanır da Saddam’ın durumuna düşmez.