Güzel ülkemde güzel olmayan gelişmeler yaşanırken başka coğrafyalarda ne güzel gelişmeler yaşanmakta.
İskoçların yaklaşık 300 yıllık süreyle İngiliz İmparatorluğuna bağlılığı ilk defa halkoyu yoklamasıyla bireylerin isteğine sunulacak. Halkta karar verecek, Büyük Britanya İmparatorluğuna bağlı kalmak kendilerine ne kazanç sunacak, ayrılmalarında kayıpları ne olacak, diye. KARAR KENDİLERİNE KALMIŞ
Filipinlerde ayrılıkçı Müslüman More gerillaları yaklaşık 40 yıldır hükümet birlikleri ile savaş halinde. Yaşanan terör dolayısıyla 100 bin insan yaşamını yitirdi. Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya More gerillaları ve Filipin hükümeti arasında bir görüşme ayarladı. Prensipte anlaşan iki silahlı kanat en yakın bir tarihte kalıcı barış anlaşmasını imzalayacak. Hem gerilla birlikleri ve hem de hükümet güçleri karşılıklı empati yoluyla orta bir yol bulacak gibi gözüküyor. KARAR KENDİLERİNE KALMIŞ
Gelelim Bir Başkadır Benim Memleketim, meselesine.
Bizdeki çatışmalarda yaklaşık 30 yıl sürdü. Bu süre zarfında Ne Kürdistan kurulabildi ve nede PKK hepten imha edilebildi. Bilanço oldukça ağır. Toplumsal travma çok derin. Ekonomi harap.
Ama 1984 ile 2012 arasında epey bir mesafe alındı. Kart-kurt hikayelerinden üniversitelerde Kürt Dili bölümlerine, ilköğretimde Kürtçe seçmeli derslerden Kürtçe TV’ye kadar bir dizi cesaretli adımlar atılabildi.
Kimilerine göre örgüt AK Parti tarafından hayata geçirilen bu cesaretli çıkışlardan rahatsızlık duydu. Öyle yada böyle bu yapılanların olumlu bir yönü illa ki vardır.
Ancaaaak, Diyarbakır Emniyet Müdürünün vicdanlara seslenen o içli konuşmasından yaşananlara ne demeli?
Başbakanın çıkışını tamamen haksız buluyorum. Hoşuna gitmemiş olsa bile sessiz kalınabilir, yorumlara izin verilmeyebilirdi.
Çünkü kimse kimseye zorla “sevin” diye bir şey empoze etmiyor. Biz hep demiyor muyuz, Allah bu ateşi söndürsün diye. O zaman hep birlikte dua edelim, örgüt tamamen buharlaşsın. E buharlaşmıyor. Bir kişi ölüyor, yerine yenisi çıkıyor dağa. Silah tek çözüm değil diyenlerde yine AKP değil miydi? Bir taraftan silahlı kuvvetlerde olacak tabii ki. Kendini de koruyacak ve bu onun varlık sebebi. Ama öte yandan ekonomik, eğitim, sağlık, etnik kimliklere saygı, gelenek ve göreneklere hürmet, kültürel ve kimlik hakları da gerekli değil mi?
Bazı yorumcu meslektaşlarımız Başbakanın bu çıkışını tamamen ülkenin orta ve batısında yaşayan milliyetçi Türk oylarına yönelik bir manevra olarak değerlendiriyor. Olabilir.
Kimisi de Milli Türk Talebe Birliği veya Milli Görüşte yetişmiş olan Başbakanın zaten bu görüşte olduğunu ve hep öyle de kalacağını, dolayısıyla şaşırmamak gerektiğini belirtiyor. Bu da olabilir.
Ben şuna dikkat çekmek isterim; Hakkında soruşturma açılan Diyarbakır Emniyet Müdürü sözleriyle neye hizmet etti? Bence barışa.
Peki, çok sert çıkışıyla gündeme bomba gibi düşen Başbakan neye hizmet etti? Milliyetçi cepheden oy mu toplayacak, varsın toplasın. Peki ya Kürtler? Ölen her asker ve örgüt üyesi için gözleri dolan yurdum insanı neler hissetti, bunu Sayın Erdoğan biliyor mu?
Batman’ın iki siyasetçisi ki bunlardan biri Bakan, acaba biraz cesaret toplayıp Başbakana iki laf edebildiler mi? Baksanıza hatipler hatibi Bülent Arınç bile önce ne dedi, sonra ne yaptı?
Bir lafım da BDP’ye; Diyarbakır Emniyet Müdürünün yok bilmem ne zamanda, yok Siirt’te bilmem kimlerin dövülmesinde şöyleymiş, böyleymiş. Ee başka neler yapmış bu kişi geçmişinde. Allah için şimdi yeri ve zamanı mı? Düşenin dostu olmaz misali bir depikte siz vurun.
Savaşa hizmet edecek tüm argümanlardan uzak duralım.
Barışa hizmet edecek tüm çalışmaları gönülden destekleyelim.
Ey yetkili, etkililer. Yetmedi mi bu kadar ölüm. KARAR SİZ EFENDİLERE KALMIŞ