Önceki gün Batman'ın Beşiri ilçesine bağlı İkiköprü Beldesi yakınındaki Korixe Suriyeli Ezidi Kampı ile ilgili bir olumsuz gelişme beni hayli üzdü...

Mazlumun diline, inancına bakmayan bir insan hakları savunucusu olduğumdan, Ezidilerin hukuklarını savunduğum için, İslam'ı bilmeyen bazı cahillerin olumsuz yorumlarıyla karşılaşıyorum. O nedenle inancını yaşamaya çalışan bir Müslüman olarak bir kere daha Ezidi ailelerin hukukunu savunacağım...

Irak'ın Şengal bölgesinde zalim DAEŞ örgütünün zulümlerinden kaçarak 2014 yılından beri kentimize sığınan yüzlerce Ezidi aile gerçeğini bilirsiniz. O ailelerden sadece 35'i hala çadır kampta kalıyor.

180 civarında, çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 35 aile, zorlu şartlarda hayatta kalma mücadelesi veriyor. Önceki gün kampa verilen elektrik enerjisi, Dicle EDAŞ tarafından kesildi...

5 yıla yakındır sorunlarıyla ilgilendiğim ve insani/dini görevlerimi yaptığım için bu gelişmeden hemen haberdar edildim. Hayatım boyunca amacım bağcı dövmek değil, üzüm yemek olduğundan sorunu gazeteme iletme yerine, il yöneticileri nezdinde girişimlerde bulundum ve bu üzüntü verice gelişmenin son bulmasına gayret gösterdim. Konu basında haber olunca, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına sosyal medyada şu paylaşımı yaptım:

**

**

ELEKTRİK ENERJİSİ DESTEĞİ...

'Dicle EDAŞ, bir Ramazan günü 35 ailenin kaldığı çadır kampın elektrik enerjisini keserek büyük bir yanlışa imza attı. Bu kurum 2014 yılından beri Beşiri İkiköprü Korixe Ezidi Kampına verilen elektrik enerjisini saat 04.00'dan beri kesmiştir.

Irak Şengal kırsalındaki köylerde hayatlarını sürdürürken, 2014 yılında DAEŞ/IŞİD zalimlerinden kaçarak kentimize sığınan Ezidilerin çoğu ülkelerine dönüş yaptı. Henüz dönme şartları oluşmayan 35 aile, çoğu çocuk ve kadın 180 civarındaki (gidenlere karşı olduğu gibi kampta kalan) Ezidi sığınmacılar için yıllardır dini ve insani görevlerimizi yapmaya çalıştık.

Bugün gün boyunca kimsenin ruhu duymadan diplomasi girişimleri kapsamında Valilik Basın, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, AFAD ve Göç İdaresi Müdürleri ile görüşmeler yaptım, kendilerini bilgilendirdim, Dicle EDAŞ yetkililerine durumları hakkında detay bilgiler sundum.

Edindiğim bilgilere göre ilgili Vali Yardımcımız sorunun çözümü için gerekenin yapılması konusunda duyarlılık göstermiş, ancak Dicle EDAŞ yöneticilerinin bürokrasiye takılması nedeniyle kampa şu an itibariyle hala enerji verilememiştir. İnşallah yarın bürokrasi aşılacak ve kampa yeniden elektrik verilecektir.

Sığınmacıların elektrik borçlarından söz edilmesi bile abestir ve öyle bir borç yoktur. Zira kentimize sığınan Ezidiler zaten açlıkla mücadele eden insanlardı. Dönemin Valiliği kampın elektrik ihtiyacının devlet tarafından karşılanacağını söylemişti.

Yıllardır bu enerji ücretsiz verilmiştir. Borcun muhatabı bir kişi de yoktur. Dicle EDAŞ yetkilileri de bu gerçeğin bilincinde olarak kampa yıllardır elektrik vermişlerdir.

400 aile varken de enerji kesilmemiştir. Şimdi yakın zamanda ülkelerine dönmeleri an meselesi olan 35 aile kalmışken mi elektriklerini kesiyorsunuz?

Bürokraside kim hata yapmışsa, bedelini bu sığınmacılar ödemeyecektir. Dünyaya sığınmacılara sağladığımız insani yardımlarla övünüyoruz. Çadırda kalan 35 aileye karşı da inşallah görevlerimizi yapacağız. Onlar bizim misafirimizdir.

İvedilikle çadırlara elektrik verilmesi için gerekenin yapılmasını diliyorum. Acilen 'Kamp aydınlıkta' haberinin basında yer alması dileğimle.'

**

**

Evet, bu paylaşımımla Ezidileri savundum. Şu yazımın baskıya girdiği saatlerde dilerim çadırlara yeniden enerji verilmiş olsun.

Dicle EDAŞ, yıllardır kampa enerji vermiştir. Enerji bedellerinin devlet tarafından tahsil edilip edilmediğini bilmiyorum. Dicle EDAŞ yöneticileri, ödenmemiş borç nedeniyle enerjiyi kestiklerini söylediler.

2014 yılında çadırlara enerji verilirken kimseyle, yani sığınmacılarla bir anlaşma yapılmamıştı. Dönemin Valiliği ve Dicle EDAŞ yetkilileri arasında bir uyum sağlanmış ve çadırlara enerji verilmişti.

400 ailenin ısınma, yıkanma, yemek yapma ihtiyaçları kendilerine verilen ücretsiz elektrikle sağlanmıştı. Dicle EDAŞ bir şirkettir, tahsilat yapmadan bu iyiliği yapmışsa yöneticilerine teşekkür ederim.

Söylemek istediğim şudur; bu insanlar devletin güvencesi altındadırlar. Korixe Kampı, resmi mülteci kampı olmadığı için Ezidilerin tüm ihtiyaçları karşılanmıyor. Ancak girişimlerim sonucu Kızılay tarafından nüfus başına aylık 120 TL'lik temel gıda desteği sağlandı, ayrıca AFAD üzerinden kışlık odun talepleri karşılandı. Bu iyiliklere vesile olduğum için ecrimi ve mükafatımı Rabbimden dilerken, oldukça sevinç, mutluluk ve huzur bulduğumu ifade etmek isterim.

Valimiz Sayın Hulusi Şahin, kampı ziyaret ederek sığınmacı insanları sevindirmişti. Elektrik enerji ihtiyaçları konusunda da gerekeni yapacağına inanıyorum. Edindiğim bilgilere göre tüzel kişilik üzerinden abone oluşturularak, enerjilerin tahsilatı devlet tarafından yapılacaktır. Belki sayılı aylar, belki bir yıl sonra kentimizden ayrılacak olan Ezidilere karşı görevlerimizi yapmamız, inancımızın da gereğidir diye düşünüyorum.

Batman’a sığınan mazlum ve mahrum Ezidilerin durumuna seyirci kalmak inancıma aykırıydı. İslam’ın akidesini çok iyi araştıran ve benimseyen bir Müslüman olarak bugüne kadar Bosna Hersek’ten tutun Myanmar’a, Filistin’den tutun Ruanda’ya, Haitti’den Halepçe’ye kadar her konuda duyarlılığımı ortaya koyan biriyim. Onların inançlarının ayrı olması, yardım için bir dini engel değildir. Bunun engel olduğunu ileri sürecek bir din alimi varsa çıksın ortaya demişimdir…

Ezidilerin barınma, giyim, sağlık ve temel insani hakları için çaba gösterdim. Ezidilerin temel insani hakları için gönüllülük temelinde çalışmalara katıldım. İnandığım yüce İslami ve terbiyesini aldığım insani değerler gereği bu yardımlaşma ve dayanışmayı görev bildim…

Rabbim bu mazlumların yardımcısı olsun ve bizlerin şefkat, merhamet, yardımlaşma ve dayanışma duygularımızı köreltmesin.