Değerli okurlar, haber bültenlerinin sonunda vazgeçilmezimiz olan hava tahmin raporlarının sunumunu dinleriz. Bu bizde bir gelenek halene gelmiş bulunmakta. Nedense kimse önce hava durumu sonra da haberler demiyor, deme gereksinimi duymuyor. Oysa haber bütenlerindeki olayların çoğunun hava durumu ile alakalı olduğunu söylemek mümkündür. Ertesi gün yapacağımız programı hava durumu da etkilemektedir. Arabamızın hızını, giyimimizi, günü içerde mi dışarıda mı geçireceğimizi hep hava durumuna göre düzenleriz. Tatilimizi bile hava durumuna göre ayarlarız.

Yani kısacası hava durumu çok mühim bir mesele…

Gerçek anlamda hava durumunun yanında gündelik hayatımızda gelişmelerin seyrini izlemek manasında sorduğumuz “Hava durumu” meselesi de mevcut. Evdeki kişilerin durumunu öğrenmek için “evde havalar nasıl?” ya da iş ile ilgili olarak “İşte havalar nasıl?” gibi sorular sorarız. Alınan cevaba göre ortamın durumunu çözmeye çalışırız.

Havalar bulutlu

Havalar yağışlı

Buzlanma var

Hava açık ve güneşli

Demek günlük durumumuzu ifade etmeye yarayan cümleler olmaktadır.

Bu hafta havalar iyi gitmedi. Soğuklar bizleri iyice etkiledi. Ardından yoğun bir bulut ve yağmur. Yağmurdan sonra açık bir hava gündüzleri ısıtan geceleri donduran cinsten. Yani havalar düzeldi diyebiliriz.

Bunca anlatımdan geleyim siyasi hava durumuna; Allah vekilinizi olsun siyasi hava durumu da bize göre gerçek hava durumundan farksız değildi. Hafta boyunca çalkantılar sürdü gitti. Türkiye’de bunca siyasi parti var kimsenin umurunda değil. İnsanlar öylesine derin analizler içerisindedirler ki çatıyı alıp götürsen kimsenin fark edeceği yok.

İlimizde varsa yoksa tek mesele DTP’nin adayının kim olacağıdır. Bu mesele çok önemli çünkü DTP’nin adayı demek Batman Belediyesinin Beş yıllık Belediye başkanının kim olacağı demek, büyük olasılıkla.

Bu nedenle hava gergin, puslu, kaygan…

Batman bir siyaset laboratuarı gibi. Başlı başına bir teze konu olacak siyasal gelişmeler yaşayan bir kent. Her zaman insanları yanıltmaya müsait bir potansiyel barındırıyor.

On yıllık pratikte yaşananlar, görev yapma gereksinimi duymayanları bile sorumluluk alma riski ile karşı karşıya bırakmıştır. Her şeyi kötü yönünden çekiştirmemek gerek. Yapılan başvurulardan 19 tanesinin üniversite bitirmiş insanlardan oluşuyor olması birilerinin koltuğu garanti olarak görüp “Atlamasından” ziyade geriye gidişin olmaması endişesi ile de bağlantılandırmak lazımdır.

Üniversite bitirmiş olmak tek başına her şeyi bilme anlamına da gelmiyor. İşin okullusu olduğu gibi alaylısı da bulunuyor.

Eğer amaç bu kente bir şeyler katma meselesiyse, eğer mesele politik arenanın hakkını verme meselesiyse, eğer mesele siyasetin çıtasını yükseltme meselesiyse, eğer mesele Kürtlerin yıllardır sürdürdükleri hak mücadelesinin kazanımlarını savunma mücadelesiyse, Eğer mesele çağdaş bir belediyecilik örneği sunma mücadelesiyse;

Bu mesele ekip ruhu ile yapılabilir.

Kimse kimseden daha fazla yurtsever, kimse kimseden daha bilgili, kimse kimseden daha silahşor, kimse kimseden daha barışçı, kimse kimseden daha zengin, kimse kimseden daha fakir, kimse kimseden daha yerli, kimse kimseden daha ithal, kimse kimseden daha yakışıklı,kimse kimseden daha grupçu.kimse kimseden daha bireyci değerlendirmelerine kapılmadan hep birlikte ortak bir program çerçevesinde bu halka nasıl hizmet edilebilirliğin yarışına konulmalıdır.

Bunca eğitimli insanın bir araya gelerek yapamayacağı işin olmadığına inananlardanız. Bu halka hizmet etmek isteyenler, bu anlayışla bütünleşmek isteyenler ekip çalışmasını içlerine sindirebilenlerdir.

Bu anlayış havanın genel durumunu belirleyen anlayıştır. Bu anlayışın dışında kalanların “havalarını almaları” da olanaklı görünmektedir. Hafta sonunda iyi havalar dileriz.