Dünden devam

Değerli Okurlar, Hasankeyf tarihi yapıtları sadece bir yerde bulunmuyor. Tahminen 5 kilometrekarelik devasa bir alanda tarihi yapıtlar, evrensel miras var…

Hem Hasankeyf sadece bir kaleden ibaret değildir…

Onlarca kanyonu, yüzlerce mağarası, girintili ve çıkıntıları bulunan devasa bir antik kenttir Hasankeyf…

200-250 metrelik duvarlar inşa ederek tarih mi korunurmuş?

Dünkü yazımda bu düşüncenin geçmişine dikkat çekmiştim. Yıllar önce bu düşünce gündeme gelip, dönemin Rektörünün ağzından ulusal basında yer alınca yorum yapmış, o da hakkında çıkan haberleri yalanlamıştı.

O zaman yorum yapma nedenim, ulusal basına tekzip gönderilmemesi yüzündendi. 5 gün bekledikten sonra makalelerimi yazmıştım.

"İnandığım değerler bana hiçbir etkinin ve etiketin etkisi altında kalmadan doğru bildiklerimi cesurca savunmayı öğretmiştir. O nedenle eleştirilerimden dolayı beni mazur görsün" diyerek değerlendirme yapmıştım.

Düşüncem dün olduğu gibi, bugün de açık ve net şöyledir; 7 milyar metre küp su tutacak devasa bir barajın ortasında kalacak Hasankeyf'i hiçbir proje kurtaramaz ve koruyamaz…

Evet, bir yerel gazetemizde önceki gün yer alan görüntülü haberde, Hasankeyf kalesinin 200 metre yükseklikte inşa edilecek duvarlarla Ilısu Barajı’ndan koruma altına alınmasından söz edildiği için bu konudaki görüşlerimi sizlerle paylaşıyorum.

BİLİM KURULUNU TANIMAK İSTİYORUZ…
Bu projenin, çalışmanın, yani Hasankeyf kalesi çevresinde duvar inşa faaliyetinin arkasında bir ‘bilim kurulu’nun olması gerekir.

Kimlerden oluşuyor o bilim kurulu?

Bilim Kurulunun aldığı kararın metni niçin kamuoyuna sunulmuyor?

Bu habere ve yorumlarımıza cevap vermesi gereken bilim kurulunu tanımak isterim…

Haberde devasa duvar için temel de atılmış ifadeleri vardı.

Bilim kurulu, yıllar önce de tartışma konusu olan duvarla koruma konusunda 'İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe'ye cevap vermelidir…

Halkın, ülkenin, milletin parasını koruma önlemi diye baraj sularına dökeceklerine, Sayın Gökçe’nin şu sözlerine cevap versinler:

“250 metre yüksekliğindeki duvar projesi çok iddialı. Oraya yeniden bir kale yapmak gibi. Projeye bakmak lazım. 250 metrelik bir duvarın kalınlığı, temeli nasıl olur, bunları da düşünmek lazım. Oturacağı yerle birlikte düşünmek lazım.”

Bilim insanımız yanlış mı söylüyor?

Hayır.

Bütün yukarı şehri ve Hasankeyf kentinin tarihi eserlerinin bulunduğu o tepeleri 7 veya 12  milyar metre küplük sudan koruyabilecek çok kalın duvarların temellerinin de sağlam olması gerekiyor.

Bunun için bir ikinci Ilısu projesi kadar para harcanması gerekir. Koruma projesinin maliyeti, bütçesi ne kadardır?

Bakınız, Danıştay, Ilısu Barajı Projesi için 'Yürütmeyi Durdurma Kararı' vermişti.

Yüksek yargının verdiği karar eko sistemi, doğayı, çevreyi, evrensel tarihi ve kültürel değerleri savunanların elini güçlendirmişti…

Bu ülkenin, değerlerimizin savunucusuyuz. Doğaya yönelik tamir edilemez olumsuz sonuçlar doğuracak bir proje olduğuna inanıyorum.

BİLİM KURULU KARARI AÇIKLANSIN
Ilısu Barajı su tutma aşamasına gelmiş. İyi de bu duvarlar, muvarlar neyin nesi?

Hasankeyf için hangi merciler karar almış, hangi bilim insanları, hangi kurul buna imza atmış, basına ve kamuoyuna açıklayın…

Duyarlı bir Hasankeyf gönüllüsü, elinde kalem bulunan bir yazar olarak, bilim kurulunun hem kayaları indirme, hem taşıma, hem de korumaya yönelik kararının basına ve kamuoyuna açıklanmasını talep ediyorum. Hukuksuz bir talebim yoktur. Saygılarımla.