Cumartesi günü Bursa Merinos stadında Petrolspor maçındaydım.
İstanbul’dan sabahın erken saatlerinde bir minibüs Yarasalar taraftar grubu ile birlikte yola çıktık. Günlerden Cumartesi olmasına rağmen vefalı ve cefakar taraftar olan İstanbul Yarasalar taraftar grubu üyeleri işlerini bırakıp kendi imkanlarıyla Bursa deplasmanındaydı.
Gemlik’ten dayım Hüseyin Kurt ve Batmanlı eğitimci Yaşar Başçı’yı da kafilimize dahil edip Merinos stadına vardık.
14 yıl önce en son gördüğüm coğrafya öğretmenim sayın Sacit Alp’la da bir araya gelince başladık nostalji yaşamaya…
Buraya kadar her şey güzel…
İnsana emek veren hocasını, dayısını ve dostlarını görünce bunlar manevi değeri en yüksek duygulardan…
Gelelim maça…
Maç için yazılacak hiçbir şey yok.
İstanbul Yarasalar taraftar grubu sorumlusu Savaş Özalp, Çetin Erol, Burhan Eren ve bazı Batmanlılarla birlikte maçı izlerken Batman adına Petrolspor takımından utandık. Sahada ne futbol ne de kazanma ruhu vardı.
10 hafta da bir galibiyet alan takım, 2 gün öncesinden Bursa’ya geliyor ve maçtan bir gün sonra dönüyorsa söylenecek tek şey lig bu takım için bitmiş iyi tatil yapıyorlar…
Haftalardır forma aşkını, kazanma ruhunu unutmuş bir takım için yazılacak bir şey yok.
Yedek kulübesinden herkes sahaya taktik veriyor ama bu da nafile görünen köy kılavuz istemez!
TARAFTAR VE YÖNETİME GELİNCE…
Oyak Renault maçı sonrası bir yönetici ile taraftar arasında yaşanılanları görmedim ama şunu diyeyim. Kendi imkanlarıyla Bursa’ya kadar giden, takımını maç son sonuna kadar destekleyen, maç sonrası simit yiyerek ve çay içerek İstanbul’a kadar dönen taraftarı ayakta alkışlıyorum. Çünkü onlar Bursa’ya iki gün öncesinden gelip ve bir gün sonrasında ızgara yiyerek dönmediler evlerine. Onlar İstanbul’un bodrum katlarındaki tekstil mekanlarında beş günlük yevmi yelerini unutup adeta ‘takım aşkı parayla satılmaz’ diyerek çıktılar yollara.
İşte yönetici ve taraftar arasındaki fark. Birileri uçakla gelir gider, birileri minibüsle yollara çıkar…
Takım kaybetse de hesabı kimsenin sormamasından yöneticiler ise oturarak kazanmaya devam ediyor…
Demek ki takım umurunuzda değil. O koltuk sizlere olsun ama takımı bu hale getirdiniz diye size bir de plaket verilsin.. Kolayı zora bu sezon çevirdiniz diye…
Para var,
Tesis var,
Cebinden harcayan taraftar var
Gerçekleri yazdığı için geçen sezondan bu yana basını deplasmana götürmediniz. Yalı deplasmanında kaleci Mehmet ile Orkun’un tartışmasını fotoğraflı bir şekilde yazdım diye basına mesafeli oldunuz. Bu da sizin görüşünüz...
İşte aylar sonra bu kez Trabzon’da değil Bursa’da Petrol maçını izledim. Rezil bir futbol ve skorun sonucunda ne yazmamı beklerdeniz?
Bu takımı bu hale getirenleri vicdanıyla baş başa bırakıyorum…
Bir tek şey yok sizde gerçekleri yazacak basını yanınıza almayarak bu sezonda play-off’u başka bahara bıraktınız…
Artık yarından itibaren gelecek sezon için gençleri hazırlıyoruz veya planlarını yapıyoruz diye sakın açıklamaya yapmayın. Bu laflara karnımız tok. Çünkü bu taraftar, evinizde ve deplasmanda iki haftadır tribünde size söylüyor; İSTİFA EDİN….
Bende diyorum eğer bu takımdan menfaatiniz, çıkarınız yoksa istifa etmek bir gururdur…