Yıllarca TEMA Vakfı’na ait bazı güze sloganları dillendirdim, köşemde yer verdim ve savundum. Her zaman da savunurum.

“Türkiye Çöl Olmasın” o sloganlardan birisidir.

Yine, “Toplumsal Barış Topraktan Gelir” sloganını da çok beğeniyorum.

Ülkemizdeki ormanlar hoyratça talan edildiğinden, Türkiye çölleşme tehlikesini yaşıyor. Kesilen ağaçlar, yakılan ve hoyratça talan edilen ormanlar geleceğimizi açıkça tehdit ediyor…

Türkiye’nin hızla çölleşmesi toprak erozyonunu da beraberinde getiriyor…

TEMA Vakfı’ndan söz ettim, yayınlarına bakınız. Bir yılda kaybettiğimiz toprak ne kadardır, göreceksiniz.

Ne yazık ki toplumun büyük ekseriyeti, yani çoğunluğu bu acı gerçeklerin farkında değil. Türkiye’nin nasıl hızla çölleşmeye gittiğinden habersiz, ormanlarımızın tahribatının farkında olmayan bir toplum gerçeği hayli düşündürücüdür…

Topluma karşılıksız hizmet veren, doğanın korunması için mücadelelerini sürdüren çevreci ve doğacı sivil toplum örgütleri yıllardır toplumu uyarıyorlar.

Toplumun artık bu kimseden ücret istemeyenlerin sesine kulak vermesi gerekiyor…

Batman’da da doğaya büyük zararlar veriliyor. 30 yıl önce göz alabildiğince geniş ormanlarımızın yerinde yeller esiyor…

İyi de nereye kadar bu talana, yıkıma, hoyratlığa seyirci kalacağız?

5 Haziran Dünya Çevre Günüdür. Dağa ve çevreyi bir ibadet gibi savunanlar için her gün 5 Haziran Çevre günüdür.

ÇEVRECİLER BOŞUNA MI UYARIYOR?..

Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nin 5 Haziran anısına etkinlikleri start almış durumda. Her hafta Cuma günü saat 22.00 sularında, teravihlerden sonra Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nde, halka açık, bir önemli çevre ve doğa sorununun gündemiyle toplantı yapılıyor. İlk toplantı 26 Mayıs 2018 gecesinde gerçekleştirildi. Sadece bir avuç duyarlı insanın katılımıyla gerçekleştirilen toplantının konu başlığı şöyleydi: “Risk Altındaki Ormanlar ve Yeşil Alanlar.”

Yazımın girişinde ifade ettiğim yakın tehlike bu kentin geleceğini de tehdit ediyor…

Toplantıda dikkat çekilen risk altındaki ormanlar ve yeşil alanlar oldukça fazlaydı. Ancak hiçbirisi de dayanıksız değildi.

Sadece ve sadece Batman’ın geleceği için yapılan uyarılar ne zamana kadar dikkate alınmayacak?

İl yöneticilerimiz, seçilenlerimiz, siyasi partilerimiz, basınımız ne zamana kadar Çevrecilerin uyarılarına seyirci kalacak?

Basit bir sorundan mı söz ediyorlar?

Batman’ın ‘Yağmur Ormanları’ risk altında ise, geleceğimiz de tehdit altında demektir…

Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nin bir gönüllüsü olduğumdan, gündem maddelerimizi savunmayı ve kamuoyunun bilgisine sunmayı görev biliyorum.

Birinci gündem maddesinde, Sason ilçemiz kırsalındaki tehdit altındaki ormanlar(yağmur ormanları) konusu vardı. Özellikle Heybeli(Tanze) köyü ormanlık alanlarının, ticarileştirilerek tıraşlama yöntemiyle kesilmesi durumu söz konusu.

Odun tüccarları tarafından Sason’daki başka bazı alanlara müdahalelerini de hatırlayacağınız gibi geçmiş yıllarda gündeme getirmiştim.

Sason-Muş kırsalındaki ormanlık alanda açılan yollar, kesilen ağaçların görüntülerini kamuoyu ile paylaşmıştım.

Ne yazık ki risk alarak yaptığımız uyarılar ciddiye alınmadığı gibi, şimdi Heybeli kırsalı talan alanı olarak belirlenmiş…

Çevreciler, ‘Mevcut ormanlarımızın korunması gerekirken, ağaçların tıraşlanması girişimlerinde bulunulmuş, bunun mutlaka önüne geçilmesi gerekir. Bu ormanlık alanı doğal şekli ile koruma altına alınmalıdır.”

Evet, Kozluk ilçemizin Bitlis-Mutki sınırındaki ormanlık alan için uyarılarda bulunan Çevreciler, bu kez Sason Heybeli için ilgilileri göreve çağırıyorlar…

Tıraşlama, gençleştirme yoluyla binlerce ağacın kesilmesini yanlış buluyoruz. Gençleştirmenin yasalarda bir karşılığı olsa bile, başvurulan yol ve yöntemleri çok tehlikeli ve sakıncalı buluyor, o nedenle duyarlı bir kamuoyu için çağrı yapıyoruz.

Sadece ormanlık alanda ağaçların taşınması için açılan yollar bile ciddi bir denetimsizliğin, sorumsuzluğun olduğunun göstergesidir…

Tıraşlamayı çok bilmem, ama gençleştirme faaliyetinin bile birçok şartları vardır. Ağaçların kesiminden, ormanlık alanın tel örgülerle çevrilmesine ve korunmasına kadar birçok tedbir vardır.

Hangi tedbirler uygulanıyor, kim denetliyor veya denetleyebiliyorlar mı?

Bir gündem maddesi Kozluk-Mutki ormanlık alanının korunmasıydı. Edindiğimiz bilgilere göre Bitlis’in bazı zorba tüccarları, Kozluk kırsalındaki yağmur ormanları arazilerinin sahibi olan korucuları ve kamu görevlilerini bile tehdit edebiliyor…

Ne yapalım? Biz de kulaklarımızı ve gözlerimizi mi kapatalım?

Tüccarları tanımıyoruz, onlarla bir sorunumuz da yok. Ancak birazcık dünyalık menfaat elde edecekler diye ormanlara göz koyanlara karşı çıkmak zorundayız.

Kendilerine de yazık ediyorlar. Çünkü geçici dünya için günaha giriyorlar. Doğaya zarar verip, insanlığa karşı suç işliyorlar. Yazıktır, günahtır diyoruz.

Ormanlar geleceğimizdir. Geleceğimiz tehdit altında ise, CİMER, BİMER dahil bütün mekanizmaları işletelim.

Herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.