Gazze, Gazze şeridi denilen bölgenin en büyük şehri. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan nüfusun büyük çoğunluğu 25 yaşın altındaki gençlerden oluşuyor. Dışarıya büyük oranda göç veren dünyanın belirli şehirlerden birisi. Yaklaşık olarak 5 bin yıllık bir tarihi geçmişi var. Filistin topraklarının bir şehri olan Gazze daha sonra İsrail’in eline geçmiş.1993 tarihinde şehir Filistinlilere teslim edilmiş. Filistin Ulusal Yönetimi tarafından yönetilen şehir 2007 yılında yapılan seçimlerde Hamas’ın seçimi kazanması ile bu partinin yönetimine geçti. Akdeniz, Mısır ve İsrail toprakları ile çevrili olan şerit halen İsrail ambargosu altında bulunmaktadır.400 bin civarında insanın yaşadığı şehir açlık ve ilaçsızlıkla boğuşuyor.
Ancak Gazze’yi gündemi taşıyan bu özellikleri değil. Son dönemde Filistin- İsrail çatışmasından kaynaklanan sebeplerden dolayı yaşadığı zulüm ve insanlık dramı. Hamas öncülüğünde sürdürdüğü özgürlük mücadelesinde ödediği bedel insanlık değerlerini yerle bir etmeye başladı. Çünkü İsrail’in kullandığı orantısız güç nedeniyle kentte yaşayan binlerce insan sefil ve perişan bir halde bulunuyor.
İsrail yönetimi her seferinden kendisine yönelik Hamas saldırılarını gerekçe göstererek hava ve top atışları ile kenti bombalıyor. Bu bombalamalar nedeniyle yüzlerce insan hayatını kaybediyor. Bunların içinde çocuk, kadın, yaşlı ve sivil insanlar bulunmaktadır. Durum böyle olunca da bir insanlık dramı yaşanıyor. Uluslar arası camianın yardım elini uzatmasına da İsrail yönetimince izin verilmiyor. Gerekçe ambargo. İsrail yönetimi gelen yardımların içerisinde silah taşındığı iddiasında bulunuyor ve yardımları engelliyor.
Hatırlanacağı gibi İHH tarafından Türkiye’den yükletilen bir gemi ile İsrail kuşatması altında bulunan Gazze’ye insani yardım taşınması girişiminde bulunulmuştu. Bu gemiye İsrail komandoları tarafından bir operasyon düzenlendi ve onlarca Türkiye vatandaşı öldürüldü. Bu durum Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir soğuma dönemi başlattı ve durum halen devam ediyor. Bu olay aynı zamanda Gazze’ye yardım yapmayı düşünün güçlerin ve uluslar arası kuruluşların yapacakları yardımın de engellenmesine neden oldu.
FİLİSTİN MESELESİNDE ARAPLARIN KONUMU
İsrail ile bölgedeki Arap ülkeleri arasında bir gerginlik olduğu açık.1948 tarihinde gerçekleşen İsrail-Arap savaşlarından sonra olsun 1967 tarihindeki İsrail işgali zamanında olsun ortaya çıkan çatışmalarda Arap ülkelerinin yenilgisi söz konusu. Filistin sorunun konusunda Arapların hem askeri hem de siyasi anlamda mağlubiyet psikolojisi yaşadıkları ortada. Çünkü söz konusu İsrail olunca kolları kanatları kırılıyor. İsrail ile bir savaşı göze alamadıkları her hallerinden belli oluyor. Aslında kendilerinden savaştan ziyade diplomatik alanda bir varlık göstermeleri beklenmekte ise de bu beklentiye de cevap olamadıkları açık. Bütün bu eksikliklerine bir de insani yardım konusunu eklemek gerekiyor. Gazze şeridi ile Mısır sınırdaş ve buradan geçişi sağlayan kapılar var. Ancak gelen duyumlara bakıldığında Gazze şeridinden Mısıra geçmek İsrail kontrolündeki İsrail bölgesine geçmekten daha zor. Çünkü Mısır hükümeti çok sıkı tedbirler uyguluyor. Hatta bu kapıdan Gazze şeridine insani yardımların geçirilmesine bile izin yok. Filistinlilerin yapmış oldukları tüneller bile yerle bir ediliyor.
BM KONTROLLÜ ÇÖZÜM
ABD ve BM şemsiyesi altında yürütülen barış görüşmelerinin artık çözüm görüşmelerine dönüşmesi gerekiyor. Her ne kadar kâğıt üzerinde bunun bir sonraki aşamasına geçildiği gibi görünse de durum böyle değil. Her bir ölümün ardından yüzlerce kurban veriliyor. İsrail Hamas saldırılarını gerekçe gösteriyor. Hamas İsrail zulmünü gerekçe gösteriyor ve saldırıyorlar. Bu saldırılar nedeniyle de yüzlerce masum insan hayatını kaybediyor ve dünya bu manzarayı seyrediyor. BM’nin bu sorunu en kısa sürede çözüme kavuşturarak bu insanlık dramını bitirmesi gerekiyor.