Geçen hafta İsviçre’nin Lozan kentinde P5+1 (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) ülkeleri ile Tahran Yönetimi arasında sekiz gün aralıksız süren müzakereler sonucunda anlaşmaya varıldığı dünya kamuoyuna duyuruldu.
Buna göre 30 Haziran 2015 tarihine kadar nihai bir anlaşmaya varılması hedefleniyor. Açıklanan bilgilere göre İran, uranyum zenginleştirmede kullandığı santrifüjleri 3’te 2 azaltıp elindeki uranyum stokunu 300 kg’a indirmeye ve plütonyum üreten ağır su reaktörünü sökmeye razı olurken, uluslararası toplum da bu uygulamaları sonrası İran’a yönelik yaptırımları kaldırmayı kabul etti. Anlaşma, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve AB’nin Dış Politika Temsilcisi Mogherini’nin ortak basın toplantısında duyuruldu.
Konu ile ilgili açıklama yapan Amerikan başkanı Barack Obama; “Bugün ABD, müttefik ve ortaklarımızla birlikte, İran’la eğer tam olarak uygulanırsa onları nükleer bomba elde etmekten alıkoyacak tarihi bir uzlaşmaya vardı. Başkan ve Başkomutan olarak, Amerikan halkının güvenliğinden daha büyük bir sorumluluğum yok. Ve ben, eğer bu çerçeve bir nihayete, kapsamlı bir anlaşmaya ulaşırsa bunun ülkemizi, müttefiklerimizi ve dünyamızı daha güvenli hale getireceğine ikna oldum.”Açıklanan anlaşmanın şartları şöyle sıralandı;                                                                                      * İran, elindeki santrifüjleri 3’te 2 azaltacak. Böylece sayı 19 binden 6104’e düşecek. Bunların da 10 yıl boyunca sadece 5060’ı zenginleştirme faaliyetinde bulunacak.
* İran, 15 yıl boyunca elindeki uranyum stoklarını yüzde 3.67’den fazla zenginleştirmeyecek.
* İran elindeki 10 bin kg düşük zenginleştirilmiş uranyumu azaltıp, 15 yıl boyunca sadece yüzde 3.67 zenginleştirilmiş olarak 300 kg uranyum bulunduracak.
* İran 15 yıl boyunca yeni zenginleştirme tesisi kurmamayı da kabul etti.
* İran’ın şu anda 2-3 ay olan, nükleer silah için malzeme edinme süresi bir yıla uzatılacak. Ve bu süre en az 10 yıl boyunca geçerli olacak.
* İran, Fordo tesisinde en az 15 yıl uranyum zenginleştirmeyecek. İran, Fordo’yu araştırma merkezi, fizik,teknoloji gibi barışçıl alanlarda çalışan bir tesise dönüştürecek.                                                             * İran, sadece Natanz’da uranyum zenginleştirme faaliyeti yürütecek. Natanz’daki 1000 adet 2. nesil santrifüjleri sökecek ve bunları 10 yıl boyunca UAEA’nın gözetiminde tutacak.
* UAEA’nın Natanz, Fordo dahil İran’ın tüm nükleer tesislerine düzenli erişimi olacak. Müfettişlerin, İran’ın nükleer programını destekleyen tedarik zincirlerine de erişimi olacak. İran, deklare edilmiş veya edilmemiş olsun UAEA’ya geniş teftiş yetkileri tanıyan Ek Protokolü uygulamayı kabul etti.
* İran, nükleer silah yapımında kullanılabilecek plütonyum üreten Arak’taki ağır su reaktörünü P5+1’in kabul edeceği şekilde yeniden tasarlamayı ve inşa etmeyi kabul etti.
* İran taahhütlerine uyarsa yaptırımlar yumuşatılacak. UAEA’nın bunu doğrulamasının ardından ABD ve AB’nin nükleer program ilişkili yaptırımları askıya alınacak. İhlal olursa yaptırımlar anında yeniden devreye girecek. BM Güvenlik Konseyi’nden çıkan tüm yaptırımlar da İran’ın anlaşma şartlarını yerine getirmesinin hemen ardından kaldırılacak.
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, "Müzakere ve anlaşmada bir tarafın tüm imtiyazlara sahip olması ve diğer tarafın buna teslim olması diye bir şey yok. Müzakerelerde bir takım imtiyazlar elde etmek için bazı imtiyazları karşı tarafa verebiliriz. Henüz yolun başındayız. Hedeflerimizden biri nükleer programın devam etmesi, diğeri hiç bir tesisimizin değişikliğe uğramamasıydı."  "Önceki alınan kararların tümünde İran'ın uranyum zenginleştirmesinin durdurulması, Arak ve Fordo tesislerinin faaliyetlerine son vermesi yer alıyordu. Bunların hiç biri gerçekleşmeyecek"  konunun ilgililerinden olan İsrail’in başbakanı Netanyahu, anlaşmanın İran'ın "agresifliğini ve terörünü" artıracağını savundu. Rusya dış işleri bakanı Lavrov, aşamayı “memnuniyet verici” olarak değerlendirdi.
Bu verilerden sonra gelelim herkesin kazandığını belirttiği meseleye. P5+1 ülkeleri bu şekilde İran’ın nükleer çalışmalarını denetim altına alacaklarını hesaplıyor. İran tesislerini kapattırmadan on yıl boyunca sınırlandırmalarla işi bağladığına seviniyor. Taraflardan biri nasıl olsa denetimimde bir şey yapamazlar derken öbür taraf on yıla kadar Allah kerim ben tesislere sahip olduktan sonra sahip olacağım bilgi birikimi ile altyapımı sağlamlaştıracağım niyetinde.
Ortadoğunun ateşten çember olduğu bir dönemde böyle bir anlaşmaya varılmasının altında dönen dolapları ihtimal dışı bırakmamak gerekiyor. Bir yandan nükleer bombalara sahip olacaksın öbür yandan başkasının bu teknolojiye sahip olmasına zorla, yaptırımla engelleyeceksin! Maddem nükleer bombalar o kadar kötü neden stoklarınızdakileri yok etmiyorsunuz?
Ülke olarak dünya bu işlerle uğraşırken biz hala elektrik üretimi için nükleer santral kurup kurmamayı tartışıyoruz. Üstelik elektrik ihtiyacımızın büyük bir bölümünü ithal ettiğimiz halde. Şimdi neden ortadoğunun hatırı sayılır devleti olamadığımız anlayabiliyor muyuz acaba?