12 Kasım’da Eğitimde Fişleme Skandalı haberiyle gündeme getirdiğimiz, eğitim camiamızın güzide eğitimcilerine yapılan soruşturma karşısında kimi kesimler sessizliğini korurken, biz de ısrarla üzerine gidiyoruz ve de gideceğiz.
     Konunun en önemli muhatabı Milli Eğitim Müdürü Şerif Akboğa, görüşme taleplerimize yaklaşmazken sessizliğini de koruyor. Geçen hafta konuyu Batman Valisi Yılmaz Arslan ile görüşme talebim olunca, sayın Arslan pek ala sıcak baktı ve bir saati aşkın zamanını bana ayırdı. Vali Arslan’a açık sordum, kendisi de açık cevap verdi: Normalde soruşturulması gereken bir konu üzerine, müfettişler bizim davetimiz üzerine gelirler; ama bu sefer normalin dışında ve kesinlikle bizim hiçbir bilgimiz dâhilinde olmadan geldiler. Müfettişler geldiklerinde benimle de bu konuyu görüştüler, ben de kendilerine ‘önemli bir süreçten geçiyoruz, bölgenin hassasiyetleri var ve bu hassasiyetleri göz önünde bulundurmak gerekiyor.’ Diye söyledim. Ayrıca bana göre bir fişleme değildir; çünkü fişleme bir kamu alanında çalışan herkesin hakkında bilgi toplanıp kayda geçirilmesidir; lakin bana göre müfettişler soruşturmayı dikkatlice yapabilirlerdi ve yöntemli olmalıydı. Son olarak şunu açık bir şekilde söylüyorum: Bu kesinlikle bizim tarafımızdan soruşturmaya açılmış bir konu değildir. Bana göre organize de olabilir, birileri tezgâh da kurmuş olabilir”.
Vali beyin görüşü bu yönde, şimdi gelelim konumuzun muhatabı Batman Milli Eğitim Müdürü Şerif Akboğa’ya! Milli Eğitim Müdürü görüşme taleplerimize yaklaşmıyor, gazetede kendisine yönelttiğimiz sorulara cevap vermiyor ve hiçbir şey olmamış gibi kendi camiasındaki idarecilere yapılan fişlemeyi görmezden gelip, mağdur yöneticilere bir geçmiş olsun dileğinde bile bulunmuyor ve bu konuyu onlarla masaya oturtma ihtiyacı bulmuyor. Fişleme skandalında ismi geçen birçok idareci ile görüştüm, hepsi de bir şaşkınlık ve üzüntü içerisindeler, ayrıca fişleme sonucunun kaygısını da taşıyorlar. Görüştüğüm okul idarecileri ve eğitim camiasındaki bazı öğretmenler Milli Eğitim Müdürü Şerif Akboğa’nın tutumu karşısında memnuniyetsizliklerini dile getirdiler ve son olarak 26.11.2012 tarihinde Milli Eğitim Müdürlüğü teklifi ile valilikçe bazı öğretmenlere başarı belgesinin verilmesi de kaygıları arttırmış oldu.
Çünkü bu belge son değişiklerle, eskiden verilen bu takdir, teşekkür belgelerinin yerine geçiyor. Bu belgeye sahip olan öğretmen ve idareciler: İdareci atamaları ek puan alıp avantajlı duruma geçiyorlar. Şimdi diyecekler ki belge verilmesin mi? Evet kesinlikle başarılı eğitimcilere başarılı belge verilmelidir; ama böyle sıcağı sıcağına eğitim camiasında yaşadığımız bir skandal döneminde değil; çünkü fişleme skandalı çözüme kavuşmamış iken böyle bir belge takdimi eğitim camiasında öğretmenler arasında ayrımcılık, ötekileştirme ve huzursuzluk çıkartmaz mı?
Bu belgenin verilmesinde herhangi bir kriter belirlendi mi?
Bu belgeyi alanlar uluslararası veya ulusal bir proje veya yarışmada derece mi yaptılar?
İlin LGS-SBS sıralamasını yukarı mı çekmişler?
Sorular sorunlar arttıkça artıyor; ama Batman milletvekillerinden ne bir açıklama ne de bir ses yok; Bakan Şimşek’i anladık o koskoca maliyenin bakanı ve küçük bir şehrin küçük yerel basınına ayıracak ne vakti ne de eğitimdeki bu skandalı kale alacak duruşu olur!
Peki ya Ziver Özdemir, galiba o da Ankara’daki koltuğuna ısındı ve kendi memleketinin en önemli camiası olan eğitim camiasının bu sorunlarını görmezden geliyor, ya da aslında görüyor, içi yanıyor; ama elini masaysa vurma cesaretini gösteremiyor olabilir…
Sizler ne kadar susarsanız susun; ama şunu iyi bilmelisiniz ki Batman Basınının vicdanlı gazetecileri ve kamuoyu sessiz kalmayacak ve eğitimcilerine sahip çıkacaktır.
Batman Basınının vicdanlı gazetecilerinden söz etmişken bir de bu camianın vicdansız gazetecilerine birkaç söz edemeden geçemeyeceğim. 7 yıldır yazdığım Batman yerel basınında bugüne dek tek bir kez olsun gazete ve gazetecilerimiz için olumsuz bir şey demedim ve polemik çıkmaması için tartışmalara girmedim; ama bu konu eğitim olunca ve Batman kamuoyunun hepten rahatsız olduğu Milli Eğitim Müdürü ve uygulamaları karşısında gazetecinin(!) çıkıp bu sorunlara rağmen Milli Eğitim Müdürünü yüceltmesi onu başarılı göstermesi gazetecilik mesleği açısından ne etiktir ne de kabul edilecek bir tarafı vardır…