Ezidilerin varlığı ve Ezidilerle nasıl bir bağlantı kurulması gerektiği gerçeği IŞİD teröristlerinin Musul ve Şengal yörelerine saldırması ile yaşattığı katliamların sonucunda ortaya çıktı. Şengal’de yaşanan insanlık dramı haber kanalları vasıtası ile dünyaya yayılınca doğal olarak insanlıkla ilgisi olan herkes yapılması gereken yardım için seferber olmaya çalıştı.

Ancak bu yardımların yapılması konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hiyerarşik merkezi yapısının yine hantallık içerisinde bulunduğunu hatırlatmak gerekiyor. Bu hantallık ve yavaş hareket etme ve karar alma sürecinin insanların yaşamlarını mal olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu nedenle Devlet Kürdistan’dan gelen insanlara yardım etmek için bir an önce harekete geçmeli ve gerekli adımları hızla atmalıdır.

Bu hem tarihsel bir sorumluluğumuz hem de insanlık görevimizdir. Bundan yaklaşık yüz yıl önce yani birinci dünya savaşı öncesi dönem ve sonrasında başta bölgemiz olmak üzere ülkemizde çok sayıda farklı inanç sahibi insan yaşamaktaydı. Ermeniler, Nasturiler, Asurîler, Ezidiler, Rumlar, Yahudiler ve diğer inanç grupları gibi. Bunların aynı zamanda bu ülkenin sahipleri ve yurttaşları olduklarını da hatırlatmak gerekiyor. Ancak ortaya çıkan şartlar ve uygulanan politikalar nedeniyle bu inanca sahip olan insanların büyük bir kısmı ülkemizi yani kendi ülkelerini terk etmek zorunda kaldı veya bırakıldı. Kalan az sayıdaki insan ise şehirlerin kalabalığında sessizleşerek gizlenme ihtiyacı hissetti. Bütün bunlar olurken bu insanların güle oynaya gitmediklerini de belirtelim. Bu insanları yurt dışına çıkmaya neden olan gelişme onların öldürülmeleri ve sürülmeleridir. Bu nedenle bu insanlara ve onların akrabalarına karşı bir diyet borcumuz var. Ülkenin insanları olarak bir diyet borcumuz var, ülke olarak bir diyet borcumuz var, devlet olarak bir diyet borcumuz var.

İnsanların yaşadıkları bu büyük trajedi üzerinden politika yürütmeye, haklılı veya haksızlık mücadelesi vermeye şimdiki koşullar uygun değil ve bu yaklaşımlar da doğru değil. Doğru olan bu trajedi ile baş başa kalan ve şimdiki koşullarda misafir statüsünde bulunan bu insanlara acilen yardım elinin uzatılmasıdır.

Bölgemizdeki yerel yönetimler ve sivil oluşumlar gelen ilk göç dalgası ile ortaya çıkan ihtiyaçların giderilmesi noktasında seferber olmuş durumda. Bu alan elindeki bütün imkânları kullanarak çalışmalarını yürütüyor. Batman, Şirnak, Mardin, Diyarbakır gibi kentlere gelen misafirler olanaklar çerçevesinde konuk ediliyorlar ancak sınırda bekleyen yüz binlerce insan da gelmeye başlayınca bu organizasyon ve imkanlar yetersiz kalacak. Ortaya bu anlamda yeni sorunlar çıkmadan gelen insanların önümüzdeki kış mevsimi de göz önünde bulundurularak mağdur olmadan bir çözüm bulunması gerekiyor. Bütün kentlerin toplayacakları yardımdan daha fazla para Sosyal Yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının kasasında mevcut ve bu paraların kullanılması için kurumların işbirliği yaparak gerekli bilgileri derlemeleri gerekiyor.  AFAD ve Göç Edenlerin sorunlarını gidermek için kurulan müdürlükler acilen çalışmalarını başlatmalıdırlar. Konteynır kentler başta olmak üzere gerekli çalışmalar acilen başlatılmalıdır. Bu konuda deneyim de para da var. Bu nedenle durmak insanlık suçu işlemek anlamına gelecek.

Batmanda Ağustos ayı itibariyle gelen Ezidi insan sayısı 2400-den 4000 kişiye çıktı. Artık halkevleri ve köylere yerleştirmelerle bu soruna çözüm bulunamaz. Yolda gelmekte olan 10 bin insandan söz ediliyor bu durumda devlet imkânlarının devreye girmesi gerekiyor. Çünkü yerel unsurların imkânları ile bu göç dalgasındaki insanların ihtiyaçlarını gidermek mümkün değil. Gırtlağına kadar imkânsızlığa batmış Belediye ve zaten fakir durumda olan halkın çabaları elbette kutsal ve önemli ancak bu kadar insanlara bu imkanlar yetmez ve devlet hemen işe el atmak zorunda.

Bu nedenle valilerimiz hemen zaman kaybetmeden Yerel yönetimlerle işbirliği içinde bulunmak ve önerilerini dikkate almak şartıyla çalışmaları başlatmalıdırlar. Bu amaçla;

1-     Gelenleri karşılamak için bir toplanma merkezi belirlenmelidir.  Bu bir halk evi veya spor salonu da olabilir.

2-     Gelenlerin sağlık ve diğer imkanlardan yararlanmaları için kayıtları yapılmalı ve geçici TC numaraları verilmelidir.

3-      Polynet’e yapılması gereken kayıtlar nedeniyle gecikme yaşanmaması için özel birimler kurulmalı ve hemen bu toplanma merkezlerinde görevlendirilmelidir. Bir yanda konaklanmakta olanların bilgileri kayıt altına alınırken diğer taraftan yeni gelenlerin kayıtları alınmalı gerekirse diğer kurumlardan personel yardımı alınmalıdır.

4-     AFAD koordinasyon merkezi TIR’ı hemen devreye alınmalıdır.

5-     Konteynır kent kurmak için Belediye ile birlikte yer belirlenmeli altyapı hizmetleri için çalışma başlatılmalı ve başta Van’da bulunan konteynırlar olmak üzere konteynır talepleri yapılmalı ve kentlere bu konteynırlar getirilmelidir.

6-      Aş ve acil ihtiyaçların giderilmesi için hemen çalışma başlatılmalıdır.

Bunlara ek olarak önemli bir hatırlatma: Karşı karşıya kaldığımız durum ve göç eden kardeşlerimizin sorunlarının çözümü noktasında merkezi yönetim ile yerel yönetim zıtlaşma yerine işbirliğine gitmelidir.  Çünkü bu alandaki çekişmenin faturasını zaten zor durumda olan göç eden kardeşlerimiz yaşayacaktır. Herkes bir diyet borcunun olduğunu unutmamalı ve insanlık görevini yerine getirmelidir.