Ülke 1980 askeri darbesinin yıldönümü olan 12 Eylül tarihine kadar bu iki sorunun cevabını arayacak. Siyasetçiler halktan evet veya hayır demelerini isteyecek.
Neden? 
Otuz maddelik Anayasa değişiklik paketi için.
Peki, bu süre içerisinde evet veya hayır dememiz gereken öncelikli konumuz bu otuz maddelik anayasa paketinden mi ibarettir? İşte bunun cevabı kocaman bir hayırdır.
Bu seçimden önce HAYIR dememiz gereken işler var. Bunun başında gençlerimizin dökülen kanıdır. Gençlerin kanının akmaması için çatışmalara hayır dememiz gerekmektedir. Her gün oluk oluk kan akan bir süreçte anayasa paketine çıkıp hayır demek, hayır da hayır vardır demek akla mantığa hizmet edecek bir iş değildir.
EVET dememiz gereken işler de var. Kardeşliğe, dökülen kardeş kanının durmasına, demokratik bir anayasaya, demokrasiye, temsiliyete evet demek gerekiyor. Bu evet çoğunluğum var herkes bana evet demek zorundadır anlayışına yorumlanmamalıdır.
Bizim EVET ve HAYIR’larımız bellidir.
Biz demokrasiye, kardeşliğe, savaşa dur denmesine EVET diyoruz.
Despotluğa, Milliyetçiliğe, Postallı demokrasiye HAYIR diyoruz.
Anayasalar ve yasalar insanların, vatandaşların daha özgür ve müreffeh bir ülkede barış ve kardeşlik ortamında birbirlerini severek, beraber yaşasınlar diye çıkarılır. Bu amaca hizmet etmeyen değişikliklerin fayda getirmeyeceği açıktır.
Tartışmaları izlediğimizde tüylerimiz diken diken oluyor. Hükümet paramiliter bir ordu kurmanın peşinde. Bu ordu görünürde sınırları koruyacak. Nerede sadece Doğu ve Güneydoğu sınırlarında? Yani? Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları coğrafyada. Kiminle çarpışacak, bu güç veya bu gücün ülke içinde de kullanılmayacağının garantisini kim verecek?
Bu ordu kime bağlı olacak? TSK’ ya mı? Polise mi? Kamu Güvenliği Müsteşarlığına mı? Bağımsız bir güç mü olacak? Ve hepsinden önemlisi böylesi bir gücü kim hangi yasalarla kontrol altında tutacak. Ergenekon soruşturmasında ortaya çıkan gerçekler dünyanın en disiplinli ordusu olarak tanıtılan ordulardan biri olan Türk ordusunun nelere bulaştığını gösterirken dağda taşta düzensiz olarak yaşayacak bu gücü nasıl kontrol edeceksiniz?
Bırakın özel ve paralı orduyu, Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı olarak devreye sokulan Özel Tim uygulamasının neler doğurduğunu ve bu timlerin nasıl bölgeden çekildiği hala akıllarda değil midir?
Devlet Bahçeli’nin “bıyık” muhabbetinden de anlaşılacağı üzere böylesi özel güçlerin hangi fikirlerin eline geçtiğini anlamak o kadar zor mudur?
Bu orduya EVET demek mümkün müdür?
Evet ve Hayırcı liderlerden beklenti birbirlerini alçaklık ve şerefsizlikle itham etmek, siperden sipere koşmak, domates tarlalarında boy göstermek değil bu ülkeye barış ve kardeşliği getirmektir.
Demokratlığa soyunan CHP son döneminde demokrasi adına hangi olumlu gelişmeye katkı sunmuştur? Sosyalist enternasyonelden bile atılan bir partinin demokratlığına bir yatak faciası ile inanmak çok saflık olmaz mı?
Bu ülkeye MHP anlayışının demokrasi getireceğine inanmak, Hitleri mezardan kaldırıp demokrat yapmaktan daha zor değil midir?
Bunların yüzü hürmetine mi HAYIR diyeceğiz!
Hükümetin lafı söyleyip adım atmamasına mı, Bir adım ileri iki adım geri anlayışına mı, önce konuşup sonra düşünmesine mi EVET diyeceğiz.
 Bizim evet diyeceğimiz tek bir anlayış vardır o da barış ve kardeşliktir. Bu da adil bir yönetim, hakkaniyete uyan bir yasal düzenleme ve cesaretli siyasetle olur. Bunu kim yapabilirse ona EVET kim karşı dursa HAYIR demek gerekir.