Batman’a sığınan Suriyeli savaş mağdurları sivillerle ilgili çok sayıda makale yazdığımı bilirsiniz.
Eli kalem tutanların görevlerini yapmaları gerekiyor. Rabbim rızası için kabul etsin, sadece görevimi yapmak için ısrarla sığınmacılar için yazılar yazdım.
Bazıları kalemleriyle, bazıları mallarıyla, bazıları ise bedeni/fiziki güçleriyle görevlerini yapıyor.
Her halükarda hepimize görevler düşüyor.
Kentimize sığınan Suriyelilere sadece hayırseverler, iyilikseverler, duyarlı insanlar yardım etmiyor. Kızılay üzerinden Suriyeli her bireye, ferde aylık 120 TL’lik temel gıda yardımı yapılıyor.
Bu yardım gerçekten önemli. İş bulamayan, çalışamayan sığınmacılar için çok önemli bir katkı.
Ancak herkes bu yardımdan yararlanamıyor.
Neden?
Çünkü o yardımın bazı kriterleri, şartları vardır…
Çok yanlış, çok vahim olarak gördüğüm bu yanlış nedeniyle, nice Suriyeli bundan mahrum kalıyor.
Geçtiğimiz hafta kentimizi ziyaret eden bir heyete önemli sorunların aktarılmış olmasını diliyorum. Çünkü önemli bir heyet kentimize gelmişxti.
Avrupa Komisyonu Program Sorumlusu İlhan Güver, Gaziantep Avrupa Komisyonu Program Uzmanı Musa Umutcan Yüksel, Türk Kızılayı Program Koordinatörü Serhat Şaylan, Başbakanlık Ofisi Proje Uzmanı Tunahan Altundaş ve Dünya Gıda Programı Gaziantep Saha Ofisi Sorumlusu Azhar Alazzaw’den oluşan heyet, Sayın Valimizi de ziyaret etmişti.
Bu yazımda hem yardım kriterleri, hem de sığınmacılara yardım eden duyarlı insanlar meselesi üzerinde inşallah duracağım.
Önce bazı tespitlerde bulunmak istiyorum.
‘HENÜZ İNSANLIK ÖLMEDİ’ DEDİRTENLERE SELAMLAR…
2012 yılından beri kentimize sığınan Suriyeliler, zorlu yaşam koşullarına direnirken, dini ve insani açıdan görevimi yapmaya çalışan nice duyarlı insanlarımız oldu.
Gerek dini açıdan, gerek vicdani/insani açıdan duyarlılık gösterip, zor durumdaki sığınmacılara yardım ellerini uzatanlar, topluma, ‘Henüz insanlık ölmedi’ dersini vermişlerdir…
Kentimize sığınan Suriyeliler, Şırnak, Cizre ve Nusaybinliler, Ezidiler eğer bu kentten olumlu düşüncelerle ayrılmışlarsa, en büyük pay ve en büyük sevap böylesi duyarlı insanlarımıza aittir…
Duyarlı insanlar gerçekten görevlerini yaptılar ve bizim onurumuz oldular…
2012 ve 2013 yılının soğuk kış günlerinde kentimize sığınan yüzlerce Suriyeli savaş mağduru kadın ve çocuklara, yüzlerce battaniye, sünger döşek, yastık, gıda paketi, giyim malzemesi vs yardım sağlayan duyarlı insanlar, hep rahmetle anılmışlardır.
Batman’a sığınan Ezidi kadın ve çocuklar için harekete geçen nice Müslümanlar, bizim onurumuz olmuşlardır…
İnancı farklı diye, ayrımcılık yapma yanlışına düşmeyen duyarlı Müslümanlar, Ezidilerin hayır dualarını almıştır…
Toplumun karşısına dini hassasiyetlerle çıkan, ama vahim yanlışlara imza atanlar var. Bu yazımda onlara sadece işaret etmekle yetinmek istiyorum.
Din adına söylemlere sahip olup, Ezidilere yardım ellerini uzatmayanların vay hallerine!..
‘Henüz insanlık ölmedi’ dedirtenlere selamlar olsun…
RİYA’DAN SAKINAN DUYARLI İNSANLAR…
Öyle duyarlı ve vicdanlı insanlar biliyorum ki, zorlu hayat koşullarına tanık olduğu Suriyelileri tekrar ziyaret etmekten çekinmişlerdir…
Dini hassasiyetle hareket eden bazıları vardır ki, riyadan sakınmak için kendi elleriyle yardımlarını dağıtmaktan çekiniyorlar…
Böylesi duyarlı insanlar, ev ziyaretlerine gitmeme nedenlerini şu şekilde izah ediyorlar: “Cenabı Allah’ın bize bahşettiği dünyalık değerler, mallarla imtihan oluyoruz. Biz sadece emanetçiyiz. Bugün kentimize sığınan Suriyeliler veya diğer sığınmacılara yardım etmeyi dini bir görev biliyoruz. Ancak, sığınmacılara yardım elini uzatmak isterken, riyadan da sakınmamız gerekiyor. Riya iyi amellerimizi öldürür. Yardım edeyim derken bunu riya için yaparsak, hem amellerimiz Allah rızası için olmaz, hem de malımızın üzerine bir de günah kazanacağız. Bir anlık gafletimiz bize günah kazandırabilir. Rabbim amellerimizi rızası için yapsın. O nedenle alana inip, yardım ettiğimiz ailelerle yüzleşmiyoruz.”
Evet, böylesi duyarlı insanlar bu toplumun yüz akıdırlar. Cenabı Allah amellerini rızası için kabul etsin, mallarını bereketlendirsin…
Devamı yarın
