Sadece bu kentte değil, ülke genelinde hedef kitlesi başta küçükler ve gençler olan, tüm toplumu ifsat etmeyi amaçlayan kirli odaklar var…

Bu odakları hepimiz tanıyoruz. Toplumu uyuşturmaya çalışan şer güçlerden söz ediyorum…

Uyuşturucu tacirleri, uyuşturucu baronlarının emrinde çalışıyorlar. Baronlardan tacirlere kadar herkes pozisyonuna göre dünyalık kazanıyor…

Ülke ve dünya genelinde olduğu gibi Batman’da da esrar, eroin, değişik uyuşturucularla gençlerin geleceğiyle oynamak isteyenler vardır. Bunlarla mücadele cesaret gerektirir…

Batman’da Madde Bağımlılığıyla Mücadele Koordinasyon Kurulu oluşturulmuş. Emniyet güçlerinin de uyuşturucuyla mücadele ettiklerini gözlemliyorum.

Okullarımızın çevresinde daha etkin güvenlik tedbirlerinin alınmasını olumlu gelişmeler halkasına yeni ve güçlü bir halka olarak değerlendiriyorum.

Geçtiğimiz gün yerel basınımıza düşen şu haberi önemsedim; bakalım: “Eğitim yılının başlamasının ardından polisin yanısıra, belediye zabıtası da okul çevrelerini adeta ablukaya aldı. Son olarak uygulama yapan polis ekipleri, okul çevresindeki kafe, market, park ve metruk binaları didik didik etti. Bu konuda emniyet müdürlüğünden yapılan açıklamada, şöyle denildi; ‘150 personelimiz ile 4 bölgede ilimizde eğitim-öğretim gören öğrencilerimizin huzurunu tesis etmek, her türlü suç ve suç oluşumundan uzak durmalarını sağlamak amacıyla okul ve çevrelerinde yer alan internet kafe, büfe, market, park, metruk bina ve bahçelerin denetimi yapılmıştır. Yapılan bu denetlemelerde; 34 okul ve çevresi, 26 servis aracı, 21 internet kafe, 9 kahvehane, 10 büfe, 5 park ve bahçe kontrol edilmiş, 188 şahsın GBT sorgusu yapılmış, 12 işyerine işlem yapılmıştır.”

Evet, eğitim yuvalarının çevresi çok önemli. Uyuşturucu tacirlerinin hedef kitlesi eğitim yuvalarıdır çünkü. İşi çok sıkı tutmak, güvenlik tedbirlerini arttırmak ve bu konuda özellikle kararlılık gerekiyor.

Uyuşturucular önce büyük kentlerde gündeme geldi, sonra ülkeye yayıldı. Son yıllarda büyük kentlerde başka ciddi tehlikeler ve gelişmeler var…

Değerli okurlar yazımın konusunu teşkil eden çarpıcı başlığı ben uydurmadım. Yaygın basında/medyada çok önemli haberlerin başlığı olarak yer aldı…

Bazı uyuşturucu çeşitleri hızla yayılıyor. Ne yazık ki kullanıcılar birer zombiye benziyorlar. Bu konuda bir araştırma yaptım. Ulusal/yaygın basında yer alan haberlerden kısa alıntıları bilginize sunmak istiyorum:

“Son yılların en ölümcül uyuşturucusu olan bonzai bağımlılarının sayısında patlama yaşanıyor. Verilere göre Türkiye'de yaklaşık 500 bin bonzai kullanıcısı var. Birer zombi haline gelen bağımlılar, hem kendilerini öldürüyor hem de çevrelerine tehlike saçıyor. Tek bir dozda bile ölüme kadar götürebilen bonzai bir anda korku, öldüğünü düşünme, halüsinasyon gibi etkilere sahip.

- Türkiye’de yaklaşık 500 bin kişi bonzai kullanıyor.

- Bonzai kullananların yüzde 5’i 9-13 yaş aralığında.

- Yılda yaklaşık 400 kişi bonzaiden hayatını kaybediyor.

- Tedavi olmak için AMATEM’e başvuranların sayısı yılda 6 bin civarında.

- En yüksek ölüm oranı yüzde 49 ile İstanbul’da. İkinci şehir yüzde 10 ile Antalya. Üçüncü ise yüzde 7 ile Adana.

Zehir tacirlerinin Türkiye’de yaklaşık 7 yıl önce pazarlamaya başladığı sentetik uyuşturucu bonzai, fiyatının 10 liralara kadar düşmesiyle hızla yayılmaya başladı. Doğal olmayan ortamlarda üretilen bu sentetik madde, son derece büyük riskleri de beraberinde getiriyor. Tek bir dozda bile ölüme kadar götürebilen bonzai bir anda korku, öldüğünü düşünme, halüsinasyon gibi etkilere sahip. Bu korkunç zehir kullanıcılarda kan basıncında hızlı artış ve nabız yükselmesi, şiddetli ağız kuruluğu, göz kızarıklığı, halüsinasyon hayal görme, ortam seçememe nerede olduğunu hatırlayamama, geçici körlük ve geçici felç durumu etkileri yaratıyor. Geçici felç etkisi nedeniyle de kullanıcılar, ‘yaşayan ölüler’e, yani zombilere dönüyor. Türkiye'de ilk kez 'flakka' kullanan bir kişi görüntülendi. Dünyada hızla yayılan, bağımlıyı adeta zombiye çeviren 'flakka' isimli sentetik uyuşturucu, Türkiye'de ilk kez görüntülendi. Mersin Sanayi Sitesi'nde çekilen görüntülerde, 'flakka' isimli uyuşturucunun etkisiyle 'zombiye' dönüşmüş bir kişinin yerde acı çektiği görülüyor. Çevredekilerin ihbar etmesiyle olay yerine polis ve ambulans ekipleri sevk edildi. Flakka isimli uyuştucu kullanan gencin, nasıl bir tepki vereceğini bilmeyen ekipler şaşkınlıklarını gizleyemedi. Yerde acılar içinde kıvranan gence polis ekipleri tarafından kendine ve çevredekilere zarar vermemesi için kelepçe takılarak hastaneye kaldırıldı.”

http://www.mynet.com/haber/yasam/dikkat-sokaklarda-500-bin-zombi-dolasiyor-3070390-1

TOPLUMU UYUŞTURMAYA ÇALIŞANLARLA MÜCADELE!..

Saygıdeğer Okurlar, bugün bazı büyük kentlerde etkili olan uyuşturucunun Batman’a da geleceğine kesin gözüyle bakabilirsiniz. Çünkü uyuşturucu büyük bir sektör oluşturmuştur.

Dünya hayatında para kazanmayı amaçlayan, bu doğrultuda her türlü haram-meşru olmayan-parayı mubah gören, hedeflerine ulaşmak için toplumu ifsat etmekten çekinmeyen kirli odaklarla mücadelede bir gönüllü olarak yer almayı ibadet gibi değerlendiriyorum. Madde Bağımlılığıyla Mücadele Koordinasyon Kurulu’nun son dönemki toplantılarına beni davet etmeyenleri bir kere daha uyarıyorum. Soruyorum; kaç cesaretli, gönüllü var Batman’da? Yıllardır kalemimle şer güçlerin, toplumu ifsat etmeye çalışanların üzerine gitmeye çalışıyorum. Resmi kurulların kağıt ortamındaki pasif mücadelelerine önemli katkılar yaptığıma inanıyorum.

Bugüne kadar toplumu tehdit eden malum şer odaklarıyla mücadelede üzerime düşeni yapmaktan asla çekinmediğim gibi, inşallah bundan sonra da çekinmeyeceğim. Çocuklarımızı, gençlerimizi ifsat eden, toplumu helak etmeye çalışanlarla mücadelede kararlı ve cesur idarecilere ihtiyacımız olduğu gibi, cesur kalemlere de ihtiyacımız vardır. Birileri sırf para kazanmak için nice ocaklar söndürüyor ve ne yazık ki toplum olarak seyrediyoruz… Oysa müdahil olmamız gerekiyor. Çünkü tehdit altında olan bizim çocuklarımız, gençlerimiz ve yarınlarımızdır…

Herkes evinde oturur, ‘bana ne’ der ve ‘bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ zihniyetiyle hareket ederse, yarınlarda bu toplum korkuya teslim olacak ve çocuklarımızın geleceğiyle oynanacaktır. O nedenle hepimiz içimizdeki şer güçlere karşı kendi çapımızda duyarlı olacağız, olmalıyız ve aslında olmak zorundayız…

Bu duygu ve düşüncelerle toplumu uyuşturmaya çalışanlarla mücadeleye devam diyor, hayırlı çalışmalarda bulunanlara güç, kuvvet ve cesaret diliyorum.