Demokratik yönetimlerle yönetilen ülkelerde darbe yapılması artık pek hoş karşılanır bir eylem değil. Ancak şurası da çok açıktır ki darbeler konusunda kimse konuşmak da istemez. Darbeyi yazanlar genellikle darbenin emirlerini yazmakla meşgul olurlar. Bu nedenle de sözlerine itibar edilmez.

Nokta dergisinin “darbe günlükleri” üzerine yazdığı yazılardan sonra bu ülkede çok şeyler yazıldı çizildi. Kimisi darbenin mantığına eleştiri getirdi. Kimisi artık demokraside yeri kalmadı dedi. Kimi yok öyle bir şey dedi. Kimisi sessizce izledi. Kimisi yargılamaya çalıştı. Sonunda söz konusu işin iddianamesi hazırlandı.

 Darbe günlükleri ve dolayısıyla darbeciler de yargılanmaya başladı. İddianamenin bir bölümünde şunlar anlatılıyor;

 " ….. Ergenekon’un tesbit ettiği hedefler doğrultusunda hareket eden bu grubun darbe öncesi ve darbe sonrası yapılacaklar için “Sarıkız”, “Ayışığı”, “Yakamoz” ve Eldiven” isimli dört ayrı darbe planı hazırladıkları anlatılıyor. İddianamede “Sarıkız” kod adlı planının, darbe öncesi ülkede darbe zemini oluşturmak için yapılması gereken faaliyetleri, “Ayışığı” ve “Yakamoz” kod adlı planların, darbenin bizzat aktif olarak nasıl ve ne şekilde yapılması gerektiği yönündeki çalışmaları, “Eldiven” kod adlı planın ise darbe sonrası yapılacak faaliyetleri kapsadığı belirtiliyor. Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek tarafından kaleme alınan günlüklere göre “Sarıkız” kod adlı plan kapsamında, basının ele geçirilmesi, üniversite öğrencilerinin sokağa dökülmesi, sendikalarla birlikte hareket edilmesi, sokaklara afiş asılması, dernekler ile temasa geçip hükümet aleyhine teşvik edilmesi ve tüm bu olayların yurt çapında gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına’nın Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun faaliyetleriyle ilgili değerlendirmeler yaptığı ve çalışmaların yönlendirilmesi ile ilgili telkin ve tavsiyelerde bulunduğunu ortaya koyan dijital dokümanların Şener Eruygur’dan ele geçtiği iddiaları da iddianamede yer alıyor……. "

Yargılama sürecinde verilecek ifadeler ve açıklanacak bilgiler sayesinde bu işin gerçek boyutlarının kamuoyunun bilgisine sunulacağı muhakkak. Ancak asıl önemli olan şey artık yasal olmayan girişimler karşısında hukukun işlerliğinin başlamış olmasıdır. Bu çok önemli bir gelişme olarak kabul edilmelidir.

Ancak darbe yapmayı düşünenler yargılanıyor diye zil takıp oynamanın da bir anlamının olmadığını belirtmek gerekir. Bugüne kadar yapılan darbelerin gerekçelerinde hep rejimi koruma ve kollama anlayışının yattığını unutmamak gerekir. Günümüz koşullarında artık darbe yapmak kabul edilemez diye rejimin köküne dinamit koyma hakkının da hiç kimsede bulunmadığını da vurgulamak lazım.

Eğer bugün darbelere karşı çıkılıyorsa bilinmelidir ki bu demokratik bir yapıyı uygun bulmuş olan cumhuriyetin eseridir. Demokratik laik cumhuriyet olmasaydı bugün yargılamayı yapanlar ne öyle bir hakka sahip olurlardı nede öyle bir cesaretleri olurdu.

Evet demokratik laik cumhuriyete sahip çıkmak demokrasiye inanmış olan her vatandaşın öncelikli görevleri arasındadır ve olmalıdır. Nasıl ki demokratik düzeni zor kullanarak bozmak kabul edilemez bir hareket olarak kabul görüyorsa aynı şekilde demokratik düzeni sinsi planlarla yok etmek de kabul edilemez bir harekettir.

Demokratik sistem sayesinde iktidara gelenler sistemi yok etmekle uğraşmamalıdırlar. Bu uğraş darbelerden geri kalır bir içerik taşımaz.

Demokrasiye inanmış olan güçlerinde dikkat etmesi gereken bir davranış varsa o da demokratik bir şekilde iktidara gelenlerin zorla iktidardan indirilmemeleri gereğidir.

Karşılıklı mücadele elbette verilir ve verilmelidir ancak bu içinde bulunduğumuz demokratik ortamın meşru zeminlerinin kullanılması şeklinde olmalıdır.

Bu ülkenin vatandaşları için uygun olan yol ne darbelerden geçer neden sinsi planlarla demokratik laik cumhuriyetin köküne dinamit koymaya çalışmaktan. Bu ülke için uygun olan yol ve davranış, sahip olduğumuz demokratik değerleri koruyarak ülkeyi ileriye götürmektir. Bunu anlamak ve sindirmek gerekir.

Bu ülkenin kurumları elbette laik demokratik cumhuriyeti korumak ve kollamak için uğraşacaktır. Karalarını verirlerken çağdaş yönetim şekillerinin uygulanmasını isteyeceklerdir. Bunu yaparken de meşru zeminleri kullanmaları gerekmektedir. İlkesiz politikaları nedeniyle muhalefete demir atanların anlayışlarını iktidara getirmek için darbe düşünmemeleri gerekir.

Halkın beceriksiz muhalefet nedeniyle destek verdiği siyasal anlayışların da iktidara gelmeleri ve seçim kazanmaları onlara bindiği dalı kesme hakkı vermez.

Bu ülkenin artık ne bir rejim değişikliğine ve düşmanlığına ne de rejim adına darbelere katlanması mümkündür.

Bize lazım olan demokrasiyi içine sindirmiş bir cumhuriyettir.