Son bir haftadır Batman’da anız yakılmasından kaynaklı olarak yüzlerce kişi hastanelik oldu...

Batman Bölge Devlet Hastanesi ile bir özel hastanenin uzman doktorları, Batman Çağdaşta durumun vahametine dikkat çeken değerlendirmeler yaptılar…

Anızlarını yakan çiftçiler nedeniyle yüzlerce insanımız halen tedavi görmektedir…

KOAH, astım, bronşit hastaları için Batman çekilmez bir kent olmuştur…

Batman kent merkezindeki cadde ve sokakların tozları, soluklarımızı kesen zehirli gazlar ve pis kokular yetmiyormuş gibi, bu kez anız belasıyla mücadele veriyoruz milletçe…

“HAYVANLARI YAKACAK KADAR BARBAR MIYIZ?”

Beri tarafta ise sadece Batman ve çevresinde milyarlarca hayvan telef edildi…

Sakın abarttığımı sanmayınız.

Vallahi tarlalarda milyarlarca çekirge, örümcek, yılan, fare vs hayvanlar yakılmıştır…

Hayvanların yakılması barbarlıktır, ne yazık ki çiftçiler bunun farkında değil…

Batman Çevre Gönüllüleri Derneği yöneticileri anızların yakılmasından sonra alevlerden kurtulamayan bazı hayvanların yanmış resimlerini kamuoyu ile paylaşmışlardı.

En kurnaz hayvan olarak bilinen bir tilki ve kanatlı olmalarına rağmen alevlere teslim olmuş karga, güvercin, çekirge gibi nice hayvanlar gerçeğine dikkat çekmişlerdi…

O güzelim tilki, karga, güvercin ve çekirgeleri canlı olarak anızlarını yakan çiftçilerin önüne bırakıp, “Gel şu hayvanları anızların üzerine koyup yakalım” diyelim…

Tepkileri ne mi olacak?

“Hayvanları diri diri yakacak kadar barbar mıyız? Bu kadar zalim miyiz?” diyerek tepki göstereceklerdir. Bundan eminim.

Ne yazık ki çiftçilerimiz o barbarlığa imza atıyorlar. Hayvanlar gözlerinin önünde yakılmadığı için, durumun vahametini idrak edemiyorlar.

SOYKIRIM SUÇU İŞLİYORLAR…

Halbuki nice hayvan anızların yakılması sırasında alevlerden kaçamıyor. Topluca can veriyorlar…

Yani; anızlarını yakanlar, hayvanları soykırıma uğratanlardır…

Anız yakanlar, hayvanlar için jenosid suçu işliyorlar…

Hayvanlar besin zinciri yoluyla birbirlerine bağlıdırlar.

Besin zincirindeki bir kopukluk, bazı hayvanların nesillerini yokluğa götürür…

Soykırım suçu sadece insanlığa karşı işlenmiyor.

Hayvanların topluca itlaf edilmesi de soykırımdır…

Çiftçiler soykırım suçu işlemek istemiyorlarsa, anızlarını yakmaktan vazgeçmelidirler. Daha önce yaptığım uyarıdan bazı satırları bu vesile ile tekrar hatırlatayım;

HAYVANLARIN LİSAN-I HAL İLE FERYATLARI…

‘Tarla sürümünü kolaylaştırma adına çiftçilerimiz anız yakarken, aslında geleceğimizle oynamaktadırlar. En acı hadise ise yakılan canlılardır…    

Yanan değil, yakılan diyorum. Çünkü anız yakan çiftçiler, bilerek ve tasarlayarak milyonlarca canlının yaşamını yok ediyorlar…

Canlı kıyımı başlı başına büyük bir vahşettir…

Büyük anız yangınları sırasında milyonlarca canlı (her türlü kanatlı ve sürüngenler) yok olmaktadır…

Bu canlıların dili yok ki bizi uyarsınlar. Lisan-ı hal dilleriyle yaptıkları feryadı ne yazık ki duymuyoruz…

Oysa duymalıyız. O canlıların da yaşam hakkının olduğunu bilmeliyiz. Anız yakmakla toprağı verimsizleştirdiğimiz gerçeğini bile bile eğer bu yönteme başvuruyorsak, inanın o yakılan canlıların tümünün vebali de boynumuzda olacaktır…

Allah korkusu, vicdan denen bir şey var. O dilsiz ve savunmasız kuşlar, arılar, böcekler, sürüngenler dile gelip davacı olacaklardır. O gün vay zalimlerin haline!..

Ekin tarlaları pek çok canlı türünün doğal yaşam alanlarıdır. Kuş çeşitleri o doğal ortamda yuvalarını kurmaktadır. Besin zinciri yoluyla yüzlerce canlı türünün birbirleriyle ilintileri vardır. Bunu görmemek için kör olmak gerekiyor. Siz bir tarlayı ateşe verdiğinizde o esnada milyonlarca böceği, kuşu, yılanı, fareyi vs. yok ediyorsunuz. Oradan beslenen başka hayvanların da yaşamına kast ediyorsunuz…

Nedeni gayet açık; çünkü başka yerlerde yaşayan canlılar, örneğin kuş türleri, cayır cayır yaktığınız tarlalarda yaşam süren hayvanlarla besleniyordu. Beslenme zincirleri kopan her tür canlının nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır…’

TEHLİKE GEÇMİŞ DEĞİL…

Evet, Batman’dan Diyarbakır’a kadar bütün tarlalara mısır ekimi yapılmış.

Bu gerçeğe daha önce dikkat çekmiş ve tütün yerine mısır ürününün geçtiğini söylemiştim.

Tehlike geçmiş değil…

Çünkü mısır ürünü toplandı, ama tehlike geçmiş değil, hala insanlarımızın hastanelik olması, hayvanların soykırıma maruz kalması riski devam ediyor…

Çünkü hala Batman ve çevresinde binlerce dönümlük mısır tarlalarındaki anızlar yakılmayı bekliyor!..

Batman’da sosyal medyada hiç bu kadar öfkeli topluluk oluşmamıştı…

Son günlerde örneğin facebookta anız yakılmasına tepki gösteren o kadar çok insanımızı görüyorum ki, mısır ürünü eken çiftçilerin yerinde olmak istemem!..

Hayır, hayır fiziki saldırılara maruz kalacakları cihetiyle söylemiyorum…

Anız dumanları nedeniyle kendileri ve aile fertleri hastanelik olanların yaptıkları beddualardan söz ediyorum…

Beddua eden edene…

Çok değerli eğitimcilerimiz bile çaresizlikten beddua edenlerin kervanına katılıyorsa, anızlarını yakan çiftçilerin yerinde olmak istemem gerçekten…

Batman Çevre Gönüllüleri Derneği işte yukarıda özetlediğim gerçeklere dikkat çekmek amacıyla 24 Eylül 2016 Cumartesi günü-bugün- saat 14.00’da önemli bir etkinlik gerçekleştirecekler. Batman-Diyarbakır eski karayolunda, Bıçakçı köyüne yakın Opel benzinliği yanında o gece boyunca ‘Anız Nöbeti’ etkinliği ile kamuoyuna hem insanların sağlığı, hem de hayvan hakları konusunda önemli bir mesaj verecekler…

Daha önce de bir yazımda kış ayında kuşlar için yem bırakan çevrecilerin hayvan hakları ile ilgili mesajlarına şöyle dikkat çekmiştim; “Hayvanların haklarına duyarlı olmayanlar, insanların haklarına duyarlı olamazlar. Çevrecilerin o buz gibi soğuk havada saatlerce kuşlar için çevreye yem bırakmaları topluma çok önemli bir mesajdır. Amaç, hayvanlar konusunda bir kamuoyu duyarlılığı oluşturmaktır. Sosyal medyada ve yerel basında yer alan etkinlikleri ile Batman’da ciddi bir duyarlılık gelişmiştir.”

http://www.batmancagdas.com/birileri-yasatirken-birileri-olduruyor-makale,10642.html

Anız yakılmasının birçok boyutuna dikkat çekerek toplumu uyaracaklar. Anız nöbeti ile anızları yakmaktan kurtaracağız demiyorlar. Sadece topluma anlamlı bir mesaj verecekler. Bir farkındalık yaratmaya çalışacaklar. Toplumu değiştirmenin yolu bu tür etkinliklerden geçiyor. Yukarıda özetlediğim durumdan yakınanları oraya bekliyoruz. İnşallah Çevreci dostlarımla birlikte olacağım. Bu makul ve demokratik eylemle anız yakılmasına yüksek sesle hayır diyeceğiz. Katılamayanların bize sosyal medya üzerinden tam destek vermesini bekliyorum.