Kişi cahil olabilir, ancak cehaletin de bir ölçüsünün olması gerekmez mi?

Yıllardır bilim insanları uyarıyor,

yazarlar bu konuda yorumlar yapıyor,

televizyonlarda programlar düzenleniyor,

internet denen bir bilgi hazinesi var, buna rağmen birilerinde ‘mıh’ yoksa, bilemiyorum ki ne yapmalıyız?..

Kendilerine “Geri Zekalı mısınız?” derseniz, küplere binecekler…

Onları 50 TL ile kandıramazsınız…

Buna rağmen nedir toplumun bunlardan çektiği?..

Sinirlerime tavan yapan durumu merak etmişsiniz.

Gerçekten daha ağır yazı yazmak geliyor içimden…

Benim gibi sakin birini bile zıvanadan çıkaran bazı kendini bilmez çiftçilerden söz ediyorum…

Batman Çağdaş Gazetesinde yer alan bir haberi kim okumamışsa, lütfen bu yazımdan sonra okusun ve özellikle görseline, fotolarına baksın…

Bana hak vereceğinizden eminim.

Sözlerim tüm çiftçilere değildir. Muhataplarım, vahşi sulama ile sorumsuzca sulama yapanlardır…

Bakınız, ‘bilinçsiz çiftçiler’ demiyorum. Çünkü bunun artık bilinçle ilgisi yok.

Çiftçi dediğin, sulamayı makul yapan, yöntemini bilen, toprağa, ekinlere zarar vermeden Allah’ın kendilerine bahşettiği değerleri yerli yerinde kullanandır…

ÇOCUKLAR BİLE BİLİYOR İKEN…

Çocukluğumdan bile bilirim, aşırı su ekinlere zarar verir…

Dikine sulama toprakları aşındırır, verimi düşürür, ekinlerin su almasını engeller…

Çocukluğumda tütün ekimi ile uğraştım. Sulamayı iyi bilirim, çünkü çiftçilik yapan yoksul bir ailenin çocuğuyum…

Daha ilkokul son sınıf öğrencisi iken gözümü tarlada açtım. Tütünlerin sulama kanalını yatay yaptığımızda gölet oluşup, su tutuyordu.

Tütünler bol su alıp hem daha gürleşiyor, hem de daha geç su ihtiyaçları oluyordu. Az ve ağır ağır sulama ile daha iyi verim alıyorduk.

Çocuklar bile bu gerçeği biliyor iken, bu ne geri zekalılıktır yahu?..

Dikine açılan tütün sulama kanallarında su tutulmadığı gibi, akan sular en verimli toprağı da götürüyor. Eğer gübreleme yapmışsanız, o da bir değer ifade etmiyor.

Çocukluğumdan beri bu gerçeği biliyorum. Ki o zamanlarda internet yoktu, bilgi kıtlığı vardı.

Yine o zamanlar ne bilinçsiz ve hatalı sulamanın yanlışlığı için çaba gösteren Çevreciler, ne de Tarım İl Müdürlüklerinin eğitim çalışmaları vardı.

Bugün öyle mi?

Her tarafta sürekli mücadele veren, alanlara inen, çiftçilere hatalı ve bilinçsiz sulamanın zararlarını anlatan sivil toplum örgütleri gönüllüleri var.

Batman Çağdaş’ın haberi beni dehşete düşürdü. Hele o görsel foto kahretti…

Arkadaşım böyle sulama mı olur?

Hiç mi böyle sulamanın yanlışlığını duymadınız?

Hey Allah sizden razı olsun, topraklarınıza acımıyorsanız, nefsinize acıyınız. Bol su bırakarak toprağınızı öldürüyor, aşındırıyor, erozyona neden oluyorsunuz.

Nefsinize acıyınız, zira hoyratça ve bol su, toprağın çabuk kurumasına nedendir.

Bu sulama yöntemine hakkınız yok…

Çünkü çevreye, doğaya zarar veriyorsunuz…

Dicle çamur renginde akıyorsa, sizin gibiler yüzündendir…

Balpınar Beldesi ve çevre zarar görüyorsa, sorumsuzca hareket etmenizdendir…

Ücret karşılığı sulama yapan bazılarının sorumsuzluğu olsa bile, sonuçta çiftçilerimiz kendilerine zarar veriyorlar.

İlgili habere bakalım: “Dört bir yanı mısır ekili alanlarla çevrili 3 Bin nüfuslu Balpınar beldesinin altyapısı, DSİ sulama kanalından tarlalara verilen su nedeniyle çöktü. Belediye Başkanı Ejder Sarıgöl, ‘vahşi sulama’ yöntemiyle mısır tarlalarına verilen suların, beldenin giriş yolu başta olmak üzere bazı cadde ve sokakların altyapısını çökme noktasına getirdiğini söyledi. DSİ ve Sulama Birliği’ni bu işten sorumlu tutmadıklarını belirten Başkan Sarıgöl: ‘Maalesef bilinçsiz çiftçiler yüzünden beldeye verdiğimiz hizmet hasar görüyor. 6 Ay öncesinde altyapısını tamamladığımız bazı cadde ve sokakları su basınca çökmeler meydana geldi’ dedi. Öte yandan sulama kanallarındaki suyun bir bölümünün İluh deresine de aktığına işaret eden Başkan Sarıgöl: ‘İller bankası, kanalizasyon ve yağmur suyu projemizi onayladı. Önümüzdeki günlerde bu projenin etüd çalışması başlayacak’ diye konuştu.”

http://www.batmancagdas.com/gundem/balpinarlilarin-basi-bilincsiz-ciftcilerle-dertte-2-h51694.html

Bu haberin görüntüleri yetkilileri, ilgilileri, yani özellikle Tarım Müdürlüğünü harekete geçirmelidir. Çiftçilerin kullanacakları suyun bir ölçüsü olmasa bile, bunların denetlenmesi acaba gerekmez mi?

Tarım yetkilileri bugüne kadar kaç kez çiftçilere hatalı ve bilinçsiz sulama ile ilgili eğitim vermişler? Bunun kamuoyuna açıklanmasında fayda vardır?

Hangi konferans salonlarında, ne zaman, kimler tarafından kaç çiftçiye eğitim verildi?

Cezai yaptırımı var mı?

Köyler ziyaret edilip, bilgilendiriliyor mu? Bu konularda bilgilendirilsek iyi olacak.

Bu kadar geri zekalılığa doğrusu bir anlam veremiyorum. Bunun bir şekilde artık önlenmesi, engellenmesi gerekir düşüncesindeyim. Yitirilen topraklar, değerler, verilen zararlar hepimizi, ülke ve kent ekonomisini ilgilendiriyor. Kimse ‘size ne’ diyemez. Tedbir alınması dileğimle