Bu gün 3 Aralık.
3 Aralık Dünya Özürlüler Günü olarak kabul edilmiştir.
Özürlülük; doğuştan ya da kaza veya uzun süren bir hastalık sonucunda oluşan bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yeteneklerin kaybı olarak tanımlanmaktadır.
Özürlü insanların yaşadıkları sorunlar, sadece kendilerinin değil; ailelerinin, çevrenin, toplumun, kısacası tüm insanların ortak sorunudur.
İnsanların Özürlü olmaları çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan bir sonuç olmakla birlikte, özürlülerin normal bir hayat sürmeleri ancak toplumsal duyarlılığın oluşturulmasıyla mümkündür.
Bu anlamda, özürlü vatandaşlara acıma duyguları ile yaklaşmak yerine, kurumsal hizmetlerin geliştirilmesi esas alınmalıdır. Bu özürlülere hizmet götüren kamu, özel sektör ve gönüllü sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesine önem verilmelidir.
Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olmak üzere bir çok belge özürlülük sorununu temelde bir insan hakları sorunu olarak ele almaktadır. (Madde 25
1. Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir.) Anayasamız ve yasalarımız da özürlülere ilişkin olarak evrensel değerlerle paralel düzenlemeleri ön görmüş, devleti özürlülerin sorununa yönelik yükümlü kılmıştır.
Devletin, evrensel ölçülerde özürlülerini sahiplenme çabası, toplumsal bilinçlenme ve kamuoyu desteği ile anlamlı ve gerçek bir boyuta ulaşacaktır.
Bugün sağlık, eğitim, istihdam, sosyal güvenlik ve toplumsal yaşama tam katılım gibi temel sorunlarda özürlü vatandaşlarımız için de büyük fırsat eşitsizlikleri yaşanmaktadır.
Özürlülere yönelik olarak geliştirilen politikalarda;
Özürlüleri ve ailelerini bilinçlendirmeye yönelik bilgi paylaşımı için gerekli olanakların ilgili kurumlarca sağlaması,
Etkin bir tıbbi bakım şartının devlet tarafından güvence altına alınması,
özürlülerin kendi kendine yeterlik ve işlevsellik konusunda olabilecek en iyi düzeye çıkarılması ve bu düzeyin korunması için rehabilitasyon programlarının kurgulanması
Özellikle araç gereçlerinin de bu kapsamda ele alınacağı yardım servislerinin geliştirilmesi öncelikli konuların öncelikli konular olduğu uzmanlarca da dile getirmektedir.
Bu anlamda geliştirilen; sağlık, rehabilitasyon, eğitim, sosyal güvenlik ve istihdam konularındaki politikalar özürlülerin topluma başarılı bir şekilde entegre olmasını sağlayacaktır.
Özürlüler ile ilgili politikalar; sadece özürlülerin insani haklarını ve sosyal güvencelerini sağlamakla sınırlı olmayıp, aynı zamanda özürlülüğe neden olan etmenlerin çözümünü de kapsamalıdır.
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) verilerine göre, ülkede nüfusun en az %l0’nunun özürlü olduğu görülmektedir.
Toplum içerisinde, okulda, işyerinde kamu alanlarında görünmeyen bu vatandaşlarımızın, toplumdan ve devletten bekledikleri yaşam kalitelerinin yükselmesi, sosyal devletin onları kimseye muhtaç etmeyecek şekilde eğitim ve istihdam sorunlarına çözüm getirmesidir.
Yaşamın bütün alanlarında özürlü vatandaşlarımızın toplumla kaynaşacak ortamın sağlanması için düzenlemeler yapılmalıdır.
Ulaşımdan,haberleşmeye,iş hayatından sosyal yaşamın bütün alanlarına kadar atılacak adımlar ve yapılacak düzenlemelerle onları ev hapislerinden kurtarıp sosyal yaşamla buluşturmamız gerekir.
Senenin sadece bir gününde değil bütün yıl boyunca onları hatırdan çıkarmamak dileğimizle özürlülerin gününü kutluyoruz.