İnsanoğlu tarihsel süreç içerisinde ilerleme mi gerilememi kaydetmiştir?

İlk insandan gönümüzün modern insanına doğru kat edilen aşama bir ilerleme mi gerileme mi?

Toplumsal yaşam alışkanlığının belirginleştiği ilk dönemden modern kentlerin kuruluşuna kadar gelen süreçte ilerleme mi gerileme mi izlenmiştir?

Bu tür soruların sayısını çoğaltmak mümkün ancak verilen cevapların tamamının ilerleme ile cevap bulacağını tahmin etmek güç değil.

İnsanoğlu yaşamı boyunca edindiği tecrübeleri değerlendirerek hataları daha az tekrar ederek bugünkü aşamaya gelebilmiştir.

İlkçağ ve ortaçağ ve hatta yakınçağ tarihini inceleyin; insanlar gittikçe bütün tavır ve davranışlarında daha insancıl değişimlere uğramıştır. Modern çağda bu durum daha da gelişmiş diyebiliriz.

Tarihsel süreçte yaşanan savaşlarda “taş üstünde taş. Omuz üstünde baş bırakmama” anlayışından günümüz anlayışına kadar çok şey değişmiştir. Ülkeler işgal edilir, savaşlar yapılır ama cephe gerisinde ya da esir düşenlere yapılan davranışların belirli bir kritere bağlandığı da bilinir.

Günümüz modern dünyasında işgal edilen ülkelerin malları ve kadınları işgalciler için helal sayılmaz. Yaşlılar ve çocuklar başta olmak üzere siviller belirli kurallar çerçevesinde korunur.Buna uymayanlar ise dünyada itibar kaybeder.

Bütün bunları neden mi anlatıyoruz?

Efendim bunları anlatmamızın sebebi tecrübeler ile sabit olan uygulamaların tekrar pişirilerek önümüze konulmasının bir faydasının olmayacağını anlatmaya çalışma çabasıdır.

Son olarak Şemdinli olayı ile gündeme oturan meselenin çözümü için hükümetten talepte bulunulduğu iddia edilen konular dünkü basın organlarında yayınlandı. Okuyunca tek kelime ile ürktük.

Çünkü sorunun çözümü için talep edilenler daha evvel uygulanıp iflas eden taleplerdi.

1- Bölgede koordinasyonun sağlanması için bölge müsteşarlığı: Bilindiği gibi bölge yıllarca olağanüstü hal bölge valiliği kontrolünde yönetildi. Bu sistem sonuç getirmeyince kaldırıldı.

2- Operasyonlar için valinin onayının alınmadan harekete geçilmesi: Bu talebi anlamanın imkanı yok. Günümüz iletişim olanakları değerlendirildiğinde valiye ulaşmanın zor olmadığı ortada. Zaten sıcak takip durumunda da kimsenin neden benden izin almadınız dediği de görülmemiştir. Üstelik yıllarca bu uygulama sürdüğü halde sorun giderilememiştir.

3- Operasyonlara katılan birimlere operasyon bölgesinde gözaltına alınanlara sorgulama yapma yetkisinin verilmesi?

4- Gözaltı süresini 10 güne çıkarılması?

5- İlk sorgulamada avukat bulundurma zorunluluğunun kaldırılması

6- Muhalif basın organlarının bölgeye sokulmaması

Yukarıda sayılan ve de sayılmayan nice uygulamayı bu bölgede hep beraber yaşadık. Sonuç;

Resmi rakamlara göre 35 binin üzerinde can kaybı

4 binin üzerinde köyün yakılıp yıkılıp boşalması

Yüz binlerce insanımızın yerinden yurdundan göç etmesi

Binlerce faili meçhul cinayet

AİHM de kaybedilen binlerce dava

Trilyonlarca lira maddi kayıp

Demokrasi dışı uygulamalar

Bütün bu uygulamalardan sonra bulunan çözüm yöntemi daha çok sınırlama yerine daha demokratik bir yönetim ile halkın kazanmaya çalışılarak sorunun çözümüne yönelmek olmuştur.

Şimdi geldiğimiz yerden geride uygulamaktan vazgeçtiğimiz günlere geri dönme özlemini sergilemenin mantığını kim izah edebilir? Şu nokta gözden kaçırılmamalıdır bırakılan yerden devam etmek isteyenler ortamı bıraktığı gibi bulamayabilirler. Sakın bu da nereden çıktı denilmesin? Çözüm geriye gitmekte değil ileriye yürümektedir.