Karadenizli yurttaşlarımızın zaman zaman sergiledikleri tavırların hem güldürdüğünü hem düşündürdüğünü biliyoruz. Bu nedenle ilginç haberler aldığımızda fazla şaşırmasak da haberin içeriğine bakmayı da ihmal etmiyoruz.
7 Haziran seçimleri ile ilgili olarak basına düşen haberlere bakınca önce bu bir Karadeniz fıkrası veya esprisi mi diye merak ettik. Lakin baktık ki iş ciddi.
Mesele oldukça açık. Rize de Karafazlı ailesinden Selda Karafazlı Kurşun Halkların Demokrasi partisinden ikinci sıra milletvekili adayı olmuş. Şimdi diyeceksiniz ki bu çok normal ne olmuş?
Bize göre de norma ama bazı Karafazlı ailesi bireyleri bunu hiç de normal karşılamamışlar. Belki siyasi fikir ayrılığından belki aile içi çekişmeden belki de etraflarından çekindiklerinden dolayı bazı akrabalar Selda hanıma karşı tavır almışlar. Bu tavır da çok ilginç olmuş. Bizler şimdiye kadar bir insanın anne ve babası tarafından evlatlıktan red edildiğini duymuştuk ancak Karadenizdeki Karafazlı ailesinin bazı bireyleri usulü bozmuş ve adayı akrabalıktan red ettiklerini basın yoluyla açıklamayı uygun görmüşler.
Konu ile ilgili DHA kaynaklı haber 15 Nisanda şu şekilde basına aktarılmıştı; “RİZE'de Halkların Demokratik Partisi (HDP) 2'nci sıra Milletvekili adayı olan Selda Karafazlı Kurşun, akrabalarından bir grup tarafından basın toplantısıyla akrabalıktan reddedildi.Ali, Lokman, Harun, Birkan, Yüksel, Akif ve Osman Karafazlı, basın toplantısı yaparak HDP'den milletvekili adayı olan Selda Karafazlı Kurşun'u bundan böyle akraba olarak kabul etmediklerini açıkladı. Ali Karafazlı, "Selda Karafazlı Kurşun, aileye yakışmayacak bir siyasi partide aday oldu. Herkesin farklı siyasi görüşü vardır. Ailemiz geniş olduğu için bizde de farklı görüşte kişiler var. Biz HDP'yi siyasi parti olarak kabul etmiyoruz. Ne bizim ailemiz, ne de Rize'de başka aileler bu partiyi kabul etmiyor. Sokağa çıktığımızda bize PKK terör örgütü gözüyle bakılmasını istemiyoruz. Siyasi partilere değil terör örgütüne karşıyız. Ailemizden bu partide aday olan kişiyle beraber değiliz. Kesinlikle bizimle bir bağı kalmamıştır" dedi. Lokman Karafazlı ise "Karafazlı soy isimli birinin HDP'den aday olması bizi son derece rahatsız etti. Adaylıktan çekil' diye uyarılarımızı yaptık. Bundan sonra bizim akrabamız değildir. Tek başınalar. Hiçbir Karafazlı onların yanında değildir" ifadelerini kullandı.”
Bu açıklamalar üzerine konu ile ilgili olarak İMC  Televizyonuna konuşan Selda Karafazlı ise  şunları belirtmişti;” "Benim artık daha büyük bir ailem var. Evinde davet edenler var Aile içinde görüş ayrılığı var bunun dışında başka bir şey yok. Evine davet edenler var. Amed bölgesinden çağıranlar var. Ortada farklı siyasi görüşler var. Aynı düşünmek, aynı partiden aday gösterilmek gerekmiyor.Sadece farklı siyasi düşüncelere sahibiz. Uyarılar oldu bana ' bu işe girme' diye. Yanında olmayız. Ortada büyütülecek bir durum yok. Rize halkı bizi ılıman karşılayacak, bizimle el sıkışacak. Tepki olmayacaktır. Sosyal medyaya yansıyan olaylar çok önemli değil"
Konu ile ilgili konuşan baba Gençağa Karafazlı ise kızlarının yanında olduklarını belirterek çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti. Gençağa Karafazlı ile İHD çalışmaları kapsamında tanışmıştık. Hem iyi bir gazeteci hem de iyi bir insan hakları savunucusudur. Bu sayede ailesinin de aynı görüşte ve anlayışta olduğunu memnuniyetle öğrenmiş olduk.
Öncelikle akrabaları Karadeniz usulüne uyarak bir karar almış olabilirler. Karadeniz insanının milliyetçilik üzerinde tanımlanması ve bu tür tavırlarla tanınması elbette güzel bir tanımlama değil. Ancak bilinmelidir ki üç beş akrabaları siyasi tercihleri nedeniyle karafazlı ailesine cephe açmışlar ise bu aile de sahipsiz değil. Bundan böyle Gençağa karafazlı ailesinin bütün bireyleri ile arkadaşlığın ötesine geçip akraba samimiyetiyle kucaklaşmayı görev bileceğiz. Eğer kabul ederlerse onlarla kardeş ve akraba olmayı seçeceğiz. Kapımız ve gönlümüz her zaman onlara açıktır. Sergilenen tavrı beğenmediğimizi bu tür tavırların birlik ve bütünlük ruhuna aykırı olduğunu da ayrıca belirtmek gerekiyor.
Bu vesile ile başta Rize valiliği olmak üzere duyarlı çevrelerin bu ailenin siyasi ve sosyal yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli önlemleri almalarının zorunlu olduğunu da belirtmek gerekiyor.
Kişilerin ayrı düşünmeleri, ayrı siyasi partilere üye olmaları, ayrı yaşam şekilleri benimsemeleri normal bir durumdur ve saygı göstermek gerekiyor. İnsan haklarına saygılı olmanın gereği de budur ancak bu tavır birilerinin toplumdan dışlanmasına, tehdit edilmesine yol açıyorsa yetkililerin gerekli önlemleri almaları sağduyulu vatandaşların da gerekli duyarlılığı göstermeleri gerekmektedir.
Bu son olayda da görülmektedir ki Karadenizli yurttaşlarımız yanlış bir şekilde yönlendirilmekte milliyetçilik duyguları ile yönlendirilerek yanlış sonuçların ortaya çıkmasına yol açacak perspektiflerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu tür davranışların bir an önce bitmesi için karşılıklı diyalog ortamlarının geliştirilmesinde fayda bulunmaktadır. Eminiz ki insanlar birbirlerini tanırlarsa uçurum da bu kadar büyük olmayacaktır.