Sayın Başbakan ve Bakanlar kurulunun yarısına yakını TOKİ’nin selzedeler içini yaptığı konut dağıtım töreni vesilesiyle hafta sonu ilimizdeydi. Sayın Başbakanın gezisini de konuşmasını da hem süreç açısından hem stratejik olarak dikkatli bir şekilde izlemeye çalıştık.

Bu izlenimleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.

1- Bir kez daha gördük ki ülkenin yüksek çıkarları için genel politikalar belirlerken yerelin öznel koşullarını dikkate almadan politika oluşturulamıyor, insanlar toplanamıyor.Gezi; net olarak söylemek gerekirse AKP’nin Bölge mitingini çağrıştırıyordu.Komşu il ve ilçe teşkilatlarından çok sayıda insan Sayın Başbakanı karşılamaya teşrif etmişti.

2-  Yerelde yapılan yatırımların politik olmadığını söyleyenler her gün çoğalırken HEY tekstil çalışanlarının o sıcakta ellerinde bayraklar ile içecek su aramaları dikkat çekici geldi bize. Allah muhafaza ya tarlalarını sulayan mağdur çiftçilerin de sulama suyu olmasaydı. Tekstil çalışanı bayanlar içecek suyu nereden bulacaklardı! Tamam, bu insanlara iş imkanı yaratmanız güzel bir şey Allah razı olsun ama 40 derecenin üzerindeki sıcaklıkta ellerine bayrakları tutuşturarak güneş altında bekletmek pek de güzel olmadı belirtelim.

3- Gezide dikkat çeken unsurlardan birisi Türkiye Bayrağının kullanılmasına özen gösterilmesiydi. AKP bayraklarını alanda göremedim. Bu Hükümet kanadının birleştirici unsurları ön planda tutmak isteğinin göstergesiydi ve bu tür adımların yararlı olabileceği düşünülebilir. Ortak unsurların daha çok ön palana çıkarılmasında fayda olduğu söylenebilir.

4- Sayın Başbakan Konuşmasında “bazılarının bölgede etnik milliyetçilik yaptıklarını” üzerine basa basa hatırlattı.Türkiyede, Kürtlerin kimliklerinin yasal ve meşru zeminde tanınmamasından kaynaklanan bir sorun var.B u sorun 30 yıla yakındır yakmadık can bırakmadı.Sorunun çözümüne yönelik adımlar atılması gerekirken daha çıkıp sorunu etnik olarak tanımlama gayreti aslında bu sorunda geri kaldığımızı göstermez mi? Sorun tanımlanmayı değil çözümlenmeyi bekliyor.Kozluk teşkilatı soruna dikkat çekmek gayesi ile “Biji Tayyip” pankartı ile gelmişti.Korumalar bu pankartı kaldırdılar ama keşke sorunu çözmek de pankartı kaldırmak kadar kolay olsaydı.Sayın Başbakanın etnik dediği meseleye değinmeden bu bölgede politika yapılamayacağını yapılsa bile başarılı olunamayacağını görmesi gerekir.

5- Sayın Başbakan Hasankeyf konusunda yine Tarihin korunacağını, yeni bir Hasankeyf’in inşa edileceğini ve bölgenin Turizm açısından cazibe merkezi olacağını vurguladı.Sayın Başbakan başta olmak üzere politik aktörler sorunların çözümünü ortak sese kulak vererek gerçekleştirmeye çalışsalar sanırız daha iyi bir sonuç alma imkanına kavuşurlar.Konunun stratejik olduğunu dolayısıyla iyi hesaplanması gerektiğini daha evvel de yazmıştık.Ilısu barajını yapalım ama kotayı düşürüp Hasankeyfi sular altında bırakmayalım diyoruz.Bunu öneri olarak sunuyoruz.Birileri bunu da çatışma ortamı yaratmadan anlamalı diye düşünüyoruz.Bundan anlamayacak bir şey yok.Biz sularımızın boşa akmasını,enerji kaynaklarımızın boşuna tüketilmesini istemiyoruz.Ancak biz tarihi esirlerimizin ve sit alanı ilan edilen bölgelerinde sular altında gizlenmesini istemiyoruz.Bunun bilinçli bir politik adım olduğunu düşünüyoruz.Bunu bir halkın tarihinin silinmesi çabalarının ürünü olarak görüyoruz ve doğru bulmuyoruz.Biz çeşitliliğimizi sözde değil özde zenginlik sayıyoruz ve bunu da dillendiriyoruz.Bu zenginliğimizi sürdürmek için de yöneticilerimizden katkı,destek,sağlıklı çözüm bekliyoruz.

Anlaşılması, algılanması ve çözüme katkı sunması dileğiyle.