Komşu ülkeler Suriye ve Irak’ta kelimenin tam anlamıyla vahşetler yaşanıyor…

Gün geçmiyor ki bu iki komşu ülkede 100’den fazla insan çatışmalarda, bombardımanlarda, canlı bomba saldırılarında hayatlarını kaybetmesin…

Bu iki ülkede emperyalistlerin gözetiminde yıllardır ‘kontrollü savaş’ yürütülüyor…

Başta Amerika ve Rusya olmak üzere pek çok dünya devletinin dahil olduğu kirli vekalet savaşları gerçeği açıktır…

Öte yandan suçlu ilan ettiklerinin kafalarını hayvanlar gibi kesen IŞİD’in hegemonyası söz konusudur…

Son bir aydır Suriye’de bu örgüte yönelik hava ve kara saldırılarının arttığını biliyorsunuz. Son günlerde ise Musul’da bu örgüte yönelik olarak kapsamlı bir savaş yürütülüyor…

30 dolayında ülkeye (koalisyon kuvvetlerine) ait uçakların katıldığı Musul harekatının çok kanlı sonuçlanacağı gerçeği açıktır…

Barbarlıkta sınır tanımayan IŞİD, kontrolden çıkmaya çalışan bir örgüt olduğunu göstermeye başlayınca Amerika düğmeye bastı ve bu yapıya yönelik olarak kapsamlı operasyon başlattı…

DENİZE DÜŞEN, YILANA SARILIR!..

Hem Suriye, hem Irak’ta, cephenin ön hattına Kürd gençlerinin sürüldüğünü gözlemliyorum.

Dünyada devletleri ve hamileri olmayan Kürdler, Suriye ve Irak’ta kimsenin toprağına, ırzına ve değerlerine saldırmamışlardır. Ancak atalarının yaşadıkları topraklarında en ağır insanlık dışı saldırılara maruz kalmışlardır…

Ortadoğu’nun en kadim ve en mazlum halkı bugün denize düşerek yılana sarılanların konumundadırlar…

Çok ağır silahlarla techiz edilen IŞİD, önce Musul’u almış, ardından Kürd şehirlerine saldırmış, sayısız Peşmergenin kafalarını keserek düşmanlığını ilan etmişti…

Bu zalim yapı, nahak yere Suriye’de de Kürdlere saldırmış, yüzlerce köy ve kasabalarını yakarak Kobane’de taş üstüne taş bırakmamıştı…

Kürdler mecburen bu örgüte karşı silahlanmış ve Kobane’yi ele geçirmelerine izin vermemişlerdi. Kobane kurtarıldıktan sonra mübarek Ramazan ayında bir gece yarısı sinsice saldıran IŞİD, çoğu kadın ve çocuk 250’den fazla Kobaneliyi hunharca ve barbarca katletmişti…

İslam alemi bu barbarlığa bile gerekli tepkiyi göstermemişti. Yazdıklarımda hilafı hakikat, yani yalan yoktur. Google arama motorunda sorunuz, İslam adına ahkam kesen kaç ülke yöneticisi Kobaneli sivillere yönelik Ramazan ayındaki katliamı kınamış öğrenin. Yok denecek kadar az bir tepkiye tanık olacaksınız…

Tüm zalimlere tepki göstermemiz gerektiğine inanıyorum. Ne acıdır ki Kürdlerin haklarından dem vuranların önemli bir kısmı da başka zalim güçlerin, başka etnik topluluklara yönelik barbarlıklarına gereken tepkiyi göstermiyor…

Evet, hem Suriye’de, hem de Irak’ta canlarını vererek topraklarını ve ırzlarını korumaya çalışan Kürdler gerçeği açıktır. Ancak Amerika’nın Kürdleri savaşta kirli amaç için kullanma cihetine gittiğini gözlemliyorum.

Amerika, Irak’ta Peşmergeleri ön cepheye sürüyor. IŞİD’i Musul’da vurmak için Peşmergeler ön cepheye sürülürken, Suriye’de yine örneğin Rakka’nın kurtarılması için Kürdler ileri mevzilere gönderiliyor…

İki komşu ülkenin Kürdleri Ortadoğu’daki denize düşerek, büyük hileler peşinde hep koşmuş yılan olan Amerika’ya sarılmak zorunda kalmışlardır…

Denize düşen, yılana sarılır, bence başka çareleri yoktur. Onlar, yani Kürdler iki ülkede de istemedikleri bir savaşa sürüklenmişlerdir…

Kendilerini koruyabilmeleri için bir emperyal güce sırtlarını dayamak zorundadırlar. Çünkü Ortadoğu’nun şartlarında yaşama mücadelesi için bu bir zorunluluktur…

(Ne acıdır ki mazlum iken zalimleşmeye gidenleri de görüyoruz. Suriye’de kendinden gayrı görüşe, fikre, partiye çalışma fırsatı tanımayan Kürd örgütlenmesi ayrı bir yazı konusu olacaktır.)

Musul, iki yılı aşkındır IŞİD’in işgali altında. Beş altı bin kişilik çete, yaklaşık iki milyon nüfusu bulunan Musul’u silah zoruyla yönetmektedir…

Bunların hegemonyalarına son verilmesi bir zorunluluktur. Çünkü bu yapı, kimseye saldırmamış, inançlarını yaymak için çalışmalar yapmamış bir azınlık olan Ezidileri katliamdan geçirtmiş, yüzbinlerce kadın ve çocuğu Şengal dağlarında ölüm-kalım mücadelesine zorlamıştır…

Dağlarda mahsur kalan Ezidi kadın ve çocuklara su ve temel gıda erişimine bile izin vermeye yanaşmayan, kadınlarını Musul’daki pazarda şehvet peşinde koşan alçaklara pazarlayan bu yapıyla mücadele bir zorunluluktur. Er veya geç bu örgütün Musul’da hezimeti yaşayacağı gerçeğine kesinlikle inanıyorum…

Ancak savaşlarda sivil halkın çok büyük acılar yaşadıkları gerçeği beni düşündürüyor. Bu örgütün canlı kalkan olarak kullandığı yüz binlerce masum Musul’da yaşıyor…

Günlerdir aç ve susuz şekilde savaş uçakları, obüs, tank ve top ateşlerinin ve büyük patlamaların gürültüsü altında yaşayan halk, fırsatları doğar doğmaz göç yoluna düşeceklerdir…

Musul’dan sonra Rakka kuşatılacak ve bu örgüte savaş açılacaktır. Allah zalim bir gücü bazen başka zalimlerin eliyle bertaraf ediyor. IŞİD adlı barbar yapı kadar İslam’ın değerlerini küçük düşüren yoktur. Bunların def olmasında hayır vardır…

Ancak Musul örneğinde olduğu gibi savaş mağduru sivil mazlum insanlar için insani tedbirler alınmalıdır. Amerika ve koalisyon güçleri bu yönlü bir hazırlık yapmıyorlar…

Bu göç kapımızı çalacaktır. Son günlerde Irak üzerinden kentimize gelen Suriyelilerin sayısı hayli artmıştır. Göç İdaresi başta olmak üzere ilgili resmi kurumlarımızın yeni göçler nedeniyle yaşadıkları sıkıntıları çok iyi biliyorum…

Son günlerde beton zeminde yatan bazı Suriyeli ailelere sünger döşek, yorgan/battaniye ve yastıklar ile gıda temininde bulundum. Bazı hayırseverlerin yardımlarını ulaştırdım.

Ancak sadece son bir haftada benden yardım isteyen ve beton zeminde yattıklarını belirten, soğuktan üşüdüklerini ifade eden o kadar çok Suriyeli yeni mağdurlar var ki, onlara yetişemiyorum. Batman yeni göçleri artık kaldıramıyor. Zira hayırseverlerimizin sayısı da hayli azalmıştır…

Biz üzerimize düşen insani ve dini görevimizi yapmaya inşallah devam edeceğiz. Ancak devletin gerekli hazırlıkları yapmasında fayda var. Suriye koordinasyon kurulu toplantılarımızı uzun süredir yapmıyoruz. Durum çok ciddi. Mazlum kadın ve çocukların Ortadoğu’da yürütülen kirli savaşta hiçbir günahları yok. Onlar için duyarlı olalım. Zira dileyen herkese aç geceleyen sayısız aileyi gösterebilirim.

Cenabı Allah’tan yardım diliyorum. Bu korkunç savaşların artık son bulması ve geçici dünya için masumların can vermemesi için dua edelim.