Türkiye yıllardır yeni ve sivil bir anayasa kavuşmak için çaba içinde lakin bu anayasanın nasıl olması gerektiği konusunda bir türlü anlaşma sağlanamadığı için topyekûn bir anayasa değişikliği ne yazık ki gerçekleşemiyor.

Geçen yasama döneminde partilerden eşit oranda milletvekili katılımı ile oluşturulan Anayasa uzlaşma komisyonunda birçok maddede anlaşma sağlandığı halde bazı ilkelerde uzlaşma olmayınca çalışma rafa kaldırılarak bu döneme aktarılmıştı.

Ancak yapılan seçimlerde ortaya çıkan tabloları inceleyen siyasetçilerimiz durumu farklı bir şekilde değerlendirmeye devam ediyorlar.

Anayasa uzlaşma komisyonunda bu kez mesele başkanlık tartışmalarda tıkanınca komisyon çalışmaları sonlandırıldı. Bu durumda iktidar partisi AKP kendi anayasa değişiklik paketini halkoyuna sunma çabalarına girdi. Çünkü parlamentoda bulunan diğer üç siyasi parti de başkanlık sistemine karşı olduklarını belirtiyorlar.

Başbakan Ahmet Davutoğlunun görevi bırakmasına neden olan AKP içindeki gelişmeler üzerine yeni bir değerlendirme yapan iktidar partisi başkanlık meselesi yerine şimdilik anayasanın bazı maddelerini değiştirerek partili cumhurbaşkanı modelini yaşama geçirmeyi deneyecek. Bu konu ile ilgili olarak yayınlanan haberde; “AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, başkanlık sistemini de içeren bir anayasa değişikliğini hayata geçirmeyi mutlaka istediklerini belirtti; ancak geçiş formülü olarak ‘partili cumhurbaşkanlığı' düzenlemesini Haziran ayında Meclis'e sunacaklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti Türkiye'nin yönetim şeklinin başkanlık sistemine dönüştürülmesini isterken, AK Parti hazırlamakta olduğu ve Haziran ayında Meclis'e sunulacağını açıkladığı yeni anayasa teklifinde başkanlık sistemine yer vereceğini duyurmuştu.

AK Parti'nin anayasayı tek başına referanduma taşıyabilmesi için en az 14 sandalyeye daha ihtiyacı bulunurken, Parlamento'daki üç muhalefet partisi de başkanlık sistemine karşı olduklarını vurgulamışlardı.

‘KISMEN GEÇİŞ FORMÜLÜ'

Canikli NTV canlı yayınında yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili soru üzerine, "Biz başkanlık sistemini tüm kurumlarıyla anayasaya monte etmek istiyoruz. Ancak bunun zaman alacağı ve diğer partiler tarafından hemen benimsenmeyeceğini görüyoruz. Sonuç alınmayacak bir çabanın içine girmenin anlamı yok. Bu nedenle kısmen geçiş formülü olarak partili cumhurbaşkanlığı sisteminin hayata geçirilmesini arzuluyoruz" diye konuştu.

'Partili cumhurbaşkanlığı' düzenlemesinin 4-5 maddeyi geçmeyeceğini vurgulayan Canikli şöyle devam etti:

"Partili cumhurbaşkanı modelinde cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğinin kesilmesini düzenleyen anayasa değişikliğiyle birlikte 4-5 maddenin değişmesi yeterli olacaktır. Bununla ilgili olarak diğer partilerle de görüşme yapabiliriz."

‘KİMSE ERKEN SEÇİM BEKLEMESİN'

Düzenlemenin Haziran ortasında Meclis'e sunulacağını da söyleyen Canikli kamuoyunda tartışılan seçim senaryoları konusunda da, "Kimse erken seçim beklemesin. Bu Parlamento 2019 yılına kadar görevinin başındadır" dedi.” Değerlendirmesi yapıldı.

Eğer bu fikir yaşama geçirilirse anayasada belirtilen cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisi ile ilişkisi kesilir maddesi kalkacak ve cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aynı zamanda AKP’nin Genel Başkanı olabilecek.

Bu durum yarı başkanlık sistemine geçiş anlamı da taşıyacak. Fiili olarak ortaya çıkan durum ise yasama ve yürütmenin aynı elde toplanması olacak ve kuvvetler ayrılığı meselesi yeni bir boyut kazanacaktır.

AKP içindeki çevreler bu durumu daha evvel Atatürk, İsmet İnönü ve celal Bayar döneminde uygulandığını belirtiyorlar ki o dönemlerde uygulamada olan çok partili siyasal sistem değil tek parti dönemiydi. Eğer benzetme bu yönlü ve düşünce böyle bir yapıyı gerçekleştirmeye yönelik ise konunun daha detaylı düşünülmesi gündeme gelecek ve tartışmalar farklı boyutlara taşınacaktır.

Peki, partili cumhurbaşkanı modeli Türkiyenin sorunlarını çözme konusunda etkili ve yeterli olacak mı?

İşte bu sorunun cevabını vermek o kadar da kolay değil. Lakin bir gerçek var ki bu model ile cumhurbaşkanlığının tarafsızlığına ve AKP’nin içişlerini karışması nedeni ile ortaya çıkan eleştiriler bertaraf edilmek isteniyor.

Ülke sorunların çözümü meselesine gelince bu net olmasa bile bu model ile AKP içindeki farklı seslerin ortaya çıkma ihtimalinin de ortadan kaldırılacağı kesin.