Hafta sonunda (Pazar günü) yolum Sason’a düşmüştü. Yol boyunca doğayı gözlemledim. Henüz ormanlarımız yeşile bürünmemişti…

Pek çok köyde rengarenk çiçeklerle süslenen meyveli ağaçlar dikkat çekiyordu. Güzel Sason kırsalında yemyeşil otları zevkle izledim.

Betona hapsolduğumuz için doğadan habersiz kalıyoruz. Derelerde şırıl şırıl akan sular, rengarenk kelebekler, çiçeklerden de haberdar değiliz…

Gidiş ve gelişimiz boyunca iyi bir gözlem yaptım. Batman Barajı sularının, Kozluk ilçemize bağlı Kaletepe (Dahlıke) köyü önüne kadar çekildiğini, o derin çay yatağının tamamen toprakla dolduğunu gözlemledim…

Bu durumdan duyduğum üzüntüyü dile getirdiğimde, barajın Kaletepe köprüsü aşağısındaki kanyonunun da balçıkla dolduğunu söylediler.

Batman Barajı hızla toprak ve balçıkla doluyor. Barajımızın ömrünün 50 yıl bile olamayacağını söyleyenler var…

Barajların korunması için önemli tedbirlerin alınması yasal bir zorunluluktur. Barajların olduğu tüm kentlerde havza ağaçlandırma projelerinin hayata geçirilmesi gerekiyor.

Ancak bu önlemlerin yeterince alınmadığı gerçeğini de gözlemliyorum.

Batman Barajı hızla toprak dolarken, devasa Ilısu Barajı’nın korunması için ciddi tedbirlerin alınması gerekmez mi?

MİLLETVEKİLİ DR. ALAATTİN SEVER AYDIN’IN UYARISI…

Doğaya ve çevreye duyarlı bir toplumun oluşması için yıllardır çaba gösterenlerden biriyim. 1990’lı yıllarda da bu konularda yazılar yazıyordum.

Dönemin Refah Partisi Batman Milletvekili Sayın Dr. Alaattin Sever Aydın, sürekli okurlarımdan birisiydi.

Batman devlet Hastanesinde Dahiliye Uzmanı olarak görev yaparken tanıştığım Sayın Aydın, sonradan hastane Başhekimi olmuş ve sanırım 1995 genel seçimlerinde Batman’dan Refah Partisi Milletvekili seçilerek TBMM’ye geçmişti.

Saygın bir kişiliği vardı. Uzun yıllardır görmediğim ve şu anda nerede olduğu hakkında da bilgi sahibi olmadığım Sayın Sever Aydın, doğa ve çevreye özellikle duyarlıydı.

Bir ara yüz yüze görüşmemde, özetle şu bilgileri vermişti: “Çok güzel yazılar yazıyor, önemli değerlendirmeler yapıyorsun. Hidroelektrik Santralleri için barajlar inşa ediliyor. Barajların heyelan ve erozyonlardan korunması için Havza Ağaçlandırma Projelerinin hayata geçirilmesi yasal zorunluluk. Bu konuda araştırma yapmanı öneriyorum. Batman Barajı’nın korunması için de baraj koruma alanlarının oluşturulması ve havza ağaçlandırma projelerinin hayata geçirilmesi gerekiyor.”

Bana verilen o bilgiden sonra araştırmalar yapacaktım. Doğru bilgilendirilmiştim.

HAVZA AĞAÇLANDIRMA PROJELERİ…

Sonraki tüm konu ile ilgili yazılarda Batman Barajı’nın korunması için Havza Ağaçlandırma Projelerinin hayata geçirilmesi için kamuoyu oluşturmaya çalışmıştım.

DSİ bazı çalışmalar yapmışsa, katkım büyüktür diye düşünüyorum. Bu konuda size bilgi vermek istiyorum.

DSİ Batman Şube Müdürlüğü’nün Batman Barajı’nın korunması için bazı çalışmalar yürüttüğünü duymuştum. Bir dönemin Şube Müdürümüz Sayın Veysi Kanat ile alanı dolaşmıştık. DSİ karşıtı olmadığıma dair somut belge için köşemde yaptığım değerlendirmeden bir iki paragrafı hatırlatmak isterim: “Malabadi’den sonra Kozluk Kaletepe ile Kerıka köyü kırsalındaki alana gittik. Burada çok geniş bir alanda ağaçlandırma çalışması yapıldığını gözlemledim. Binlerce dönümlük alanda 100 bin badem dikilmişti. Bademler epeyce boy atmıştı. Ayrıca 30 bin Antep Fıstığı ve 40 bin İran Çam’ı dikilmişti. Etrafları tel örgülerle çevrili fidanlık alanın bakımının da yapıldığını gözlemledim. Ayrıca korunmaları için bekçi tutulmuştu. Düzenli olarak sulandığı belirtilen fidanların ileride çok önemli gelir kaynağı olacağını belirten DSİ Şube Müdürü Sayın Kanat, ‘Ağaçlandırma çalışmamız devam ediyor. Önümüzdeki Sonbahar’da inşallah 160 bin İran ve Kızılçam daha dikeceğiz. Ayrıca 1840 kilo meşe palamudu ile 320 kilo badem tohumunu daha toprakla buluşturma çalışmamız olacaktır. Toprak erozyonunun yaşanmaması için bu çalışmaları yürütüyoruz’ dedi. Baraj yapılan her ilde ‘Havza Ağaçlandırma Projeleri’nin hayata geçirilmesinin kanun gereği olduğunu biliyorum. Toprak erozyonunun yaşanmaması ve barajların toprakla dolmamasını amaçlayan çalışmalar yapılmamasını geçmişte eleştirdiğimi hatırlatmak isterim. Batman’ımızın yeşil dokusunun geliştirilmesi bir zorunluluktur. Hem unutmayalım; toplumsal barış topraktan gelir. Verimli toprakları erozyona kurban giden coğrafyaları bekleyen tek şey çölleşmedir. Çölleşme ise yoksulluk ve açlık demektir…”

Evet, kısa alıntı yaptığım yazıma konu olan o alanlar dışında DSİ’nin nerede barajları koruma amaçlı çalışmalar yürüttüğünü bilmiyorum. Bilgilendirilmemiz çok zor bir şey olmasa gerek.

Devamı yarın